Bölüm 31

4.2K 380 7
                                    


Ses yaklaştıkça yer sallanıyordu.Hem meraktan hem de korkudan yerimde sayıyordum.Karşıma ne çıkacağını bilmiyordum ama muhtemelen dişlerini bana geçirmek için gelen bir yaratık vardı.

Kuru bir ağacın ardına saklanmaya çalışırken onu gördüm.Sanki kendine hayrı olmayan ağaç beni koruyabilecekmiş gibi daha sıkı sarılıyordum.Az ileride metrelerde uzunlukta ve devasa büyük bir ejderha kibirli bir şekilde bana bakıyordu.Nefes aldıkça burnundan dumanlar çıkıyordu.Ejderha benim özüm olan şey.Benim düşmanım değil ki bana zarar versin.Korkumu bir kenara bırakarak ufak adımlarla yanına yaklaşmaya başladım.Ona yaklaştıkça nefes alışverişi durdu.Pür dikkat beni izliyordu.Bana bakan gözlerinden hiçbir şey anlaşılmıyordu.Önünde bir metre kadar arayla durdum.Nefes almıyordu nedenini merak ederken birden bire tuttuğu nefesi verdi ve ortalığa ateş püskürttü.Son anda eğilerek kendimi yanmaktan kurtardım ama bu seferde bir kuyruk darbesiyle beni az önce sarıldığım ağaca fırlattı.Tamam.Kesinlikle dost canlısı değil.Kesinlikle özüm değil.Nefesim kesilmeseydi aniden fırlayıp kaçabilirdim ama dizlerimin üzerinde kalmıştım.Nefesimi düzenlemeye çalışırken o sanki onun kaçamayan avıymışım gibi hantal hareketlerle bana doğru geliyordu.Yeterince şiddetli olsa kuyruğunla öldürücü darbeler vurabilirdi.Siyah derisinin üzerindeki dikenler özel çabalarla yontulmuş gibi parlıyordu.Beni yiyebilecek yakınlığa geldiğinde yerimden fırlayıp bacağının altından geçtim.Arkama bakmadan koşuyordum.Püskürttüğü alevlerden kaçarken kolumun kenarına değince tökezledim.Canımın yanması daha hızlı koşmam gerektiğini hatırlattı.Yerdeki çatlaklara takılmamaya çalışırken yokuşu görmeyip aşağı yuvarlanmaya başladım.Yerdeki dikenli otlar aşağı kayarken her yerimi çiziyordu.Artık ejderhayı göremiyordum.Yokuşun bittiği yerde bataklık vardı az kalsın içine düşüyordum.Tedbirli adımlarla bataklığın etrafından dolaştım.Uçsuz bucaksız bir yerdi burası.Engebeli yer şekilleri yürümeyi zorlaştırıyordu.Yeşillik bir alan gördüğümde çölde su görmüş gibi oldum ve koştura koştura bir su birikintisinin dibine çöktüm.Elimi yüzümü tozdan topraktan arındırınca etrafımı incelemeye devam ettim.İlkel bir gezegendi.Burada ne işim olduğunu hale çözememiştim.Ejderhalar beni yesin diye yollamış olamazlardı.Evet,burada bir amacım olmalıydı.Onlar şuanda dünya için savaşırken ben burada oturamazdım.İlle bir ipucu falan olmalıydı.Birden midem bulanmaya başladı.Acıkmıştım ve yiyecek bulmam lazımdı.Bu yabancı bitkileri yersem sonucunu tahmin edemiyordum.Tanıdık bitki ararken yaban mersinine benzer yuvarlak mor meyveler oldukça cazip geldi.Kötü gözükmüyorlardı zehirli olmadığını varsayarak birkaç tane koparmak için eğildim.Meyvelerin etrafını kaplayan dikenler onları almamı zorlaştırsada engelleyemedi.Tam ağzıma atacakken ayaklarımın yanından hızla geçen bir şey hissettim.Çalılara girdi.

''Onları yeme.''Çocuk sesine benzer hırıltılı bir uyarı geldi.Sesin geldiği yerde çalıların içinde kıpırdayan bebek bir ejderha vardı.Hafif bir çığlık atarak geriye sendeledim.

''Sen de nesin böyle?''Açık yeşil renginde, büyük kırmızılı gözlü, derisinin üzerinde balığınkini andıran pullar vardı.

''Ben senin henüz büyümemiş olan özünüm.'Dedi çalıların içinden çıkarak.Elimdeki meyveleri yere bıraktım.

''Nasıl yani?''Dedim.Yanına eğilerek daha yakından baktım.

''Şimdiye kadar bütün prensesler buraya gelerek ejderhalarını buldular.Sen biraz geciktin ama olsun seni bekliyordum.''Kafasını koluma sürttü.Tıpkı sevgiye aç bir kedi gibiyidi.

''Bana söyleselerdi gelirdim neden söylemediler acaba?''

''Hazır olmadığın içindir.''Ayağa kalktım.

''Seni bulduğuma göre ne olacak şimdi?''Artık sabrım kalmamıştı.

''Normalde ben senin ruhuna katılacaktım ama senin bir ejderhan daha var.Bir buz.Çok tuhaf.''Bir buz ejderhası mı?Yok artık.Kehaneti şimdi anlamıştım.

''Buz ejderhası diye bir şey mi var?Yani çok saçma değil mi?''Bebek ejderha bilmiş bir tavırla önümden geçip yürümeye başladı.

''Buz ejderhaları çok nadirdir?Benim gibi sana gelmez,sen ona gitmelisin.''Bikaç metre uzakta durdu.

''Onu bulunca ne olacak?''Sabırsız bir şekilde soludu.

''Onunla ikimiz birleşip senin ruhunu tamamlayacağız.Böylelikle güçlerin tamamlanacak.''

''Pekala gidip onu bulalım.Teşekkür ederim bu arada.O meyveleri yemememi söylediğin için.Karnımın gurultusu durmadı gerçi.''Dedim gülerek.

''Yolda sana bir şeyler bulurum haydi.''Yürürken ona katıldım.

''Adın ne?''Diye sordum.

''Adım Dione.''Dedi.Tabi ya!O aslında benim.

''Kendimle tanışmak tuhafmış.Sence nasıl?''


''Seni bulamasaydım ölecektim.Bu yüzden mutluyum.''


Ejderha Alevi:BaşlangıçWhere stories live. Discover now