BÖLÜM 11 uzun bir aradan sonra...

5.9K 418 4
                                    

Ormanın derinliklerinden kimseye görünmeden geçmeye çalışıyordum.Orman yolu güvenliydi ama çıkışında beni tehlikeler bekliyordu.Planım buradan çıkında bir Drow un beni yakalaması ve Titanya ya götürmesiydi.Titanya nın yanına gidince onu öldürecektim.Plan çok aptalcaydı ama başka çarem de yoktu.Bunları düşünerek ilerlerken ayağım aniden kaydı ve üzeri çalılarla gizlenmiş bir çukura düştüm.Ayağa kalktım ve etrafıma baktığımda bunun bir tünele benzediğini gördüm.Nemli havayı hiç sevmiyordum ve duvarlardaki örümceklerde hiç iç açıcı değildi.Yoksa burda ölecek miydim?Yere bakarak ilerlerken su sesi duydum.Önüme ne çıkacağını bilmememe rağmen koşmaya başladım,artık ne çıkarsa şansıma.

Gördüklerim karşısında donup kaldım.Masmavi,efsunlu,yuvarlak bir su göleti vardı.Kenarlarında buzdan aynalar ve tam göletin arkasında bir el işareti olan beyaz kapı.Yavaşca ilerledim.Göletin yanına çöktüm ve suya dokundum.Suyu hissetmek çok zordu sanki gökyüzü gibiydi.O sırada karşıdaki el işaretli kapı dikkatimi çekti.Göletin etrafından dolaşarak kapının önüne geldim.İçimdeki bir ses elimi oraya koymamı söylüyordu.Sadece yap gitsin Dione dedim ve elimi el işaretine yerleştirdim.Bekledim ve bekledim ama hiçbir şey olmadı.Elimi kapıdan çektim ve geri dönerken bir daha baktım bundan başka çıkış şansım yoktuki.Bu neden işe yaramadı diye düşünürken kapıyı ittirmek geldi aklıma ve sinir edici bir biçimde açıldı.Neden elimi koydumki oraya her yerde bir tuhaflık bekliyordum işte.Kapıdan içeri girer girmez sanki kara delik varmış gibi içeri çekildim.O kadar parlaktı ki gözlerimi açamıyordum.Uçuyormuş gibi hissediyordum ve birden ışık kayboldu karanlıkta sadece iki ışık vardı biri mavi diğeri ise kırmızıydı.Mavi taraf soğuk kırmızı taraf sıcaktı ve ben o sıcaklığa doğru istemsizce süzülüyordum.Şaşkına dönmüştüm ve nereye gittiğimi bilmiyordum.Yine aynı kör edici ışık ve yere çakıldım.

Gözlerimi açtım ve bir ormandı ah yine mi olamaz.Ama bir dakika bütün ağaçlar kırmızıydı.Kafamı elimle yokladım ama darbe almamıştım.Kıpkırmızı bir orman.Gökyüzü bile kırmızıydı.Gözlerim kocaman olmuş bir şekilde ayağa kalktım.Biraz yürüdüm ve ormanın dışına çıktım,bir tepeydi bu ve karşımdaki görüntü karşısında donup kaldım.Olabildiğince geniş görünen bir kızıl dünyaydı sanki.

Ejderha Alevi:BaşlangıçTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon