Tim'in zor anları

203 16 2
                                    

Teröristlerin hepsi bir anda ortaya çıkmıştı ne yapacaklarını şaşırsalarda avını bekleyen aslan gibi beklemekteydiler

Ateş : size demiştim beyler fırtına öncesi sessizliğin işareti

Terörist : bırakın silahları teslim olun

Bu söze hepsi gülmeden edememişti işte bir türk askeri teslim olmazdı hiç
Hainlerin önünde zayıf düşemezlerdi

Tahir : gelin alın lan gelin alın

Keşanlı: lan Tahir yürek mi yedin lan sen

Fethi : sen sus bakıyım keşanlı sadece o değil hepimizde yürek yiyecek cesaret var

Terörist : silahları bırakın dedim yoksa bu askerinizi öldürürüm , dedi teröristlerin başı olan adam aşık 'ın bacağına sıkarken

Yavuz : bırakın silahları aslanlar

Onlar için emir emirdi ikiletemezlerdi hiçbiri ağzını açmadan açamadan bıraktılar silahları

Teröristlerin onları alıp götürmesine izin verdiler yavuz komutan 'ın bir bildiği var diyerek

Nazlı dün akşamdan beri bekliyordu Ateşini kocasını ama yoktu telefonlarını açmıyordu eve gelmesi gerekirken yoktu işte
Çantasını aldığı gibi evden çıkarken nasıl gideceğini bile umursamıyordu artık

Hazal : ne yapıcaksınız bize

Terörist : ne yapmamızı istersin baş başa

Yavuz : HAZAL tamam bırak sen bu şerefsizlerle konuşmayı

Terörist : sen kime şerefsiz diyorsun lan, yavuz komutana tekme atmıştı
Yavuz sarsılıp yere düşse de gülmeden edememişti timde onunla aynıydı

Terörist : bakın benim adım bekir bana halledici bekir derler

Fethi : kimi hallediyon lan sen

Bekir : kızları hallediyom noldu asker bozuntusu

Ateş : şerefsiz

Bekir : yolun ortasında dövün şunları da akılları başlarına gelsin

Nazlı eve nasıl geldiğini bilememişti kapıyı çalıyordu hatta yumrukluyordu

Güler : kızım noluyor

Nazlı : Anne sen evde değil miydin

Güler : pazara gitmiştim gel içeri girelim

Kapının açılmasıyla nazlı Annesini içeri sokmuş kendisi de girip hızlıca kapıyı kapatmıştı ama onları bir adamın izlediğinden habersizdiler

Tim zorlukla da ayağa kalksada hepsi bitik haldeydi yürüyemeseler bile ellerindeki iplerle yürütülüyorlardı hepsinin elleri arabaya bağlanan ipe bağlıydı
Yavuz'un kaşı yarılmış dudağı patlamıştı
Tahir 'in; yüzü gözü mosmordu dudağı patlamıştı
Fethi 'nin ; burnu kanıyordu yüzü gözü mosmordu direnci düşmüş gibiydi
Ateş ; sarışın haliyle yakışıklı olsada yüzü morluklardan görünmüyordu
Aşık aksayarak yürüyordu hazal 'ın ise kaşı ve dudağı patlamıştı

Bekir: hızlan lan gösterelim şunlara günlerini

Araba hızlandıkça onlar da hızlanıyorlardı dirençleri yoktu bitmişti

Güler hanım ne olduğunu anlamamıştı kendisi otururken kızı ayakta fır dönüyordu
" nazlı otur yeter başım döndü hem ne senin bu halin "

Nazlı : Anne Ateş dünden beri eve gelmedi acaba yine çapkınlık peşinde mi hiç söylemek istemiyorum ama ya beni aldatıyorsa

Güler: damadıma laf yok nazlı hem aldatsa gelir sana söyler Erdem de onun kafasını kırar görev yerini değiştirir sen tanımıyor musun kocanı bilmen lazım görevdedir belki nerden biliyorsun Erdem de dün eve gelmedi çünkü biliyorum ki Askerleri evlatları göreve gittiyse onlar dönünceye kadar karargahta kalır

Erdem : güler ben geldim

Güler: hoşgeldin hayatım

Erdem : nazlı senin burda ne işin var

Güler: geç erdem geç sen salona geç ben şu ekmekleri mutfağa koyup geliyorum

Tim zorluklarlada yürüselerde bayılacak gibiydiler kendilerini sıcacık bir yatağa atmak istiyorlardı
Yavuz , Ateş , çaylak , Fethi, keşanlı, tahir , aşık ve hazal çok kötü durumdaydılar

Bekir : alın şunları götürün

Üç beş terörist ellerini çözerken diğer bütün teröristler hedef almıştı hepsini
Yavaş yavaş teröristlerin sığınaklarına doğru yürümeye başladılar

Erdem yarbay: kızım sen delirdin mi ne aldatması ne saçmalıyorsun sen ya ben dün oğullarımı ve kızımı göreve kendi ellerinle yolladım

Nazlı: kızım derken

Erdem : hem senin sandığın gibi değilmiş o işler hazal 'ın sevgilisi varmış görevdeymiş o da al bak dosyası barış çevik

Nazlı: ben ne yaptım ya Allah beni kahretmesin kocamı suçladım ben

Güler: ummadık taş baş yarar nazlı hanım bundan sonra kocana güvenmeyi öğren

Terörist : öleceksiniz niye hala gülüyorsunuz

Ateş : çünkü dinden çıktık

Fethi : ya Ateş ya senin yapacağın şakaya tüküreyim ben

Tahir : abi o nasıl bir sözdür şakadır ya

Keşanlı : gerizekalı

Çaylak: abi hayattan soğutun beni ya

Hepsi hayattan bezmiş bir şekilde Ateş'e bakarken Ateş anlam verememişti ki bütün tim üzerine çullandı birden
Ateş: durun lan yapmayın yapmayın
Fethi : yumurta kafalı seni

Elleriyle Ateş 'in omzuna vururken bile neşeleri eksik olmamıştı yüzlerinden

Ateş : bezdum da bezdum, bağırarak uzaklaştırabilmişti Ateş kendisinden timi

Evde koca bir sessizlik olmuştu nazlı'nın ağlamaları dışında herşey normaldi
Nazlı: ya An- ne ya Ben n-nasıl i- inanmadım kocama ya

Erdem : ben çıkıyorum güler

Güler : görüşürüz hayatım

Erdem yarbay evden dışarı çıkarken iki üç adam fark etmişti evine kendisine doğru geliyorlardı silahını çıkartıp hızlıca evine girdi

Erdem :Güler saklanın pusu kurmuşlar

Silah ve mermi sesleri havada uçuşuyordu Erdem yarbay ne yapacağını bilemez halde şaşkındı

Bekir : gel bakalım güzellik eğlenelim seninle biraz

Hazal : ne diyorsun sen be ne saçmalıyorsun

Fethi : bırakın lan kardeşimizi götürmeyin bırak

Bekir : getirin kızı

Yavuz: bırak kızı bizi al şerefsiz

Keşanlı : gücünüz kızlara mı yetiyor lan he ADİLER

Ateş: bir gelsene lan hıyar

Terörist : bana mı dedin

Çaylak: senden başka hıyar yoksa demek ki

Ateş : şimdi size ummadık taş baş yarar kelimesinin anlamını göstereceğim iyi izleyin bu karşımda gördüğünüz bedeni saymazsak bir taş tamam mı taşın ismi de ummadık taş, (açılır ve kafa atar)

Ateş: alın size ummadık Taş baş yarar

Bütün timi gülme krizi turmuştu

Fethi : ulan Ateş ya

Tahir -çaylak : çok açıklayıcı oldu abi sağol

Keşanlı : uygulamalı ders candır can

Ateş teröriste kafa atınca bütün silahlar ona dönmüş ama ne Ateş ne tim umursamamış gülmeye devam etmişlerdi



Kelebek: Ateş 'in sevdalısı Where stories live. Discover now