altmış iki : stalker

Start from the beginning
                                    

"Yoongi, bu iş ciddileşiyor bence bir an önce buradan çıkmalıyız." Hızlı ve telaşlıydım. Öldürülmek istemiyordum. Yani daha doğrusu, kim öldürülmek, canice katledilmek isterdi ki ?

Yoongi beni dinlemeden bir sayfa daha çevirdi. 'İnsanlar benim deli olduğumu söylüyor. Ben deli değilim!'

'Bugün tekrar yeşil saçlı sevgilimi izledim. Yanında başka bir kız vardı, üstelik arabaya binip gittiler. O kızın sevgilimle ne işi var?!'

'Sevgilim bu akşam yanıma geldi ve bana sarılarak yattı. Onun yeşil saçları çok güzel kokuyor.'

'Sevgilim beni aldatıyor. O kızı yine yanından ayırmadı.' Bu kızın deli olduğu açık ve netti. Yoongi gidip onunla yatmadı, en basitinden Yoongi onun sevgilisi falan değil!

"Yoongi bu kız, deli ve bir katil. Sence de kaçmamız gerekmiyor mu?"

 Bir sayfa daha çevirdi. 'Bu kızı öldüreceğim. Sevgilime yavşayıp duruyor.'

"Yoongi ölmek istemiyorum, bir an önce kaçalım lütfen."

"Seni öldürmesine izin vereceğimi filan mı sanıyorsun?" Başını kaldırdı ve sert bakışlarını bana çevirdi. "Bende durumun ciddiyetinin farkındayım, iki dakika sus." Bugün Yoongi hakkında yeni bir şey öğrenmiştim: ciddileştiğinde kaba oluyordu ancak mantıklı düşünüyordu.

Yanından kalkarak ayakta dolanmaya başladım. "Polisi arasak?"

"Sana sus demiştim." Umutsuzca başımı aşağı eğdim. Yanyana dizdiğimiz fotoğrafları görünce daha derin düşünmem gerektiğini anladım.

'Min Yoongi her şey senin yüzünden.'

"Peki ya senin yüzünden olan ne ?" Bana nazikçe cevap vermesini bekliyordum çünkü konuyla alakalı bir soru sormuştum.

"Bilmiyorum, burada ona yönelik hiç bir yazı yo- varmış." Son sayfayı dikkatle okuyorken yanına gidip onu rahatsız etmedim. Yazılar o kadar karışıktı ki tersten okumak da çok zordu.

"Saçmalığa bak. Yoongi her şey senin yüzünden çünkü çok yakışıklısın..? Bu kızın delirdiğine şüphe yok."

 Kıkırdadım. Sonra anlıma vurdum. "Böyle ciddi bir durumda nasıl gülebiliyordum. "Sonuç olarak hayatımız tehlikede. Om kız her an dengesiz adımlar atabilir."

Cümlemin devamını fısıldayarak söyledim.

"Kim bilir belki şimdi buradadır." Yoongi defteri kenara koydu ve yavaş adımlarla kapıya ilerledi. Kapıyı kapatıp içeriden kilitledi. Anahtarı eski yerine bıraktı ve sarhoş birine benzeyen adımlarıyla bana yaklaştı. 

 Kaçmadım, geriye filan da çekilmedim. Çünkü şu an ikimiz de düşünceliydik. Bana yaklaştığında kollarını belime doladı ve çenesini boynuma yerleştirdi. "Sana zarar gelmesine izin vermeyeceğimi biliyorsun. Buna asla izin vermem." Bende kollarımı onun boynuna doladım. O da konuşmasına devam etti. "Seni koruyacağım, buna dair sana söz bile veririm. Gerekirse katil olurum ama sana zarar gelmesine izin veremem." Ondan ayrılıp konuşacakken bana kollarını daha sıkı doladı ve kaçmamı engelledi. Boğuk bir sesle konuştum.

"Katil olmaman gerekiyor. Sadece polise söylemeliyiz, polis bunu halletmeli. Onu bir katil olarak ihbar edebiliriz-"

"Sen polislerle kalacaksın, bende Jimin ve diğer arkadaşlarımla birlikte o kızı bulmaya gideceğim."

"Yoongi bırak polisler halletsin. Bu basit bir şaka ya da oyun gibi gelmişti en başta ancak gerçekten tehlikeli." dedim ve kollarımı sıkılaştırdım. "Gitmene izin vermiyorum." 

"O kız bana zarar vermez." 

"Bu kadar emin olma." dedim ve derin bir nefes aldım. Ah cidden, bu ortamda bile vanilya kokusu üstünden eksilmemişti. İki üç adım gerilememizle sırtımı duvara çarpmıştım. "Sana hep böyle bakmayı istemiştim." dedi ve kollarını iki yanıma koydu. "Vay, dizilerdeki gibi. Başrollerin nasıl hissettiğini şimdi anlıyorum." dedim bende.

 Hem birbirimize yakındık, hem de son derece romantikti. Gözleri dudaklarıma kaydığı gibi onu çenesinden ittirdim. "Hayır, öpmeyeceksin."

"Banane. Çok uzun zaman oldu."

"Otobüsteyken öpmüştün, çok da uzun bir zaman dilimi değil." Kıkırdadı. "Bana karşı çok soğuktun o zaman."

 Lafını bitirdiği gibi hızla dudaklarımızı değdirdi ve aniden kollarını bana doladı. "Yarım saniye sürdü, buna da laf yetiştirme." 

 En azından bir kaç dakikayı huzurlu geçirmiştik. Uzun süren bir ayrılıktan sonra bir de manyak stalker olayını keşfetmemizden hemen sonra beş-altı dakikalık huzur dolu bir mola çok iyi gelmişti.

Elbette birileri gelip huzur ortamını bozdu. Hatta duyduğumuz sesle ikimiz de ne olduğunu şaşırmıştık.

Birisi metal kilitli kapıyı çalmıştı ancak açmamıştı. Kapının kilitli olması bizi motive eden tek şey gibi gözüküyordu.

"Oppa! Ben geldim!"

(...)

evet sürtük kavgası bitti şimdi stalker mevzusu başlıyor üpjbghkıinfd

durmuyor bunlar yerinde

ayol çıvıdırıyorum poejdf

umarım bu yb'yi sevmişsinizdir torunlarım

anneanneniz yeni yebeler ile sizi karşılayacak <3 <3< 3< 3< 3< <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3

*-*

*-*

*-*

*-*

*-*

*-*

*-*

*-*

*-*

*-*

*-*

*-*

<3

<3

<3

<3

<3

-hyhyhye'niz.




























<3

sound || min yoongiWhere stories live. Discover now