Eski Hat -61-

71.2K 4.5K 1.5K
                                    

Fotoğrafta Sarp ve Gül var. 

Bölüm şarkısı tabii ki Pera - Sevgilim İyi Ki Doğdun ♥ İyi okumalar...

Soğuktan kızaran ellerimi montumun cebine koyup ilerlemeye devam ederken gecenin sessizliğini kulağımda çalan şarkı dolduruyordu. Titreyen çenemi sıkıp montumun fermuarını burnuma kadar çektim. Belli ki montum ve içine giydiğim kalın hırkam beni ısıtmaya yetmiyordu.

Gül'ün evinin önünde durduğumda telefonumu cebimden çıkarıp onu aramıştım. Şu an muhtemelen uyuyordu, hatta kesin uyuyordu çünkü en son konuştuğumuzda uyumaya hazırlanıyordu ama bugün, güzel bir gündü. Özel bir gün...

13 Şubat'ın bitmesine 7 dakika kalmıştı. 14 Şubat ise onun doğum günüydü, ailesiyle şehir dışına çıkacağı ve aklı bende kalacağı için ilk dakikalarında yanında olmak istemiştim. Hava soğuktu, ondan dışarı çıkmasını isteyemezdim ama ruh hastamı iyi tanıyordum. Kesin dışarıya çıkacaktı.

"Alo?" Uykulu sesini duyduğumda gülümsedim. "Yüzünü yıkayıp pencerenden dışarıya bakar mısın?"

"Tamam." diye mırıldandı uykuyla ve telefonu suratıma kapattı. Yeniden uyumayacağını umarak yerimde sallanmaya başladım, o sırada Gül'ün odasının lambası açılmıştı. Pencerenin ardından suratını gördüğümde büyülenmiş bir şekilde ona bakıyordum.

Uykudan dağılmış topuzu, tamamen açmakta zorlandığı gözleri ve uyurken şişmiş dudakları... 

Kalbim sancılandı.

"Film gibi oldu." diyen sesini duyduğumda silkelenip kendime gelmiş ve saate bakmıştım. Saat şu an tam olarak 23.59'du. Bir dakika sonra onun doğduğu o muhteşem güne girecektik. Aceleyle telefonumu çıkarıp bir şarkının üstünde durdum, tam 00.00'da bu şarkıyı açacaktım.

"Bugün seni göremeyeceğim için böyle bir şey yapayım dedim." Gül, çenesini eline yaslayıp kocaman bir tebessüm etti ve bana baktı. Buraya doğum gününü kutlamaya geldiğimi biliyordu, sadece nasıl kutlayacağımı bilmiyordu.

"Aşağıya ineyim mi?"

"Hayır, hava soğuk. Böyle iyiyiz." Gözlerimi yeniden saate çevirdiğimde 00.00 olmuştu. Gülümseyerek üstünde durduğum şarkıyı açtım ve telefonu yere bıraktım. Sırtımdaki çantadan ona aldığım hediyeyi çıkarırken Gül, duyduğu tanıdık melodinin etkisindeydi.

"Ya Sarp... Aşağıya inmek istiyorum ben. İnip sana kocaman sarılmak istiyorum."

Hediyeyi çantamdan çıkarıp elime aldım ve çantamın fermuarını kapattım. Gözlerimi yeniden Gül'e çevirdiğimde hafif sulandıklarını görmüştüm. Yüzümdeki tebessüm soldu ve kaşlarımı çatarak kısık bir sesle sordum. "Niye ağlıyorsun şimdi?"

Gül, pencereyi kapattığında tüm uyarılarıma rağmen buraya geleceğini anladım. Omuzlarım çöktü. İlla soğuktan nasibini alacaktı yani?

Evlerinin kapısı açıldığında kulağımda şarkının anlamlı sözleri çınlıyordu.

"Her gelen hoş gelir elbet, onun gelişi başka."

Gerçekten de başkaydı. Gelişi, bakışı, gülüşü, sıcaklığı, samimiyeti... Farklıydı, farklı hissettiriyordu. Güzel hissettiriyordu ve ben onun bana hissettirdiklerine dahi aşıktım. Bu ruh hastasına fena aşıktım.

Gül, üstüme atlayıp kollarını sıkıca boynuma doladığında kollarımı beline sardım ve saçını öptüm. Sevgilim İyi Ki Doğdun şarkısı bitene kadar sarılı kalmıştık, doğum gününün ilk dakikalarına böyle girmek istiyordu demek ki. Benim açımdan bir sakıncası yoktu, ben o üzülmesin diye buradaydım. Doğum gününü benimle geçiremeyeceği için içten içe üzülüyordu ve ben bunu yok etmeye kararlıydım.

ESKİ HAT | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin