Eski Hat -64-

71.1K 4.4K 3.4K
                                    

Fotoğrafta Gül var. 

Bir de kızın çok ponçik göründüğünü söylemişsiniz 1.85 olduğunu öğrendikten sonra. Bu yüzden boydan fotoğrafını hiç koymuyorum. Kızdaki bacak boyu benim boyum kadar neredeyse şfldsjklsş.

Bölüm şarkısı; Our Last Night - Sunrise. 

İyi okumalar...


Şefkat. Belki de bir insanın nasıl bir insan olacağını belirleyen en önemli duygulardan biriydi. Küçük bir çocuğa ne kadar şefkat gösterilirse, ne kadar sevilirse o kadar severdi. Sevmek isterdi. 

Çocukluğum güzel geçmişti. Annem, babam, ablam... Hepsi beni çok sevmişti. Onlarla geçirdiğim zaman eşsizdi, hala hatırlayıp tebessüm ettiğim anılarımız vardı. Ama ergenliğime girdiğim zaman içinde yaşadığım güzel rüyadan da uyandırılmıştım. O gün eve gelen ölüm haberi aklımdaki netliğini koruyordu. Annemin sinir krizi geçirip etrafındaki her şeyi dağıtması, sonra bana bakması, sarılması... 

O gün ailemden gördüğüm o güzel şefkati kaybetmiştim ben. Geçirdiğim rüya gibi çocukluk orada bitmişti, büyümeye zorlanmıştım. Yaşadığım hayattan hiçbir zaman şikayet etmemiştim. O kazada babamı da kaybedebilirdim ama o hala hayattaydı. Artık ailemi eskisi kadar görmesem de bir yerlerde nefes aldıklarını bilmek bile bir huzurdu benim için.

Şimdi çocukken kaybettiğim o şefkati yeniden hissediyordum. Saçlarımda nazik bir şekilde dolanan parmaklarla, baş ucumda tam olarak hatırlayamadığım bir şarkının sözlerinin mırıldanılmasıyla... Şefkati hissediyordum.

Gözlerimi yavaşça araladım. Burnuma dolan kokuyla nerede olduğumu direkt kavramıştım. Hastanedeydim. Bakışlarımı uyuşuk bir şekilde bulunduğum hastane odasında gezdirdim. Sarp, hastane yatağına hafifçe oturmuş, yavaşça saçlarımı okşayıp bir şarkı mırıldanıyordu. Gözlerimiz kesiştiğinde duraksadı.

"Nasılsın?" diye sordu. Telaşı, endişeyle bakan mavi gözleri ve saçlarımda dolaşan titrek parmakları... Gülümsedim. Ellerim çok acıyordu ama onun da bu kadar endişelenmesi yetmişti. "İyiyim."

"Ne olduğunu hatırlıyor musun?" 

Ellerimi yatağa bastırıp yavaşça ayaklanacağım sırada canımın aşırı yanmasıyla tıslamıştım. Sarp, bana ayıplayan bir bakış attı ve bir elini sırtıma koyup benim doğrulmamı sağladı. O benim arkama yastık koyarken dibimde olan suratı nefes almamı zorlaştırıyordu. Bir süre sonra Sarp da bu yakınlığımızı fark etmiş olacaktı ki hiçbir şey söylemeden geri çekildi.

"Kollarımdaydın," dedi. "Ve ben ilk kez sen kollarımın arasındayken kendimi çaresiz hissettim."

"Özür dilerim, Sarp. Bunlara tanık olmanı hiç istemezdim." Titreyen sesimi boğazımı temizleyerek kontrol altına aldım ve onun gözlerine bakarak konuşmaya devam ettim. "İnan ki gördüğün şeyler için hiçbir açıklamam yok. Keşke kendimi tutsaydım, senin için yapardım bunu. Gerçekten çok üzgünüm."

"Gül..." diye şaşkınlıkla fısıldadı Sarp. Isınan yüzümle yeniden ağlayacağımı kavradığımda beni görmesin diye başımı onun omzuna yaslamıştım. Annemle babamın kavgasını görmesini hiç istememiştim. Sarp neşeli bir çocuktu. Böyle kavgalara tanık olması, etrafa şaşkın gözlerle bakması onun yaşaması gereken bir şey değildi. Aslında kimsenin yaşaması gereken bir şey değildi ama yüreğim biliyordu ya, yanıyordum ona.

"Neden özür diliyorsun? Sen cidden olanlar yüzünden kendini suçlamıyorsun, değil mi?" 

Cevap vermeyip omzunda ağlamaya devam ettiğimde Sarp, saçlarımın üzerine bir öpücük kondurup suratımı omzundan kaldırdı ve avuçları arasına aldı. Gözlerimi kırpıştırıp gözlerine baktığımda orada gördüğüm bakışlar içimi ısıtıyordu.

ESKİ HAT | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin