❄~2~❄

2.4K 271 363
                                    


Bana göre yanlış olan doğruları ilk yıktığım  zamanın bir erkekle seviştiğim zaman olacağını düşünüp dururdum hep. Evet, bunu yaptığım ilk zaman yıllardır düzeltmeye çalıştığım, korktuğum duygularım tam olarak oturacaktı.

Eğer olur da bunu başarabilirsem sahte hayatım gerçeklere gözünü açabilecekti. İşte o zaman özgürlüğü doyasıya tadabilirdim....

Mavi saçları çıplak sırtıma değince ürperip kafamı geriye attım. Sırt boşluğumda arsızca dolaşan dil boğazımdan bir hırıltı kopardı. Bir erkekle olmanın verdiği his böyle miydi? Cennetteki yasak meyveden yemiş gibi...

Aniden kopan gürültüyle gözlerimi açtım. Yattığım yerden bir çırpıda doğruldum ve karanlık bomboş ve sağanak yağmurun sesiyle dolu odama baktım. Bir ışık aniden parladı ve odanın içini 1 saniyeliğine doldurdu.

Avuçlarımı gözlerime bastırarak başımı eğdim. Yağmurun sesinin yanında fısıltı olarak çıktı sesim:

"Ne zamandan beri böyle arsız rüyalar görüyorsun Park Jimin?"

Derin bir nefes alıp sık sık olduğu gibi kendimle konuşmaya devam ettim.

"Üstelik sadece 20 saniye gördüğün biriyle..."

Sıkıntıyla inledim. Hiçbir zaman böyle bir şey olmazdı. O mavi saçlı çocuğun üzerimdeki etkisi her neyse çok büyük olduğu kesindi. Onu bir kez daha görmek istiyordum. Fakat daha ismini bile bilmiyorum...

Kime sorabilirdim, nerede tekrar görebilirdim en ufak bir fikrim yoktu. Giyiniş tarzı eskiydi. Acaba bir tiyatro öğrencisi olabilir miydi? Veya bir öğrenci miydi?

Gözlerimi kapatarak kendimi yatağa attım. Ne olursa olsun bu ciddi bir durumdu. Bu rüyayı ciddiye almak zorundaydım. Onunla ilgili bir şey vardı bunu hissediyordum. Ve bu sefer hislerimin peşinden koşmayı her şeyden çok istiyordum.

********

"Onu sadece birkaç saniye gördüm ve sonra rüyamda onunla 2 sezon dizi çektim. Onun yüzünü bu kadar net hatırlamam sence de tuhaf değil mi?"

Hoseok düşünür gibi yaptı ve uzun parmağıyla pürüzsüz çenesini kaşıdı. Ona mavi saçlı bir çocuk nasıl tasvir edilebilirse ettim ama hiçbir şekilde mavi saçlı bir arkadaşı olmadığını söyledi. Zaten olsaydı tanrının beni sevdiğini düşünebilirdim...

"Bilemiyorum Jimin-ah... Belkide sadece hayalinde öyle bir yüz yaratıyorsun. Çünkü onu rüyanda görecek kadar hatırlaman biraz...nasıl desem...biraz imkansız."

Böyle demesi kalbimi kırmıştı. O yüz hayal ürünü olamayacak kadar güzeldi... Ve evet beynim o yüzü tekrar görebilmek için çaba sarfediyor ve bu çabalarının boşa gittiğini görmek istemiyor olmalıydı ki onu rüyamda görüyordum.

"Ona dair hiçbir şey bilmiyorum. Ne ismi, ne yaşı...hatta farkettim de göz rengini bile hatırlamıyorum. Oysa ki o 20 saniye boyunca gözlerimiz birbirine hapsolmuştu. Ahhh...bu iş gittikçe tuhaflaşıyor."

Hoseok içtiği sütün boğazında kalmasıyla öksürdü. Tuhaf bir şey mi söyledim diye düşünürken hayretle lafa girdi:

"Onun gözlerinin içine baktığını ama göz rengini hatırlamadığını söylüyorsun değil mi? Zavallı kulaklarım yanlış duymuyor?"

Göz devirdim.

"Nasıl anlatsam? Tuhaf geliyor biliyorum ama telefonuna saati öğrenmek için bakarsın ve sonra saate bakmadan çıkarsın ya. Dikkatini dağıtan şey telefonun ekranındaki resimdir. Öyle bir durum işte. Bakışlarının güzelliği dikkatimi dağıttı. Bunun göz rengiyle bir alakası yok."

BLUE / JİKOOKWhere stories live. Discover now