On Üçüncü Bölüm☎

540 41 5
                                    

Umarım kitabımı beğeniyorsunuzdur. Sizi seviyorum.❤❤❤

Multimedya: Kahvaltı yapacakları kulübe.

İyi okumalar..



☎☎☎



 "Ne?" Barış Abim nezarethanede miydi?

 "Yakın zamanda çıkacakmış, Allah'tan yatak odasında vurduğu için hırsızı, ceza almayacak. Ama bir kaç araştırma yapıyorlar. Biz biraz daha buradayız. İstersen Ezgi'ye söyle izin alsın annesinden bizde kalsın. Korkarsın tek kalmaya şimdi sen. Ha kuzum?"

 "Tamam anne söylerim. Dikkat edin kendinize." Diyerek telefonu kapattım. Ezgi ve diğerleri soran gözlerle bakıyorlardı. "Barış abim, yani bilmeyenler için kuzenim diyeyim. Hırsızı o vurduğu için şu an nezarethanede. Ama yatak odasında vurduğu için ceza almayacakmış. Sadece bir kaç araştırma yapacaklarmış. Ezgi sen de annenden izin alabilir misin burada kalmak için? "

 Ezgi kafasını sallayarak gülümsedi. İyi ki vardı. Eğer o olmasa zor günlerimi nasıl atlatacaktım ben? Ya da diğerleri. Artık onlarda vardı yanımda. Aykut, Utku, ön yargılı davrandığım ya da öyle demeyeyim artık değişen Bora, Talha ve Özgür. Özgür, biraz kavga ediyoruz ama onun da iyi biri olduğundan emindim. Daha fazla kendimi üzmeyerek sehpadan patlamış mısırı alıp dizlerime koydum. Benim bu hareketimle de Utku filmi tekrar başlatmıştı.

 Filmin amacı şuydu. Bir ülke var, ülke yavaş yavaş zombileşmeye çalışıyor. Her filmde olan klasik şeyler. Tamam film-dizi izlemem ama genel konulardan da haberim var. O kadar da değil. Filmin daha başından beri kolumu morartan Ezgi ve Utku'ya teşekkürlerimi sunuyorum. Kollarım artık yok. "Ulan kolum acıdı kolum. Hatta kollarım, yanlış söyledim. Ne korkuyorsunuz bu kadar anlamadım ki. Utku kocaman adamsın kolumu morarttın ya." İsyanımla Aykut ve Özgür kahkaha atarken Utku'yla da dalga geçiyorlardı. Bora'yı arayan gözlerim bulamadı. Herhalde tuvalete gitmiştir diyerek umursamadım.

 "Ulan kız zaten yeni kurtulmuş şu pisliklerden kolu da morarıktı. Çık şuradan ben geçeyim. Ezgi sen de adam akıllı dur ya da sen de uzaklaş." Dedi Özgür. A-a ne münasebet? İzin almadan yanıma oturuyor. "Ne oluyor be?" Diye çemkirdim.

 "Bir şey olduğu yok sana yardım etmeye çalışıyorum, istiyorsan bırakayım çiğ çiğ koparsınlar seni?" Diyerek kaşlarını kaldırdı. sonrada televizyondaki zombi filmini göstererek söylediği şeyi somutlaştırdı. Ezgi ve Utku daha çok korkarken ben de daha fazla ısrar etmeyerek kafamı salladım. O arada da tuvalet tarafından gelen Bora, Ezgi'nin 'Herhalde Özgür'den korkup kalktığı' yere oturdu. Yani diğer yanıma! Ama tam arada duruyordum. Ne Bora'ya yakındım ne de Özgür'e. Daha fazla bunlara kafa yormayarak filme döndüm. İzlerken dakikalar geçiyordu. Dakikalar geçtikçe de uykum geliyordu. Yanımdaki telefonumun kilidine basarak saatin kaç olduğuna baktım. 23.17'ydi. Uh bayağı da zaman geçmiş. Kafamı artık yerde oturan Utku ve Aykut'a çevirdim. Kafa kafaya vermiş filmi hâlâ izliyorlardı. Ezgi'ye baktığımda mışıl mışıl uyuyordu. Korkmaktan yoruldu kız ne yapsın. Bu sefer kafamı sağıma çevirerek Bora'ya baktım. Gayet normal biçimde filmi izliyordu. Kafamı ona çevirdiğimi görünce o da kafasını bana çevirdi. Gözleri yavaş yavaş sol yanıma kayarken ben de kafamı sola çevirdim. Özgür'ün uyuyan bedeni yavaş yavaş üstüme geliyordu. Bora kalkarak Özgür'ün sabit durmasını sağlayıp tekrar oturdu eski yerine. Önümdeki biten patlamış mısır tabağını sehpaya koyarak koltukta bağdaş kurdum.

Yanlış Numara?Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα