Sekizinci Bölüm☎

1.4K 106 50
                                    

sizi seviyorum.

Keyifli okumalar.💜💜

......

 Özgür Hoca'nın attığını anladığım mesajı okumayı bırakıp telefonu kilitledim. Barış abimin sevgilim olduğunu düşündü. Tamam dışarıdan genç görünse de sadece 'güzelim' hitabını kullanmıştı Barış abim. Sevgilim olduğunu zannetmesi saçma. Aklıma Ezgi'nin gelmesiyle, bize giden yolu değiştirip Ezgilere doğru gitmesini söyledim Barış abime. Tanıdık evin önünde durduğumuzda Barış abimi öpüp kapıyı açtım ve dışarı çıktım.

 "Geç kalma, bacaklarını kırarım senin." dedi gülerek. Ben de ona gülerken kapıya doğru ilerledim. Zile basıp arkamı döndüğümde Barış abimin gittiğini gördüm. Tekrar önüme döndüğümde Sevim Teyze kapıyı açmıştı.

 "Hoş geldin Almila kızım geç, Ezgi odasında." dedi ben içeriye girip terlikleri giyerken. Ezgilerin evi de dubleks olduğu için ve Ezgi'nin de odası tabii ki de üst katta olduğu için merdivenlere yönelmiştim. Yerde Yumak'ı görmemle gülüşüm yüzümde yayıldı. Kucağıma alıp biraz sevdikten sonra buraya neden geldiysem onu yapmaya gittim. Yani Ezgi'nin yanına.

 Kapıyı yavaşça açıp kafamı çıkardım. "Hasta Ezgi Hanım ziyaretçiniz var." dedim sesimi kalınlaştırarak. Ezgi dediğime kahkaha atarken sabahki sesinden dolayı anladığım hastalığı biraz azalmış gibiydi. İçeriye girip kapıyı kapattım.

 "Almila özledim kız seni." dedi yanağımdan hunharca makas alıp bir de sarılmayı ihmal etmeden. Ayrıldığımızda gülümseyerek daha demin yattığı koltuğa bağdaş kurarak oturdum. Ezgi de aynı şekilde yanıma otururken ben halı desenini izliyordum. Her zaman yaptığım şey. Canım sıkılınca halı desenini izlemek. Kendime göz devirirken Ezgi'nin adımı söylemesiyle ona döndüm.

 "Almila, ne yaptın bugün okulda anlat bakalım." dedi hastalığını yenmiş bir dinçlikle. "Sen yoktun, o yüzden fazlaca sıkıldım. Betül ile numaralarımızı verdik birbirimize yani performansı yapacağım olan kız. Sonra da zaten çıkışa kadar oturdum Barış abim de işte beni aldı buraya getirdi." Ben normal bir ifade de anlattığım lafımı Ezgi şaşkınlık ve gülümsemeyle dinliyordu. "Barış abi geldi mi?" dedi gözlerini açarak. Ah tabii ya söylemeyi unutmuştum Ezgi'ye. Kız haklı tabii bir anda Barış abim getirdi deyince şaşırdı. Gülerek kafamı salladım.

 Geçen saatlerde Ezgi eline 'yine' laptopunu almış bir şeyler kurcalıyordu. Sıkıldığımı fark ederek ben de yanına gittim. Üst köşeden okuduğuma göre Facebook'ta geziyordu. Sosyal medya dedikleri şeylerden birisiydi herhalde. Ben laptopun ekranına masum köylü gibi bakmaya devam ederken telefonumun melodisi odayı etkisi altına aldı. Telefonu elime aldım. Betül arıyordu. Fazla bekletmeyerek telefonu açtım. "Efendim Betül?" dedim o görmese de gülümseyerek.

 "Ah, şey Almila. Ben seninle tarih performansını konuşacaktım. İstersen yarın okula gelirken kullanacağın malzemeleri de getir de yaparız. Yani müsaitsen tabii?" dedi sesinden sevimlilik akarken. Bana uygun olan cümlesini cevapsız bırakmayarak "Olur, yani müsaitim. Öğle arası uygun olur o zaman?"

Yanlış Numara?Where stories live. Discover now