🌿🌿🌿Bölüm - 4

266 174 32
                                    

Zaman herşeyin ilacı derler ya bi halt bildikleri yok..

Zaman ölüm gibi , zaman karanlık dipsiz bi çukur gibi, hiçbirşeyin geçtiği yok. Fazlası olur ama eksilmesi olmaz.
Bekleyiş artar, gözyaşı artar, belkiler artar, keşkeler artar...

Ama zamanın eksilmesi olmaz.

Eksiği olur ama ; umut eksilir, hayaller eksilir, mutluluk eksilir....

Hiçbirşeyin geçtiği yok anlayın artık. Zaman göz açıp kapayana kadar geçiyo ama beklenenler gelmiyo. Hele de ölenler geri gelmiyor. Zaman yüreği kor eder ama buz tutturmaz. Ölen birini beklemek zor.
Ölüme kafa tutulmuyor işte Azraille anlaşılmıyor. İstesek de istemesek de belki canımızı belki canımızın canını söküp alıyo.

Kısacası alacağın olsun be Azrail, kundaktaki çocuğu annesiz bırakanda sensin, genç kızın önünde babasının canını yakarak alan da sensin..... Hiç adil değilsin!...

Günler hızla geçip gidiyor bense sıradan hayatıma son gaz devam ediyorum vizeler yaklaşıyo ve ben bi halt bilmiyorum hani üniversitede ders çalışmak yoktu bizi kandırmışlar onu anladım üniversite liseden daha zor aslında sevdiğim mesleği yapacağım ama bilmiyorum hemşirelik zor sonuçta insan hayatı, hataya yer yok kısacası zorlanıyorum millet gezip tozuyo bense evden okula sıfır heycan sıfır adrenalin 🤔🤔 ne yalan söyleyeyim bazen etrafımdakilere özenmiyo değilim. Ruh halim vasat bazen ergen gibiyim bazen ağır başlı bazen yaşlı ama genel olarak hep depresyondayım..

Sabah üniversiteye gittim ikindiye kadar derslere girip çıktık hiç anlamıyorum şu derslerin süreleri birbirine neden uzak bi ders sabah dokuzda digeri bir buçukta ee napcak bu millet ders kısa olursa sırf ögleden sonraki ders için bekle dur, fakülteden bitmiş bi halde çıkıp merkeze geldim mustafa abi arayıp kırtasiyeye gelmemi söyledi bugün bi çalışan hastalanmış yok diyemediğim için kırtasiyeye doğru yol aldım. Kırtasiyeye girip hemen kolları sıvadım kitapları yerleştirdim, rafların tozunu aldım, yerleri süpürüp sildim.

Kasada ya da fotokopinin önünde durmaktansa temizlik yapmak bana daha cazip geliyor dediğim gibi değişiğim ben.

Telefonumu çıkarıp Nesibeden Vedayı almasını söyledim. Akşam sekiz gibi kırtasiyeden çıktım, zaten arada bir gelirim kırtasiyeye çok paraya ihtiyacım olursa daha fazla günler çalışırım,Mustafa abi Ebrunun tanıdığı olduğu için durumumdan haberdar olduğundan pek sıkıntı çıkaran biri değil aksine bana yardımcı olur fazlasıyla. Otobüsten inip Nes'lere geldim gece fazlasıyla ürkütücü hızlı yürüdüğüm için nefesimi düzene sokup zili çaldım. Bi kaç dakika sonra Nes kapıyı açtı üzerinde ayıcıklı pijamalarıyla oldukça komikti

" Aman Yarabbi bu ne şıklık" gözlerimi kapatıp

"gözlerim kamaşıyo lanet gire" diyip gülmeye başladım

"kes la ne varmış halimde abiye mi giyinip gezeyim evin içinde hem senin tavşanlılardan daha güzel" diyip göz kırptı

"he he tam Vedayı getir de gideyim geç oldu ve geberiyorum"

dememle Nesibenin bağırması bir oldu

" anneeeee Vedayı getir Zeynep geldi"

ellerimle kulaklarımı kapatıp

"kulağıma sıçtın! Mikrofon mu yuttun ne bağırıyon sağır mı var!"

ellerimi indirip ona sinirli bakışlar atmaya başladım Vedayla Kiraz abla kapıda belirdi

" kız yeminle elimde kalacaksın ha bağırıp durma" dedi sahte sinirle

Vedayı sarıp sarmalayıp kucağıma verdi.

~ TESADÜF-Ü KADER ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin