*~Bölüm 13~*

80 14 50
                                    

HATIRLATMA

Crystal:

- SEN ONU ÇOKTAN BULMUŞSUN BİLE!

Dedi ve neredeyse bir çığlık attı.

- Nasıl yani?

Diye sordum. O ise hala uzaklaşmakta olan Reece'in arkasından bakmaktaydı...

Crystal bir hışımla yerinden kalktı ve koşup bana sarıldı.

''Ya sen mucize misin?'' Diye sordu hala sarılırken

Benim jeton ise daha yeni düşmüştü.

" 1 dk... yoksa sen Reece'e... ciddi olamazsın''

" Hayatimdaki en ciddi anlarımdan birini yaşıyorum şuan ve emin ol bu çok nadir yaşadığım bir durum" Bunu söylerken gerçekten çok ciddi görünüyordu.

"Reece... o harika biri. Yani senin de öyle olduğuna eminim. Ama önce sizi tanıştırıp birlikte zaman geçirmenizi sağlamalıyız; birbirinizi tanıyabilmeniz için"

"Evet, haklısın sanırım."
Bunu söylerken yüzü gülüyordu ve hala Reece'in gittiği yöne bakıyordu.

" Tamam. Şimdi bana birkaç gün izin vermelisin. Ben bir yolunun bulucam"

Crystal başıyla onayladı ve zil çalınca tekrar sarılıp sınıflarımıza ayrıldık.

******

Okul bitmişti. Çıkışta Azra ile karşılaştım. Biraz Blake ile takılacağını söyledi. Bunu söylerken mutluluğunu yüzünden okuyabilmiştim.

George'la bir kafeye doğru yürüyorduk. Cidden George'un ne diyeceğini çok merak ediyordum.

- "Eee? Reece'le ne yaptınız?" Diye sordum sessizliği bozmak için

- "Önemli bir şey değildi. Şey ... Crystal ve sen ne yaptınız?"

- "Birlikte yemek yedik ve biraz dertleştik"

- "Daha bu sabah tanıştınız ve dertleştiniz öyle mi?" Diye sordu hayran olduğum bakışlarından birini atarken. Bunu kesinlikle bilerek yapmıyordu ve ah... ne diyebilirim ki aşırı tatlı.

- "Evet aynen öyle :) hem o çok şeker ve samimi birbirimize hemen kaynaştık."

- "Bu harika. Sizin adınıza çok sevindim. "

Tam o sırada kafeye vardık ve karşılıklı şekilde bir masaya oturduk. İlk bir kaç dakika birbirimize gülümseyerek baktık sonra ben kızarıpta başımı eğince George'un elimi tuttuğunu hissettim. Hızlanan kalp atışlarımın eşliğinde ona baktım.

" Ellerin buz gibi olmuş. Sıcak bir şeyler içmek ister misin?"

Ne yazık ki kısa bir süre sorusu yanıtsız kalmıştı çünkü ben o sırada gözlerinde kaybolmakta meşguldüm.
Bana yönelttiği ikinci soru ile kısmen kendime geldim.

"Sıcak çikolataya ne dersin Rain?"

"...e-evet...çok iyi olur. Teşekkür ederim"

Başıyla onayladıktan sonra garsona siparişi verdi. O yüzden ellerini çekmişti.

Sonra bana döndü ve:

- "Cidden nerden başlıyacağımı bilmiyorum ama bir şekilde başlamam gerek..."

Ben hiçbir şey anlamaz bir şekilde onu dinlerken konuşmasını sürdürdü:

- " Tanıştığımız ilk günü hatırlıyor musun? Hani o konser gününü? "

•Impossible Love• [George S. G. Smith]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin