10.Bölüm

8K 496 83
                                    

Yatağımda uzanmış bir şekilde yüzüğümü incelerken Adanın söyledikleri aklımdan çıkmıyordu.

Bana kendisinin de bilmediğini söylemiş sornasında da duşa girmişti ve beni aklımdaki sorunlarla baş başa bırakmıştı.

Ama bu haksızlık!

Her geçen saniyede içimdeki merak duygusu biraz daha artarken Emirin yanına gidip yüzük hakkında her detayı sormamak için direniyordum.

Belkide gitmeliydim ve bu yüzüğün gerçekte ne işe yaradığını öğrenmeliydim.

Bir veya iki hafta sonra kara kutuya gidecektim ve belkide yüzüğe orada ihtiyacım olacaktı.

Evet evet gitmeliyim.

Yataktan kalkarken içimdeki bu duygunun  cesareti bitmeden gidip sormalıydım yoksa beynimin içindeki düşüncelerden dolayı kararsız kalacağımı biliyordum.

Üzerimdeki siyah eşofman ve siyah bol tişörtümü düzelttikten sonra hızlıca odadan çıktım.

Belkide gitmemeliyim bu benim için daha iyi olacaktı.

Şimdiden cesaretimi kırmak için beynime üşüşen düşüncelere aldırmadan emirin odasına yarı kararlı adımlarla yürüdüm.

Kapının koluna her uzandığımda kalbim hızlanıyor ve bende aynı hızla elimi çekiyordum.

Bu böyle olmayacak.

Derin bir nefes aldım ve daha deminden beri akıl edemediğim kapıyı tıklattım.

Biraz bekledikten sonra içerden ses gelmeyince sabırla bir daha tıklattım ve bekledim.

Sabırsızdım çünki burda böyle dururken odaya koşarak gitmemek için içimdeki duygularla savaş vermek zorunda kalıyordum.

İçeriden gene ses gelmeyince kapıyı tıklatmak yerine yavaşça açtım ve içeriye baktım sonrasındada bedenen odadaydım zaten.

Oda boşken yatağın pikesi düzgün bir şekilde seriliydi.

Odanın ortasında boş boş dururken yatağın yanındaki siyah tekli koltuk dikkatimi çekti.

Daha doğrusu arkasındaki kitaplık.

Burası onun odasıydı ve eninde sonunda buraya gelecekti belki çıkıp gitmeliydim ama tuhaf bir şekilde kendimi kitaplığın yanında bulmuştum.

Kitaplar normal kitaplardan biraz büyükken hepsinin üzeri deri kaplamaydı ve bu benim merakımı dahada çok artırıyordu.

Belkide izin istemeden bakmamalıydım ama ne kadar izin istesemde Emirin vermeyeceğinden emindim.

Dış kaplaması siyah deri şeklinde olan bir tane kitabı elime aldım nede olsa bütün kitaplar birbirine benziyorlardı.

Kapağının üzerindeki değişik motifler tuhaf bir şekilde altın sarısı ve gümüş renginde kabartmalardan oluşuyor ve buda insanın daha bir çok dikkatini üzerine çekmesini sağlıyordu.

Sadece kalın iki sayfadan oluşan bu kitaba bakarken içimdeki o tuhaf duyguyu adeta tüm benliğimde hissediyordum.

Normalde her kitabın başlığı olurken bu kitapta ne bi başlık nede çokça sayfa bulunuyordu.

Hala kitabı açmamamş nede içine bakmıştım tuhaf bir şekilde ne kadar istesemde durduruluyor gibi hissediyordum ve bu beni daha da kuşkulandırıyordu.

SAAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin