"Değil mi ya benim yengemin salatasına elin adamı nasıl sos dökebilir."

"Dökemez!"

"Leon bu adam sakat falan mı?"

"Hayır ne alakası var şimdi." Leon Hakan'ın gülerek sorduğu soruyu cevapladı.

"Neden dökemesin o zaman senin devreler iyice yandı. Bir de akıllı geçinirsin." Hakan cebinden telefonunu çıkardı. "Yengeyi facebook aleminde arayalım bakalım."

"Bir sürü Hilal var. Ben baktım bulamadım."

"Sen bu gidişle devreleri değil kornealarını bile yakarsın."

"Hakaaan!"

"Zeki adamdın sen ne oldu sana anlamıyorum ki. Demek böyle oluyormuş senin aşık halin."

"Aşık değilim ben sadece hoşlanıyorum."

"Ondan kıskanıyorsun. Elinde olsa sos şişesini kıskanacaksın korkuyorum senden."

"Bilmiyorum Hakan. Bu içimdeki hislere yabancıyım. Daha önce tatmadığım duygular."

Leon kırmızı ışıkta durduğunda ise arabanın içinde sessizlik hakimdi.

"Şiştt Leon"

"Hı?"

"Kelebekler uçuşuyor mu?"

Leon Hakan'ın taklidini yaparak konuştu. "Kilibikler uçuşuyor mu bik bik bik. Tabi buldun fırsatını eline koz geçti ya geç dalganı."

"Vazgeçtim zaten senin içinde kelebekler uçuşmaz. Filler tepişir, orangutanlar koşuşur, öküzler çiftleşir ama kelebek melebek uçuşmaz. Kızın yanında böyle davranma bari ince ruhlu ol biraz."

"Şişirdin beni konuşacağına işine bak, telefon elinde kaldın. Nasıl bulacakasın onca kişi içinden. Hadi buldun nereden anlayacaksın sevgilisi olup olmadığını."

"Kadınlar paylaşır böyle şeyleri sen anlamazsın. Sosyal medyada pek takılmadığına nerden bileceksin. Beykent üniversitesi değil mi?"

"Evet." Leon soru sorarcasına baktı.

"Leon ileri kavşaktan sola dön."

"Neden? salon o tarafa değil."

"Salona değil bara gidiyoruz. Senin maviş yer bildirimi yapmış."

Saat akşam dokuz sularını gösterirken Mine ve Hilal cafe&bar tarzı bir yerde içkilerini yudumluyorlardı. Yarın iş günü olduğu için hafif bir şeyleri tercih etmişlerdi.

" dökül bakalım."

"Of tamam anlatıyorum gözünden kaçsa şaşardım."

"Alınacağım ama bana anlatmayacaksın kime anlatacaksın. Ben senin en yakın arkadaşın değil miyim?"

Mine alıngan birisiydi. Hilal onun üzülmemesi adına hemen konuştu.

"Ben kendimden emin olamadım o yüzden beklemek istedim bir süre."

"Tamam tamam kızmadım. Kimmiş bakalım bu bey? Bakma öyle seni yedi yıldır tanıyorum."

Hilal kahve falını, çarpıştıkları anı kafede olanları ayrıntıları atlamadan anlattı. Mine onu bazen şaşkınlık bazen ise kaşlarını çatarak dinlemişti.
"Bravo yani hiç tanımadığın birini evine mi aldın? Etraf sapık kaynıyor."

"Ben de anlayamadım birden söylemiş bulundum hem o öyle biri değil."

"Nerden biliyorsun hayır yani ne kadardır tanıyorsun, babanın oğlu değil ya."

İki İken BirWhere stories live. Discover now