15.BÖLÜM 'Korkma'

51 8 6
                                    

Hikâyenin bölümlerini kısa yazdığım ve özenmediğim için, günde iki bölüm atabiliyorum. Eğer kelimelerde yanlışlıklar oluyorsa kusuruma bakmayın.

Bu arada havvanrrd1 adlı kullanıcın profilinden, ŞÜPHE adlı hikâyesine göz atabilirsiniz. Heyecanlı bir akışı var...

***

"Sen ciddi misin?"

Deniz'e bakarken, yüzümün en az onunki kadar beyaz olduğunu anlamam zor olmamıştı.

Kafasını yere eğerek, tek elini stresli bir şekilde saçlarının arasından geçirdi.

"Arelya. Rüyamda bıçaklanmıştım," dediğinde hızlı hızlı nefes almaya başladım.

"Deniz. Rüyamda bıçaklanmıştın," dedim fısıldayarak.

Olduğu yerde durdu.

"Aynı rüyayı görmemiz, tesadüf olamaz değil mi?" dedim üzerine yürüyerek. Sadece susmuş ve tek elini çenesinde konumlandırmıştı. Düşünür gibi yere bakıyordu.

Ona doğru birkaç adım attım.

"Uyandığımda, rüyamdaki şeylerin neredeyse aynısı yaşadım. Çok meraklanmıştım. Koşarak o parka geri gittim. Ama sen... orada değildin."

Kafasını kaldırıp iki elini yanına salladı.

"Uyandığımda arabamdaydım. Rüyamdaki gibi, arabamın yanından aynı insanlar geçti. Normalde, arabamdan inip basketbol oynayan arkadaşlarımın yanına gidecektim fakat gördüğüm rüyadan sonra... senin evinin önüne geldim. Belki seni görürüm diye düşünmüştüm."

"Benim evime mi? Benim evimi nereden biliyorsun?" dedim şaşkınlıkla. Başını iki yana sallayıp kaşlarını çattı.

"Geçen ay, Ecem'i senin evine bırakmıştım. Sanırım kız toplantısı yapacaktınız," dediğinde bu söylediği şeye gülememiş, sadece başımla onaylamıştım.

"Deniz, bu şey bana ilk defa olmuyor. Korkuyorum," dediğimde o da bana doğru gelip tek eliyle yanağıma dokundu.

"Daha önce kaç kez oldu bu?" dediğinde "Sanırım üç kez," dedim.

Kaşlarını iyice çattı. "Arelya ben..." dediğinde Serhan Hocanın odasının bulunduğu koridordan, "Arelya," diye bağıran Bade'nin sesi geldi.

Aniden Deniz'den geri çekilip, formaların yanına döndüm. Zaten çoğunu ayırdığım için basketbol takımının formalarını Deniz'e verip, diğerlerini ben aldım.

Bade odadan içeriye girdiğinde, kaşlarını çatıp bana baktı.

"Serhan Hoca çağırdı," dediğinde "Geliyoruz" dedim.

Deniz yanımızdan geçip gittiğinde, Bade bana dönmüştü.

"Rüyanı mı anlattın?" deyince kafamı iki yana salladım.

"Hayır, anlatmadım. Bu konuyu bir daha açma lütfen, çok rahatsız oluyorum," deyip yanından ayrıldım. Ona anlatmayacaktım. Benim problemli olduğumu düşünmesini istemiyordum.

Spor salonunun içine geri girdiğimde, Bade'nin dikkatini çekmemek için Deniz'e hiç bakmadım. Formaları sıra sıra kızlara dağıtıp, antrenmana devam ettim.

Antrenman sonunda, soyunma odasına giderek üzerlerimizi değiştirdik. Hepimiz sırılsıklam olmuş ve çok yorulmuştuk.

Her ne kadar yorulmuş olsam da, eve kadar yürümek istemiştim.

"Arelya, otobüse binelim işte. Eve gitmemiz iki dakika sürüyor," dedi Bade isteğime karşı çıkarak.

"Bade, istersen sen gidebilirsin. Kafam çok dağınık, biraz yürümek bana iyi gelir."

"Seni yalnız bırakmak istemiyorum," dedi dudaklarını büzerek. Küçük bir kahkaha attım.

"Saçmalama ya. Hem yalnız kalsam daha iyi olur. Biraz düşünmeliyim," diyerek kafamı yana eğdim.

"Tamam o zaman. Yürü bakalım... Bu yorgunlukta nasıl yürüyeceksen..." dediğinde tekrar güldüm.

"O kadar da yorgun hissetmiyorum," dediğimde göz devirdi.

"Boşuna takım kaptanı olarak seçmedi seni Serhan Hoca. İyi günler kaptanım..." diyerek yanımdan ayrılıp yolun karşısındaki durağa geçti. Bade otobüse bindiğinde, ben de evimin yolunu tuttum. Havada esen hafif bir rüzgar vardı. Onun haricinde, güneşli bir hava vardı. İç karartmıyordu.

"Arelya."

Arkamı dönerek Deniz'e baktım. Bana seslenmişti. Yanıma doğru ağır adımlarla ilerlerken ona döndüm.

"Yürüyecek misin?" dediğinde başımla onayladım.

"Tamam, yürüyelim biraz," deyince birlikte evimin olduğu tarafa yürümeye başladık. Onun yanındayken tuhaflaşan kalbime, yine aynı şey olmuştu. Tuhaf atıyordu...

"Yoruldun mu?" dediğinde tek gözümü kısıp "Biraz," dedim.

"Kerem'in doğum gününde, bana yardım ettiğin için teşekkür ederim," dediğinde şaşkın bakışlarımla ona döndüm.

"Önemli değil," dedim çekimser bir tavırla. "Seni ilk kez, o gün görmüştüm," diye devam ettim. Yüzüne bakmaya çekindiğim için, önüme bakmaya devam ediyordum.

"Ben, okulun başlarında, Ecem'in yanında görmüştüm seni. Sen de okula yeni geldin sanıyordum. Daha önce fark etmemiştim."

Ona bakmıyor olsam da gülümsedim.

"Tuhaf değil mi? Kaç yıldır aynı okuldayız, fakat birbirimizi daha önce hiç görmemişiz."

"Tuhaf," dedi. "Hem de çok tuhaf..."

"Yanlış anlamazsan bir şey sormak istiyorum," dediğimde durdu.

"Sor," dedi bana dönerek.

Ben de ona doğru döndüm. Telefonum çaldığında seslice nefes verip, montumun cebinden telefonumu çıkardım. Hastaneden arıyorlardı.

"Alo," diyerek telefonu açtım.

"Arelya Akman ile mi görüşüyorum?"

"Evet, benim."

"Tomografi sonuçlarınız çıktı. Hastaneye gelip, alabilirsiniz," dediğinde "Peki, teşekkürler," deyip telefonu kapattım. Yüzüm düşmüş olacak ki, "Her şey yolunda mı?" diye sordu Deniz.

"Evet, yani sanırım," dedim dudağımın tek tarafını yanağıma çekerek. "Sürekli bayıldığım için hastaneye gitmiştim. Tomografi sonuçlarım çıkmış. Onları almam gerekiyor," diyerek açıklamamı da yapmıştım.

"Boşuna gitme. Sonuçlarda hiçbir şey çıkmayacak," dediğinde ona doğru kaşlarımı çattım.

"Nereden biliyorsun?" diye sorduğumda "Çünkü aynı tomografiyi ben de çektirdim. Hiçbir şey çıkmadı."

"Nasıl yani? Sen neden tomografi çektirdin ki?" dediğimde kafasını iki yana salladı.

"Her salı, saat 9'a yaklaşırken bayıldığını söylemiştin değil mi?" dediğinde başımla onayladım. "Her çarşamba, saat 9'a gelirken bayılıyorum Arelya. Ve her çarşamba aynı rüyayı görüyorum," dedi.

İkimizle ilgili bir şeyler olduğu çok belliydi. Ama ne olduğunu anımsayamıyorduk.

"Deniz, bize neler oluyor?" dediğimde başını tekrar iki yana salladı.

"Bilmiyorum Arelya. Kimseye açıklayamayacağımız şeyler yaşıyoruz."

İçimde büyük bir huzursuzluk oluşmuştu. Ağlamak istiyordum.

"Deniz, ben korkuyorum," deyip ona daha çok yaklaştım. Bakışları çok güzeldi. Çok güzel bakıyordu. Beni tanıyormuş gibi bakıyordu.

"Korkma. Yan yana olduğumuz sürece, korkma."


HİPNOZOù les histoires vivent. Découvrez maintenant