(İçimde büyürken...)

20.1K 744 25
                                    

                                                                     Sekiz


Doğuma iki hafta kala...

Eric belkide son dokuz aydır yaşadığı en huzurlu zamanları geçiriyordu. Melanie mucizevi bir şekilde hamile kalmıştı. Hamile kalmasıyla o delirmiş kadının yerine dingin, anlayışlı, olması gereken bir kadın gelmişti. Eric ister istemez bebekleri düşünüyor, yüzünde beliren tebessüme şaşırıyordu. Telefonu eline arayıp hala Budapeşte'de olan Johen'i aradı.

Johen yine yüreği ağzında telefonu korkarak açtı. Eric her aradığında vicdan azabından ölüyor. Gerçekleri öğrenmesinden deli gibi korkuyordu.

"Eric selam her şey yolunda mı?" diye sordu. Eric gülümsedi ve "Sende benim gibi şaşkınsın değil mi? Çok garip ama her şey olmadığı kadar yolunda. Hatta Melanie kendini benden uzak tutuyor. Geçen evde kalayım dedim istemedi. Olacak şey değil." Dedi. Johen gülümsemeye çalışarak "Duyda inanma" dedi ama içinden yalancı hamileliği anlaşılmasın diye olduğunu tekrarlayıp durdu.

"Sizin adınıza çok sevindim Eric. O zaman boşanmayacaksın doğru mu anladım?"

Eric "Eğer evlilik sürecekse bu bebekler için olacak. Gerçi Melanie böyle sağlıklı davranmaya devam ederse belki aile olmayı başarabiliriz." Dedi. Johen, Melanie'nin amacına ulaştığını düşündü.

"Sen iyi bir adamsın Eric"

"Sen ne zaman dönüyorsun?" diye sordu.

"Burada tahmin etmediğim kadar huzurluyum. İşim çok rahat. Sanırım dönmeyeceğim."

Eric "Noel? Bebekler on güne kalmaz geliyor" dedi.

Johen dürüstçe ve kahkaha atarak "Bebekler noele doğarsa yeniyıla beraber gireriz. Onlar doğmadan gelmeyeceğim. Yeterince hastanelerde kaldığımı düşünüyorum" dedi çünkü doğumdan önce oraya gitmek demek Melanie'nin doğum yalanlarına alet olacağı anlamına geliyordu. Az çok plan belliydi. Bebekler doğduktan sonra düzmece bir kurguyla hastaneye doğum yapmış gibi yatacak Eric'e aniden doğurdum yalanını uyduracaktı. Bu yalanların altında Eric'e karşı kendini iyice kötü hissetti.

Eric kahkaha atarken Johen "O zaman haberleşiriz" dedi ve kapattılar.

Eric telefonu kapattığında hala yüzünde bir tebessüm vardı. Kabul etmeliydi. Bebekleri olacağını öğrendiğinden beri olumlu bir adam olup çıkmıştı. Kendini onlarla ilgili hayal kurarken buluyor olması başlı başına olaydı. Elinde döndürüp durduğu telefonun düğmesine basıp Melanie'yi aradı.

Melanie bir iki çalıştan sonra telefonu açtı "Selam hayatım" dedi mutlulukla. Eric her gün arıyor nasıl olduğunu soruyordu.

Eric "Melanie neden nefes nefesesin?" diye panikle ayağa kalkmıştı bile. Melanie "Yogadayım. Doğum yogası" dedi yalandan.

"Bu şart mıydı?" diye sordu çünkü doğruluğundan emin değildi.

"Doktor ikiz oldukları için önerdi. Normal doğuma hazırlık" dedi Melanie.

Eric "Neden normal doğum için ısrar ediyorsun anlamıyorum. Okuduğum hiçbir yazıda çoklu gebelikler normal doğumla sonuçlanmıyor." dedi.

"Göreceksin ben normal doğuracağım" dedi. Eric onun yine ne kadar inatçı olduğunu düşündü. Hoş bu inadından dolayı şimdi bebekleri oluyordu.

Eric "İstersen seni almaya gelebilirim. Sonra birlikte yemek yeriz" dedi çünkü karnını görmek belkide tekmelerini hissetmek için dokunmak için Melanie'den izin bile alabilirdi. Tabii Melaine "Ah tatlım bu gece annemlere sözüm var. Oraya gelmek istemeyeceğini biliyorum" dedi.

MUCİZEWhere stories live. Discover now