fourth

483 65 60
                                    

Kadına parayı uzattığında kadın parayı alıyor ve bir karton bardak kahve veriyor Jungkooka. Jungkook hızla kahveyi tutuyor ve eli yandığı için hızlı adımlarla en yakın masaya ilerleyip elindeki bardağı masaya bırakıyor. Yanan parmaklarına üflerken gözlerini kantinde gezdiriyor. Kahveyi tekrar dikkatlice eline alıp kantinin çıkışına ilerlediği sırada kantinin bahçeye bakan penceresinden tanıdık simayı görüyor. Bankta yalnız başına oturmuş uzaktan seçemediği bir şeyler yapan çocuğu görünce kafasını tekrar önüne çeviriyor ve sınıfına çıkmak için merdivenlere ilerliyor. Ama aklını meşgul eden üst sınıfı yüzünden ani bir hareketle bahçe kapısına yöneliyor ve ikinci defa düşünmeden Hoseokun yanındaki banka ulaşıp oturuyor.

Bankın sol tarafında oluşan ağırlık yüzünden kafasını hafifçe kaldırıp yanındaki yüze bakıyor Hoseok ve ardından ani bir hareketle Jungkookun ne olduğunu anlayamadığı şeyi kapşonlusunun cebine sokuyor. Jungkook kaşlarını çatıp Hoseokun ani hareketi yüzünden neredeyse dökülecek olan kahveyi bankın kenarına bırakıyor.

"Elimde kahve var görmüyor musun aptal? Biraz dikkatli olsana!"

Jungkookun konuşmaya başlaması ile Hoseok arkasına yaslanıp bakışlarını onun yüzünde dolaştırıyor. İfadesiz bir şekilde çocuğu izlerken Jungkook bir şeyler demesi gerektiğini düşünüp ağzını aralıyor ama en sonunda diyecek bir şey bulamayarak geri kapatıyor. Bir süre bakıştıktan sonra çocuğun bozamadığı sessizliği Hoseok bozuyor.

"Neden geldin?"

Jungkook Hoseoku taklit ederek boş bir şekilde ona bakıyor.

"İstediğim yere gelirim. Senin malın değil."

Jungkookun yaşına yaraşır hareketleri büyük olanı güldürürken Jungkook kaşlarını çatıp söylediği şeyin saçmalığını fark ediyor ama bir şey söylemiyor. Hoseok sonunda gülmesini durdurabildiğinde derin bir nefes verip kafasını geriye yaslayarak gökyüzüne bakmaya başlıyor. Konuyu değiştirmesi gerektiğini düşünüyor küçük olan.

"Biraz önce cebine koyduğun şey ne?"

Hoseok kafası hala bankın arka kısmına yaslıyken gözlerini kapatıyor ve kaşlarını çatıyor.

"Bu seni ilgilendirmiyor."

Jungkook kaşlarını kaldırıp dudaklarını büzüyor. Büyük olan ile tam 9 gün konuşmadıkları için ve her ne kadar kabul etmek istemese de ona alıştığını ve biraz önce de ayaklarının kendini istemeyerek buraya getirdiğini görmezden gelemiyor. Ne kadar uzaklaştırmak istese de alışkanlıktan olsa gerek içinde bir şeyler yakın durmak istiyor Hoseoka.

"Elbette ilgilendirir."

Ani bir hareket ile Hoseokun cebine ulaşmaya çalıştığında yine yaptığı şeye inanamıyor ama kendini de durdurmuyor.

Aniden üstüne çullanan çocukla birlikte Hoseok şaşkınlıkla doğrulup onu engellemeye çalışıyor. Sonunda Jungkookun kollarını tuttuğunda çocuğun gözlerinin içine bakıyor.

"Ne yapıyorsun? Sakinleş."

Jungkook nefes nefese neden böyle bir şey yaptığını kendisi bile bilmezken karşısındakine nasıl açıklayacağını düşünüyor ama düşüncelerini gördüğü şey bölüyor. Aniden Hoseokun ellerinden kollarını kurtarıyor ve büyüğünün bileğini yakalayıp kapşonlusunun kolunu sıyırıyor. Hoseok ne yaptığını anladığında direk kolunu çekiyor ve kızgın bir şekilde Jungkooka bakıyor. Ama Jungkookun yüzünün ondan pek de farklı olmadığını görüyor. Çocuk ağzını bir şeyler demek için açıyor ama sonunda ne diyeceğini bilemediği için geri kapatıp bakışlarını etrafında gezdirerek elini saçlarına daldırıyor. Sonunda tekrar Hoseoka dönüyor.

"Bana bu aptalca şeyi yapmadığını söyle. Bana kendine benim yüzümden zarar vermediğini söyle!"

Bu sözler üzerine Hoseok sinirli bir şekilde gülüyor ve başını kaldırıp gözlerini Jungkookun kahvelerine dikiyor.

"Senin yüzünden olduğunu da nereden çıkardın?"

Jungkook çatık kaşlarını biraz daha çatıyor gözlerini büyüğünün gözlerinden ayırmıyor.

"O halde ne için? Söyle bana."

Hoseok bakışlarını Jungkookdan ayırıp bir süre bahçede gezdiriyor. Bir süre sonra tekrar küçüğe dönüyor.

"Kalpsiz veledin teki için."

Ardından çocuğun hiçbir şey demesine fırsat vermeden ayağa kalkıyor ve okul binasına doğru ilerlemeye başlıyor.

"Beni takip etme!"

Hoseokun söyledikleri ile şaşkınca arkasından bakıyor ve binaya girene kadar onu izliyor Jungkook.

İçinde hissettiği garip duyguyu engelleyemiyor.

.
.
.

numb; hopekookWhere stories live. Discover now