YİRMİ BEŞİNCİ BÖLÜM

137K 7.4K 22.6K
                                    


OKUMAYA BAŞLADIĞINIZ TARİHİ VE SAATİ BURAYA YAZIN.


*


AHALİ - YİRMİ BEŞİNCİ BÖLÜM


# J Rabbit (제이레빗) - Monday To Sunday (월화수목금토일)


ALEYNA,


Sen benim sorumluluğumsun.

Hakan'ın gidişinden sonra bu kelimeleri, kahvaltımı ederken, popoma buz kompresi yaparken, annemle ve Melis'le telefonda konuşurken, Instagram hesabımda gezinirken aklımdan çıkmamıştı.

Bir süredir telefonumdan - Wattpad'ten - hikaye okuyordum ve hala aklımdaydı.

Neden aklımdaydı?

Kendi kendime bu soruyu bilmem kaçıncı soruşumdu ama daha önce olduğu gibi yine askıda kalmıştı. Ne kelimeler özeldi, ne de özel bir anlamla söylenmişti, o halde bu sözcükleri düşünmem ve düşündükçe içimde daha önce varlığını bile bilmediğim bir yerde, adını koyamadığım bir şey hissetmem hiçbir neden yoktu. Ne miydi 'o şey'? Kötü bir şey değildi ama daha önce hissettiğim hiçbir iyi şeye de benzemiyordu. Sahi neyin nesiydi bu? Bir... Sıcaklık belki?

Hadi ateistler bunu da açıklayın! diye geçirdim içimden.

Hissettiğim duyguyu anlayamamanın verdiği sıkıntıyla dudaklarımı öne doğru büzerek oflamamla birinin kapıyı tıktıklaması bir oldu. Bu da kimdi? Kahvaltıdan sonra gelip beni kontrol edeceğini söylediği için aklıma gelen ilk kişi Hakan oldu. Muhtemelen odur diye düşünerek çabucak Wattpad uygulamasından çıkıp ekranı kilitledikten sonra telefonumu elimden bırakıp, ''Gir,'' diye seslendim.

Hakan olduğunu farz ettiğim kişi kapıyı açmak yerine hafifçe aralamayı tercih ettiğinde neden böyle bir şey yaptığına anlam veremeyerek kaşlarımı çattım. Derken kapıdaki aralıktan bir kol uzandı ve elinde tuttuğu beyaz mendili havada sallamaya başladı. ''Ateşkes teklif ediyorum.''

Atakan'ın sesini duymamla kaşlarımın arasındaki çizginin derinleşmesine neden olurken, ''Teklifin reddedildi. Git buradan,'' diye başımdan savdım. Sabahkine oranla sinirim azalmıştı, artık Atakan'ı öldürmek istemiyordum mesela, ama hala tam anlamıyla geçmiş değildi. Elbet geçecekti ama o zamana kadar Atakan'la konuşmayı düşünmüyordum.

Kapıyı biraz daha aralayıp başını boşluktan içeri uzattığında küçük bir çocuk gibi alt dudağını öne düşürerek özür dileyen, suçlu gözlerle baktı bana. ''Biliyorum fazla ileri gittim... Aslını istersen, bilmiyordum ama Hakan sayesinde öğrendim. Öğretti,'' dedi vurgulayarak. ''Hakan demişken... Onu üzerime salmana gerçekten gerek var mıydı? Aklında bulunsun Hakan'ı sakın sinirlendirme. Kolay kolay sinirlenmez ama sinirlendi mi o medeni insandan eser kalmıyor, tam bir Terminatör'e dönüşüyor şerefsizim.''

''Ne yaptı? Dövdü mü seni?''

Kimse beni dövemez dercesine bir yüz ifadesi takınıp, ''Kimi? Beni mi? Mümkün mü öyle bir şey? Sen bunu söylememiş, bende duymamış olayım...'' diye reddetti. Sonrasında, ''Dövmek değil de tartaklamak diyelim,'' dedi üstüne basarak ve devam etti. ''Hani tartaklama konseptine yeni bir boyut kazandırdı. Burnum bile kanamadı ama şimdi tuvalete gidip sıçsam götümden kan gelir, anlatabiliyor muyum? İçime içime kanadım anasını satayım... Allah kimseye yaşatmasın.''

AHALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin