AHALİ

DOKUZUNCU BÖLÜM

AHALİ - DOKUZUNCU BÖLÜM

# Bea Miller - Enemy Fire  

ALEYNA,

Hakan'ın sevgilisi mi? diye geçirdim içimden.

''Hakan sevgilisi olduğundan hiç bahsetmemişti,'' diye sesli düşündüm. Gerçi şunun şurasında topu topu 1 gündür tanışıyorduk. Neden ve nasıl bahsedecekti ki? Dün sadece bir 10 dakika kadar baş başa konuşma fırsatımız olmuştu, o konuşma sırasında 'Aaa bu arada benim sevgilim var' mı diyecekti? Ya da çocuklarla birlikte toplu konuşma arasına mı sıkıştıracaktı? Uygun zaman ve mekan yoktu. Olsa bile, neden bana bahsetme gereği duysundu ki? Uzun lafın kısası, bahsetmemesi gayet doğaldı.

''Genelde herkes bildiği için aklına gelmemiştir. Hakan'la Şebnem liseden beri buraların gözde çiftidir. Buradaki herkes onları tanır, bilir,'' diye aydınlattı beni Lodos.

''Boroloron gozdo çofto,'' dedi Atakan, dudak bükerek. ''Onlar olsa olsa götümün gözde çifti olurlar.''

''Liseden beri birlikteler, he?'' dedim hayretle. ''Birlikte yılları devirmişler...''

''Hiç sorma,'' dedi Atakan, aynı memnuniyetsiz sesle. ''Benim bütün ilişkilerimi toplasak 1 yıl etmiyor ama bunlar yıllardır ayrılamadılar. Ben her gece Google'a 'ayırma duası' yazıp okumaktan bıktım, onlar birbirlerinden bıkmadı anasını satayım.''

''Benim yarım yıl bile etmez herhalde,'' dedi İlker.

Atakan soru soran gözlerini İlker'e çevirerek, ''Senin tek gecelikler haricinde hiç ilişkin oldu mu ki?'' dedi ve devam etti. ''19 yıllık kardeşinim ve 19 yıldır hiç senin ciddi bir ilişkin olduğunu hatırlamıyorum. He, ben doğmadan önceki 1 senede -bebekken- olduysa bilemem tabi, orasını Hakan'a sormak lazım.''

''Bak, onu ben de bilemem çünkü bebekliğimi pek hatırlamıyorum. Ama annemin söylediğine göre ben o zamanlarda bile çapkınmışım. Komşumuzun benim yaşlarımda veya birkaç yaş büyük kızı varmış. Habire gidip kızın eteğini kaldırıyormuşum,'' dedi sırıtarak.

''Desene pek bir şey değişmemiş,'' dedi Atakan, o da sırıtıyordu. ''Hala komşu kızının eteğini kaldırıyorsun.''

Ne? Yoksa o düşündüğüm şeyi mi... İlker yukarı kıvrık dudaklarla bana dönüp, ''Komşumuzun kızıyla yakın bir ilişkimiz var da...'' diye açıkladı. Evet, düşündüğüm şeyi kastetmişti.

İki kardeşin arasında geçen bu muhabbeti duymamış gibi davranarak, ''Hakan, sevgilisi ve ilişkisi hakkında böyle düşündüğünüzü biliyor mu?'' diye sordum ortaya.

''Atahan haricinde hepimiz lafı geçince söylüyoruz, o da içinden söylüyordur eminim ama içinde kaldığı için duyamıyoruz,'' dedi Atakan. ''Fark ettin mi bilmiyorum ama Hakan sevgilisinin lafını pek geçirmez, bu yüzden işte.''

''E, şeytan da geldi,'' dedi İlker başı ve kaşlarıyla evi işaret ederek. Masadakilerle eş zamanlı olarak başımı işaret ettiği tarafa döndürdüğümde Hakan ve sevgilisi görüş alanıma girdi, yanımıza ilerliyorlardı.

Kız, Gossip Girl dizisindeki baş karakterlerden biri olan Serena van der Woodsen karakterinin Türk versiyonu gibiydi; sarı saçları, yeşil gözleri, Victoria Secret mankenleri gibi bir fiziği ve son moda marka kıyafetleri ikisinin benzer özelliklerinden yalnızca birkaçıydı. Ne kısa ne de uzun bir elbise ve topuklu ayakkabılar giymişti, o ayakkabıları ben giysem muhtemelen ilk adımımı atamadan düşüp bileğimi burkardım. Saçlarını da su dalgası şeklinde serbest bırakmıştı, omuzlarından da aşağı sallanıyordu.