AHALİ

KIRK BEŞİNCİ BÖLÜM

Y/N: İZMİRLİLER'E BİR MÜJDEM VAR! 22 NİSAN PAZAR GÜNÜ İZMİR KİTAP FUARI'NDAYIM/Z! 'KİMİNLE VEYA KİMLERLE BİRLİKTE?' DİYE MERAK EDENLERİ, AYRINTILAR İÇİN BUGÜN, SAAT 20.00'DA INSTAGRAM ADRESİME (dem.irem) BEKLERİM!

*

AHALİ - KIRK BEŞİNCİ BÖLÜM

# Anthem Lights - Best Thing

# Selena Gomez, Marshmello - Wolves

2 hafta sonra...

ALEYNA,

Telefonumun saati yedi buçuğu gösterirken aynanın karşısında kendime bakıyordum.

Üzerimdeki pudra renkli gece elbisesinin deniz kızı kesim eteği yere kadar uzanmakla kalmıyor yeri süpürüyor, bu da boyumu daha uzun gösteriyordu. Göğüslerim küçük olduğu için bazı straplez yaka kıyafetler sanki hiç göğsüm yokmuş gibi, dümdüz gözükmeme neden olsa da bu elbise onlardan biri değildi neyse ki, olduğundan büyük göründüğünü bile söyleyebilirdim, ayrıca dikkati çıplak omuzlarıma ve boynuma çekmiş, maşayla su dalgası verilip ön kısımları arkaya doğru tokayla tutturulan saçlarım da bu dikkati pekiştirmişti. Yüzümdeki makyaj sadeydi, fondotenle, bence ergenliğin en büyük sorunu olan sivilcelerim (tek tük vardı ama olsun) kapatılmış, allıkla solgun yüzüme renk verilmiş ve rimelle kirpiklerim dolgunlaştırılmıştı.

İki de bir gözlerimi kırpıştırırken yansımamın değişmesini, çirkinleşmesini, bekliyordum ama değişmiyordu.

Aynıydı.

Kendimi beğenmiş biri değildim ama itiraf etmem gerekir ki güzel hatta çok güzel görünüyordum.

Paranın gücü, diye geçirdim içimden.

Daha düne kadar, bu akşam ailece katılacağımız yardım daveti için uygun kıyafetim yoktu. Meltem Yenge beni alışverişe çıkarmıştı. Tıpkı Şebnem ve melekleriyle çıktığımız zamanki gibi kaliteli bir mağazaya gitmiş ve saatler boyu hepsi birbirinden güzel kıyafetler denemiştim. Ama o zamandan farklı olarak yengem giydiklerimle ilgili fikirlerini söylese de Şebnem'in aksine aksine kendinin değil benim beğenmemi umursamış, son kararı bana bırakmıştı.

Benim kararım da bu elbiseden yana olmuş ama o da en az benim kadar beğenmişti, orası ayrı.

Bugün de birlikte bir güzellik merkezine gidip saçımızla makyajımızı yaptırmıştık. Bu sefer sabahtan istenmeyen tüy sorunumu çözdüğüm için ağdaya gerek olmamıştı.

Kahrolsun ağda, yaşasın jilet!

Derken biri odamın kapısını tıktıkladığında içimden, 'Bu da kim?' diye geçirdim. İlker hemen her zaman odama dingonun ahırı muamelesi yaptığı için o olmadığından emindim, onun haricinde ev halkından herhangi biri olabilirdi.

''Efendim?'' dediğimde kapının ardından yengemin sesi duyuldu.

''Aleyna, müsait misin? Girebilir miyim?''

''Müsaitim.''

Meltem Yenge siyah bir tuvaletle içeri girdiğinde, yanıma doğru ilerlemeden önce bir an için durup beğeniyle bana baktı. ''Çok güzel olmuşsun,'' dedi sıcak bir şekilde gülümseyerek.