ALTINCI BÖLÜM

213K 14.1K 28.8K
                                    

AHALİ - ALTINCI BÖLÜM


# Lemonade Mouth - Somebody


ALEYNA,


Amcam da mı vardı? diye geçirdim içimden. Acaba hangi hikayedeydi? Hafızamı zorlayıp o hikayeleri hatırlamaya çalıştım ama üzerinden o kadar çok zaman geçmişti ki anımsayamıyordum. Bölük pörçüktü hepsi. Hem anımsasam bile, hangi hikayenin gerçek hangisinin kurmaca olduğunu bilmediğim için bir işime yaramazdı.

Annem bana sindirmem için biraz zaman tanıdıktan sonra, ''Aleyna...'' diye devam etti, ılımlı bir ses tonuyla. ''Bunlar telefonda konuşulacak türden şeyler değil. Seni oraya gönderirken eski defterlerin açılabileceğini biliyordum ama bu riski aldım. Çünkü geçmişin amcanla bir ilişki kurmana engel olmasını istemedim. Hala da istemiyorum. Ama bunları dönünce konuşalım, olur mu?'' diye rica etti.

Bu meseleyi irdelemeyi deli gibi istesem de hiçbir zaman yapamadığım gibi şimdi de annemin ricasını kıramadım. Kıramazdım. ''Peki,'' dedim razı gelerek.

Kısa bir sessizlik oldu. Sadece nefes alış verişlerimizin duyulduğu, gergin bir sessizlik. Ardından, ''Seni şimdiden çok özledim kızım,'' dedi ve babamı kastederek, ''Özledik,'' diye ekledi. ''Benim güzel kızım... Sen yokken ev çok sessiz ve sıkıcı.''

Az önceki konuşma sırasında az da olsa sertleşen kalbim anında yumuşacık olurken, ''Ben de sizi özledim,'' diye itiraf ettim. ''Siz olmadan bu üç ay nasıl geçecek hiç bilmiyorum.''

''Daha ilk günün. Kim bilir, belki ilerleyen günlerde bu üç ayın hiç geçmesini istemezken bulursun kendini?''

Tabi canım, diye geçirdim içimden. Hiç ihtimal vermiyordum ama anneme bu kadar ümitsiz konuşmadım. ''Pek sanmam ama hadi bakalım.''

Cümlemi bitirmemle odamın kapısının tıktıklanması bir oldu. ''Anne kapı çalıyor, baksam iyi olur. Kapatıyorum ben şimdi. Akşam yatmadan önce yine ararım,'' dedim hızlı hızlı.

''Aramayı unutma!'' diye uyarıda bulundu. ''Babanla papazı buldurtma bana,'' diye ekledi.

''Unutmam, merak etme. Hadi öptüm.''

''Ben de seni. Kendine dikkat et.''

Çabucak aramayı sonlandırıp telefonu cebine tıkıştırdım ve kapının önüne ilerledim. ''Kim o?''

Kapının öteki tarafından, ''Ben dilenci memo,'' dedi bir ses. Bu sesin sahibi Atakan'dan başkası değildi.

Kapıyı açıp Atakan'la yüz yüze geldim. ''Dilenci memo mu?''

Ayıplarcasına, ''Aaa bu tekerlemeyi bilmiyor musun?'' dedi ve hemen ardından tekerlemeyi söylemeye başladı. ''Tak tak tak! Kim o? Ben dilenci memo. Ne istersin? Para, para... Git çöplükte ara, ara...'' Gülmeden edemedim.

Yanımdan geçerek odaya girdiğinde, ''Buyur geç,'' dedim her ne kadar benden izin istememiş olsa da. Arkamı döndüğümde çoktan odanın içinde ilerleyerek yatağa varmış ve sırt üstü üzerine uzanarak ellerini başının altında birleştirmişti.

Ben de yatağa doğru yürüyerek yanında durdum. ''Rahatına bak,'' dedim az önceki gibi iğneleyici bir ses tonuyla.

Başını hafifçe yukarı kaldırıp bana bakarak sırıttı ve ''Bakıyorum zaten,'' dedi istifini hiç bozmadan.

''Buraya gelmen için bir neden var mı? Yoksa sadece yatağımda yatmak mı istedin?''

''Yatağım, he?'' dedi üstüne basarak. ''Bakıyorum da hemen sahiplenmişsin.'' Ses tonu da yüzündeki ifade gibi alaycıydı.

AHALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin