23.bölüm

1.6K 71 11
                                    

2 hafta sonra
"Meliis kalk hadi"
Yorganımın altından hiç çıkmadan mırıldandım.
"Tatilde bari rahat bırak ya"
"Bugün okul başladı"
Gözlerim dehşet içinde açıldı.
"Hayır kabus olsun lütfen"
"Maalesef gerçek"
Suratımı asarak yorganı üstümden kaldırdım.Ve mızmızlanarak ayağa kalktım.
"Hayır ya neden bu kadar çabuk başladı.Offf okuldan nefret ediyorum kim buldu bu okulu hayır bende neden erkek lisesine başladıysam şimdi Ateşi görcem zaten depresyondayım "
Selin bana dik dik bakmaya başladığında hiç onu takmadım.Ve ağlamış gibi yaparak lavoboya girdim.Bu iki hafta içinde evden hiç çıkmamış sadece telefonumla uğraşmıştım.Bunalımda olduğum için selini bu şekilde ikna ederek her iki günde bir abur cubur almaya gönderiyor ve dram ve aşk konulu filmler izleyerek ağlıyordum.Şu iki hafta içinde odamdan hiç çıkmamıştım.
Yüzüme bir kaç defa soğuk su çarptıktan sonra yüzümü havluyla silerek odama gittim.Üstümüde giyindikten sonra çantamı hazırlayıp aşağı kata indim.Annem ilk defa bugün erken uyanmış yemek hazırlıyordu. "Günaydın"
Diyerek anneme baktığımda annem de gülümseyerek
"Günaydın " dedi.Annem elindeki sandewici bana uzattığında canım hiçbir şey istemediği için sandewici almadım.
"kızım iki lokma bir şeyler ye kaç haftadır doğru düzgün yemek yemedin"
"Anne şimdi canım istemiyor okulda alırım bir şeyler ben"
Diyerek annemi ikna etmeye çalıştım.
"Hayır şunu alır mısın giderken yersin"
"Anne istemiyorum zorlama ya"
"sen hastalanda gör zorlamayı"
Annemi takmayarak mutfaktan çıktığımda selin mutfağa girmeden önce bana bakıp
"Yine hiçbir şey yemedin deme" dedi
"Canım istemiyor ya "
"Kanka artık gözlerinin altı çökmüş hicbir şey yemiyorsun çok zayıfladın"
Gözlerimi devirerek
"Annem bitti sen başlama Allahaşkına" diyerek çantamı omzuma attım.
"çabuk ol bekliyorum salonda"
Selin "tamam" dediğinde koltuğa oturdum.Bu ara üstümde halsizlik vardı ama endişelenmemeleri için belli etmiyordum.Selin mutfaktan tıkınarak çıktığında ayağa kalktım.
Selin birden öksürmeye başladığında sırtına vurdum.
"Helal helal az ye az"
Diyerek güldüm.Selin de gülerek
"Sen de çok ye "
Dış kapıyı araladığımda soğuk hava yüzüme çarptı ve titrememi sağlamıştı.Gözlerimi etrafta dolaştırırken en son seline baktım.
"Dışarı çıkmayalı değişmiş buralar"
"Sonunda dışarı çıkıp dünyaya dönebildin "
"Okul olmasa 1 yıl daha dışarı çıkmazdım"
selin gülerek
"Kesin" dedi.
"Zaten mumya gibi yorganın altından çıkmıyordun"
Selinin bu dediğine cevap vermemiştim.Önceden moralim bozuk olduğunda sahile giderdim.Ama şimdi oraya bile gidecek güç bulamıyordum kendimde.
***
Okula vardığımızda hava çok soğuk olduğu için herkes içerdeydi.Sınıfa geldiğimde kimseyle konuşmak istemediğim için direk kafamı sıraya koyup uyumuştum.
***
"Mert!"
Gözlerimi yavaşça aralayarak beni uyandıran kişiye baktım.Candı kendimi iyice toparlayarak cana baktığımda önümdeki sıraya oturdu.
Saate baktığımda öğle arasına girmiştik.Nasıl bu kadar uyumuştum ben de bilmiyordum.
"Görmeyeli çok zayıflamışsın"
Cana cevap vermeden öylece yüzüne baktım.
"İyi görünmüyorsun kantinden yemek alalım mı?"
"Yok sen al"
"sen yemessen ben de yemem "
"kanka sen git ye ya aç değilim"
"Darılırım"
Can bana ısrarla baktığında kafamı belli belirsiz yukarı aşağı salladım.
"Tamam inelim "
Can zaferle bana bakıp gülümsedi.
"Ben ısmarlayacam"
Hiç zorlamadan
"Tamam" Dedim.Ve ayağa kalktım.Başım çok fena dönüyordu.Bir elimi sıramın üstüne koyarak gözlerim kapalı bir süre bekledim.
"iyi misin?"
Kafamı yukarı aşağı sallayarak önden yürümeye başladım.Kantine indiğimizde can kendine ve bana tost ile ayran aldı. Tostu ve ayranı elime alırken cana teşekkür ettim.Yukarı kata çıktıktan sonra Ateşi gördüm.Gözleri üstümdeydi ama ona hiç bakmadım.İki kat yukarı çıktıktan sonra daha da halsizleşmiştim.Ve birden gözlerim karardı ve bedenim yere yığıldı.Tostum elimin önüne düşmüş ayranımsa patlamıştı.Başıma birçok kişinin toplandığını gösteren boğuk sesler geliyordu.Birden bedenim yerden kesildi.Kafam aşağı doğru sarkarken seri haraketlerin etkisiyle bedenim sarsılıyordu.O kadar yorgundum ki başımı kaldıracak güç bulamıyordum kendimde.
***
Gözlerimi yavaşça açtığımda revirdeydim. yanımda arkadaşlarım vardı.Kaya bile
Gözlerim bir süre sadece Ateşin ifadesiz gözlerine takıldı sonraysa diğerlerine
"İyimisin mert oğlum korkuttun lan bizi"
Bunu söyleyen fatihti.Kayada onu onaylarcasına başını salladı.
"İyiyim ya biraz yorgundum"
Can elinde tost ayranla revirin kapısından girdiğinde bütün gözler ona döndü.
"İyimisin ?"
"Evet"
Can yanıma gelerek
"Sana tost ayran aldım"
Cana gülümsedim.
"Daha biraz önce almıştın niye aldın yine"
"O biraz önce değildi sen 2 saattir baygınsın ve aldıklarımı yemedin"
Selin
"Evet onları yiyeceksin itiraz yok" dediğin de
"Tamam annecim" diyerek tost ve ayranı aldım.Ama yiyemedim burada 10dan fazla kişi varken ve beni izlerken nasıl yiyebilirdim.
"Gençler siz dışarı çıkın hadi"
Ateş grubu adeta kovarcasına konuştuğun da herkes hareketlendi.Odada sadece Can, Mete ,selin ve Ateş kalmıştı.
"Ya canınız çeker şimdi yemeyim"
"Yemek yememekten bayıldın söylediğin şeye bak hem biz yedik merak etme"
Selin konuştuğunda
"Doğru" dedim.Ve tostu yemeye başladım.
***
Aradan 1 saat geçtikten sonra iyice kendimi toparlamıştım.Ateş bu süre için de hiç konuşmamıştı.Sadece yüzüme ifadesizce bakmıştı.
Ben de iyice iyileştiğim de kendimi toparlayarak ayağa kalktım.
Ama ayağa hızlı kalktığım için başım dönmüş ve dengemi kaybetmiştim.Ben dengemi sağlayamadan yere düşecekken Ateş hızla beni tuttu.
Gözlerimiz bir süre öyle kilitli kaldı.Ardından Ateş beni bıraktı.Son ders olduğu için derse girmeyecektim.Sadece çantamı alacaktım.Seline tuvalete gideceğimi söyleyip revirden çıktım.Mete ve Can da çantalarını almaya gitmişlerdi can benim çantamıda alacaktı.
***
İşimi hallettikten sonra tekrar revire döndüğüm de Ateş ve selinin konuşmalarını duyunca durakladım ve onları dinlemeye başladım.
"Bak melise söyleyemiyorum ona sen söyle "
"Hiç iyi değil bunu söylemem onu iyice yıkar"
"onun yıkılışını görmemek için sana söyletiyorum elinde sonunda öğrenecek"
kaşlarımı çatarak iyice kapıya yaklaştım.
"Yarın ilk uçakla Amerikaya gidiyorum çok acele oldu üniversiteyi orada okuyacağım "
"Neden burada değil melisi bu şekil de bırakıp gidecek misin?"
"Babamın işleri işte mecbur gidiyorum"
Gözlerimden yaşlar döküldüğün de hızla silerek revir odasına girdim.Ben girince ikisi de susmuştu.Onların yüzüne hiç bakmadan koltuğa oturdum.Ortam sessiz durmaya devam ederken odaya mete ve can girdi.Can çantamı bana uzatırken çantamı aldım.
Ateş
"Seni eve ben bırakayım" Dediğin de hiç yüzüne bakmadım.Ve buz gibi sesimle
"İyiyim ben" dedim.Hiç iyi değildim hem de hiç Ateş cevap vermese de aklına koyduğu şeyi yapardı.Beni zorla da olsa arabasına bindirecekti.
***
Araba parklarının yerine geldiğimiz de selin yanımızdan uzaklaştı.
"Selin sen gelmiyormusun?"
"Hayır ben Rüzgarla gidicem"
"Tamam" diyerek arabanın ön koltuğuna bindim.Aslında Ateşle gitmek gibi bir niyetim yoktu ama beni zorla arabaya bindireceğini biyordum.
Ateş arabayı çalıştırdığın da kollarımı birbirine dolayarak dışarıyı izlemeye başladım.
"Emniyet kemerini tak"
Kaşlarımı çatarak Ateşe baktığım da kendinin de takmadığını gördüm.
Ama hiçbir şekilde ona cevap vermeden dışarıyı izlemeye devam ettim.Sonra Ateşin gideceği aklıma geldi ve içime bir öküz oturdu.
"Sen"
Derken gözlerimi Ateşe çevirdim.
"Sen gidiyor musun ?"
Sesim sonlara doğru kısılmıştı.
Ateş bana cevap vermeden yola bakmaya devam etti.
"Beni yinemi bırakacaksın?" sesim titremişti.
"Ben herşeyi unuturum yeter ki gitme"
Yine dayanamamıştım işte yine onu affediyordum.Ateş bana yandan bir bakış atarak tekrar yola baktı.Hiçbir şey diyemiyordu bahane bile bulamıyordu.
"cevap versene" diye bağırdığımda bizim evin önüne gelmiştik.Ateş arabayı durdurup gözlerini bana çevirdi.
"Gitmek zorundayım"
"ne zaman dönersin?"
Gözlerim dolu dolu ona bakarken gözlerini benden kaçırdı.
"En az 4 sene"
G-gitme bırakma beni"
Ateşin gözlerindeki çaresizlik ve acıyı gördüm.
"Özür dilerim herşey için "
Gözlerimi acıyla ona diktim.
"Gidiyorsun deme yine gidiyorsun"
Ateş hiçbirşey demeden tam gözlerimin içine baktı.
"Peki"
Diyerek vedalaşmadan arabadan indim.Ve kapıyı sertçe çarptım.
***
"Melis! Aç şu kapıyı "
Annemin ve Selinin bağırmalarını umursamadan hıçkırıklarımla ağlıyordum.Bağırsalar da cevap vermiyordum.
***
Aradan 10 dakika geçtikten sonra Ateşin sesi kulaklarımı doldurdu.
"Melis ! Duyuyor musun beni?"
Ateşin sesini duysamda cevap vermiyordum.
Bir süre sonra kapı kırıldığında dizlerimi kendime çekmiş başımıda dizlerimin üstüne koymuş bir şekilde duruyordum.Onar odama girse de başımı hiç kaldırmamıştım.
Odada bir süre sessizlik oluştu.Sonra yanımda bir kıpırtı hissettim.
"Melis"
"kaldır başını güzelim bana bak hadi"
Ateşin şefkat dolu sesi içime huzur getirmişti.Başımı kaldırarak Ateşe baktım.Ateş elini kaldırarak benim yanağımın üstüne koydu.Ve baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi.
"Seni çok üzüyorum sana zarar veriyorum en doğrusu bu beni unut kendini yıpratma"
"Kolay mı unutmak ? sen unutabilecekmisin?"
Ateş uzunca gözlerimin içine baktı.Ve sonra başını eydi.
"Hayır"
Kollarımı onun boynuna sıkıca sardım.Oda kollarını sıkıca belime dolamıştı.Aklımdan keşke hep aynı kalsaydık diye geçti.4 Sene sonra olgunlaşacaktık ve belki de eskisi gibi birbirimizi sevmeyecektik.O düşünceyi kafamdan hemen uzaklaştırdım.Ben asla onu unutmayacaktım.
"sakın beni unutma unutursan seni döverim"
"Seni unutmaya ömrüm yeter mi?"
Ateş bana şarkı sözü söylediğin de burnumu çektim.
"güçlü ol hiç kimseye güçsüz görünme melis eskisi gibi olmanı istiyorum ben yokken nasılsan öyle ol kenini helak etme"
" sen eskisi gibi olma sakın!"
Ateşten ayrılarak gözlerinin içine baktım.
"Kötü Ateş olma insanlara kötü davran ma tamammı ? "
Ateş
"Tamam " dedi.
"Seni hergün arayacağım "
Başımı salladım.
"Ateş ya oradan sevgili bulursan "
"Bana güveniyor musun?"
Bunu onca yaptığı şeyden sonra söylemesi bir süre susmamı sağladı.
"Evet"
"O zaman böyle sorular sorma"
Şu 3 hafta için de resmen çökmüştüm.
Sanki büyük bir enkazın altından çıkmak için çabalıyor ama çıkamıyordum.Ve kimsede beni kurtarmıyordu.Ben acı çektikçe yarama tuz basıyorlardı.Boğazım tekrar düğümlenmişti.Ortam bir süre sessiz kaldı.
"Canım yanıyor sanki bütün kötü olaylar bu dönemde patladı.Aşk,aile,geçmişteki kötü anılarım "
Bir süre sustum.Göz yaşlarım tekrar yanaklarımı ıslattığında konuşmaya devam ettim.
"Şimdi sen arkanda koca bir enkaz bırakıp gidiyorsun benim en kötü günlerimde beni bırakıyorsun kendimi nasıl toparlayacağım bilmiyorum Ateş"
Ateş hiçbir şey söyleyememişti.Ve ayağa kalkarak bana baktı.Bende ayağa kalktığımda yüzüme doğru yaklaştı ve dudağıma küçük bir buse kondurmuştu.Kalbimin ritmi hızlanmıştı.Bu ilk öpücüğümdü.
Ateş dudaklarını dudaklarımın üstünden çekerek yüzüme baktı.Bende ona baktım.Ve ellerimi onun beline sıkıca sarıp kafamı sol göğsüne koydum.Ateşte bana sarıldı.
"Bana bir söz vermeni istiyorum Melis"
Dedikten sonra konuşmadan devamını getirmesini bekledim.
"Ben yokken güçlü kalacaksın "
Ben zaten hep güçlüydüm sadece sanki bir patlama dönemindeydim.Sanki bütün kötü olaylar bu dönemde patlamış ve beni derinden etkilemişti.
"Söz eskisi gibi olacağım "
"Aferin benim çılgın prensesime"
Ateşten beklenmedik sözler alsamda şaşırdığımı belli etmedim.
"Artık gitme vakti"
Ellerimi Ateşten çekerek hüzünle yüzüne baktım.
***
Aşağı kata indiğimizde annem ve selin salonda endişeyle oturuyorlardı.
Beni gördüklerinde ikisi de ayaklanmıştı.
"Kızım iyimisin bir yerinde bir şey var mı?"
Kaşlarımı çatarak anneme baktım.
"Ne olcak anne"
Annem derin bir nefes alarak elini yüreğine götürdü.
"Kız yüreğime indirdin"
Nolduğunu anlamamıştım.
Ateşi kapıya götürerek yüzüne baktım.
"Hoşçakal Ateş" Sesim titremişti ağlamıyacaktım sözümü tutacak ve güçlü olacaktım.
"Hoşçakal miniğim"
Burnumu çekerek küçük çocukların masum bakışlarını attım Ateşe.
Ateş arkasını dönüp yürümeye başladığında gözlerim bulanıklaşmıştı.O arabaya binene kadar arkasından bakıp sonra içeri girmiştim.Annem ve selin bana bakıyorlardı.
"Gel melis seninle konuşmamız gerek"
Annem ve seline baktıktan sonra koltuğa oturup onlarında oturmasını bekledim.
"Kendine zarar verdin sandık"
Kaşlarımı çatarak anneme baktığımda hâlâ yüzü kireç gibiydi.
"Ne saçmalıyorsunuz siz ben sizce böyle bir şey yaparmıyım?"
Selin konuştuğunda ona baktım.
"Kapıyı kilitleyip birde bağırmamıza kapıyı kaç defa çalmamıza rağmen cevap vermeyince böyle düşünceler oluyor melis"
Başımı önüme eğerek bir süre öyle durdum.
"Özür dilerim sadece yalnız kalmak istiyordum"
annem bana bakarak ciddice konuştu.
"Seni psikoloğa götüreceğim bu böyle olmayacak"
Sinir ve şaşkınlık karışımı bakışlarımı anneme dikerek
"Ne diyorsun sen anne iyiyim ben "
Selin hiç konuşmadan ikimizin konuşmasını dinliyordu.
"İki lokma yemek yemiyorsun odandan dışarı çıkmıyorsun bugün kendine zarar verdiğini sandık"
"Ben iyiyim hiç bir yere gitmeyeceğim zorla götürecek değilsin"
Diyerek ayağa kalktım
"Melis otur şuraya "
"Konuşmak istemiyorum"
Diyerek odama çıktım.Kapı maalesef bozuk olduğu için kapıyı kilitleyememiştim.Bugün kaç kere ağladığımı bilmiyordum ama yine ağlamaya başlamıştım.Bir süre sessizce ağladıktan sonra aynanın önüne geçerek yüzüme baktım.Ve o güçsüz melisin ortaya çıkışını gördüm.Ve dedim ki;
'sen bu değilsin melis bu kadar güçsüz olmamalısın sen neler atlattın '
Değişme vakti gelmişti herşeye yeniden başlama ve yarından itibaren değişecektim.Ne kadar içim yansa da
***
Sabah alarmın sesiyle uyandım.Evet ilk defa beni selin uyandırmamıştı.Hatta o daha uyanmamıştı sıcacık yatağımdan hiç kalkmak istemesemde zorla kalktım ilk başta lavaboya giderek yüzümü yıkadıktan sonra odama giderek üstümü giyindim.Ve çantamı hazırladıktan sonra selinin odasının önüne geldiğimde odaya daldım.Ve selinin bana yaptığını yaparak seline bağırarak uyandırdım.
"Seeeliiin hadi okula geç kalacağız"
"Noluyor be?"
"Hadi kalk hazırlan"
Selin kafasını yorganının altından çıkararak esneyerek bana baktı.Uykusu iyice açıldığında kaşlarını kaldırdı.
"Oha melis sen erken kalkarmıydın?"
"Kalkıyormuşum demek ki" diyerek gülümsedim.Selinin odasından çıktıktan sonra aşağı kata indim.Annem yine erken kalkmış kahvaltı hazırlıyordu.Sırf ben bir şeyler yiyeyim diye en sevdiğim yemekleri yapmıştı.Börek
"Günaydıın"
Diyerek annemin yanına gittim ve yanaklarından öptüm.Annem şaşkınlıkla bana birkaç saniye baktıktan sonra kahvaltıyı hazırlamaya devam etti.Annemi ne zamandır öpmüyordum hatta sıcak bile davranmıyordum.Şaşırması gayet normaldi.
Annem önüme börek ve yanınada çay koydu."Onları yiyeceksin yemessen küserim sana"
"Tabiki yicem çok açım"
Diyerek böreği ısırdım.Aslında canım birşey istemiyordu ama daha ne kadar böyle devam edecekti?
Böreği yedikten, ve çayımı içtikten sonra masadan kalktım.Selinde gelmişti.
"Eline sağlık anne"
"Afiyet olsun "
Mutfaktan çıktıktan sonra odama giderek çantamı aldım.Ve aşağı kata indikten sonra selini beklemeye başladım.
***
Okula geldiğimizde direkt sınıfa girdim.
***
"Mert"
Kaya benim yanıma geldiğinde ona hâlâ sinirli olduğum için sadece yüzüne bakmış ve hiçbir şey dememiştim.
"Yaptıklarım için pişmanım "
Ona hâlâ cevap vermemiştim.
"insanların duygularını düşünmeden onları ezdiğim için pişmanım."
Hayret edercesine kaşlarımı kaldırarak
"Vayy senin vicdanın varmıydı?" dedim.
"Özür dilerim"
"Benden değil candan dileyeceksin "
Kaya hiç düşünmeden ayağa kalkarak Canın yanına gitti.
"Can yaptıklarım için özür dilerim "
Can "tamam" desede sesindeki soğukluğu gizleyememişti.
Kaya yanıma oturarak bana baktı.
"Oglum ne istiyon daha pişmanım dedik ya Birkaç haftadır bunu düşünüp vicdan azabı çekiyorum"
"Bence de çek Ama birden nasıl böyle olabildin? Senin hiç vicdan azabı çekeceğini düşünmüyordum"
"Bilmiyorum sadece aklıma gelip durdu oğlum hadi affet lan"
"Tamam afettim"
Dedim.Ama eskisi gibi davranamıyordum.Soğumuştum çünkü.
"Mert "
"Ne?"
Gitmesini istiyordum.
"davranma böyle eskisi olalım "
Kayanın gitmeyeceğini anadığımda ona döndüm.
"Kaya eskisi gibi olamayız çünkü soğudum "
Kaya hâlâ yanımdan kalkmadığında sinirle ona bakarak
"Gider misin? " dedim.
Kaya kalkmadığında onu bu sefer hiç takmayarak Cana seslendim.
"Can kanka önümdeki sıraya otursana konuşalım"
Can ayağa kalkarak önüme oturduğunda canla sohbet etmeye başladım.Ama kayanın sohbetimizi bozmasıyla ona baktım.
"Can bizim gruba katılmak ister misin?"
Can şaşkınlıkla kayaya bakarak bir süre sessiz kaldı.
"Özür dilerim oğlum hadi bizim gruba gel"
"y-yok istemiyorum"
Kaya bana baktı.
"Mete oğlum hadi ya valla bir daha yapmıyacam " Kaya gerçekten pişman olmuşa benziyordu.Ona bir şans daha verecektim.
"Can bir şans verelim pişman olmuş"
Can kayaya bir süre baktıktan sonra
"tamam" dedi.
***
Öğle teneffüsünde bahçeye çıkarak Canla bizimkilerin yanına gitmiştik.Can oraya giderken çekinsede onu destekleyerek elimi omzuna attım.
"Selam "
"Selam"
Gözlerimi grupta gezdirdiğimde grubu eksik hissettim.
"Ateş yok mu?"
"Bilader kafan yerindemi gitti ya Ateş"
Unutmuştum gittiğini ve bunun duyduğumda tekrar moralim bozulmuştu zaman olsaydı ona tekrar sarılırdım.
"Unutmuşum ya"
"Ateşin uçağı ne zaman kalkıyordu?"
"Ateş çoktan bindi uçağa mete"
Onu şimdiden özlemiştim.koskoca 4 sene nasıl bekleyecektim?
"Can sen burada dur hem kaynaşırsın ben lavoboya gidip geleceğim"
Canın burada durmak istemediğini biliyorum.Ama Ateşi aramak istiyordum.Seri adımlarla onlardan uzaklaşarak okulun kütüphanesine girdim ve Ateşi aradım.Telefon bir kaç çalıştan sonra açıldığında konuştum.
"Ateş?"
"Efendim "
"Seni şimdiden özledim"
Birden telefondan başka bir ses geldi.
"Beni hatırladın mı küçük velet"
Bu uzaylı suratlı mafya adamdı.Onu çoktan unutmuştum.
"S-sen"
"Bak velet bu sefer eğer bir arkadaşını dahi çağırırsan Acımadan sıkarım sevgilinin başına zaten etrafta arama yapılacak intikam almadan sizi bırakacağımımı sandın?"
Birşey demeden şaşkınlığımı atmaya çalışıyordum.Nasıl bir kinli insandı bu böyle? Ve Ateş Amerika ya gidecekken bunu öğrenip Ateşi nasıl kaçırmıştı.Kafamın karışıklığı ve şaşkınlığım iyice beynimi karıştırmıştı.
"Cevap versene"
"Melis sakın geleyim deme sakın gelme"
"Telefonu Ateşe ver"
Şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak sakince konuştum.
"Buraya gelince Ateşle bol bol konuşursun"
"Melis babama onu özleyeceğimi söyle"
Şimdi neden böyle bir şey söylemişti bilmiyordum ama sanki bir imada bulunuyordu.
"Tamam geleceğim at adresi"
Telefonu kapattıktan sonra bir süre şok içinde bekledim.Ateş Amerika ya gidecekken onu nasıl bulup kaçırmışlardı?
Telefonuma gelen mesajla hızla mesajlara girerek adrese baktım.
Ve seri adımlarla dışarı çıktım.İlk başta bizimkilerin yanına giderek endişemi belli etmemeye çalışarak
"Sizde Ateşin babasının numarası var mı?" dedim.
"Noldu?"
"Hiç tanışmak istiyordum"
Fatih telefonunu çıkararak rehbere girerek Kadir amca ismine tıklayarak bana uzattı.Fatihten telefonu alarak numarayı yazdım.
"Saol kanka ben kaçıyorum biraz yorgunum dinleneceğim evde"
Diyerek kimsenin bir şey demesini beklemeden okulun dışına çıktım.Sınıftan çantamı bile almamıştım.Ama bunu düşünemeyecek kadar endişeliydim.Telefona kaydettiğim Ateşin babasını arayarak açmasını bekledim.
"Efendim ?"
"A-alo şey ben Ateşin arkadaşıyım da"
"kızım Ateşi bulamıyorum bugün Amerika ya gidecektik ortalıklarda yok "
Birden Ateşin dediği şey aklıma geldi.
'Babama onu özleyeceğimi söyle.'
Jeton yeni düşmüştü.Aslında Babama kaçırıldığımı söyle demek istemişti.
"Amca Ateş kaçırıldı bir mafya tarafından"
Karşı taraf bir süre sessiz kaldı. Bunu söylediğime pişman olmuştum.Ya mafya amca Ateşi öldürürse diye düşündüm.
"Adresi söyle kızım"
Söyleyemezdim Ateşe bir şey olmaması için hiçbirşey söyleyemezdim.Kadir amcanın suratına telefonu kapatarak seri adımlarla yürümeye başladım.
***
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Erkek LisesiWhere stories live. Discover now