14.Bölüm'Patlamış Mısır!'

Start from the beginning
                                    

"Hanginiz yaptı lan?"

Beni zorla odaya sokuyorlar birde üstüne başka şeylerle suçluyorlar gerizekalılar.

"Sabahtan beri kısır, kuru fasulye yiyen ben değilim valla"

Deniz bu sefer daha da gülerek Ege'ye bakıyor.

"Egoşuuuummm!! Vay vay vay... Sessiz sessizde mi yaparmış!"

Ege ne diyo bu mal gibilerinden Deniz'e bakıyor.

"Ne diyosun be oğlum saçmalama"

Deniz yüzünü buruşturarak Ege'ye bakıyor.

"Kanka şimdi Irmak beni bilir ben hiç öyle gaz falan çıkartmam , benim bokum bile kokusuz öyle de temizim yani"

TEMiZ Mi?! TEMİZ Mİ? En son otel odasının tuvaletini mahvetmiştin be!

-2saat sonra-

"Irmaaaak patlamış mısır hazır mı hadi çabuk oll, başlatıcaz filmi"

Koşarak mutfaktan kaselere doldurduğum mısırlarla geliyorum.

"Geldim geldim!"

Mısırları Deniz ve Egeye veriyorum. Yanlız bi sorun var ki evde 2 tane kap var ve ben ne yazık ki egeyle aynı kaptan mısır yemek zorundayım!

Denizin yatağının karşısındaki kahverengi köşeli koltuğa oturuyorum yanımda da gerizekalı Ege.

Bu da yetmezmiş gibi açtıkları film paranormal activity!

Pembe mısır kabını kendime doğru çekiyorum. Bir yandanda gözlerimi kapatmadan filmi izlemeye çalışıyorum. Tam kaba uzanıyorum kiii... Kap yok?!

Egenin Eline bir tane vuruyorum.

"Ben de yiyicem yanlız ortaya koy şunu"

Ben kabı kendime doğru çekiyorum, o çekiyo , ben çekiyorum o çekiyo. Biz böyle yaparken farkettim ki filmin bi 20 dakikası geçmiş. Deniz atlıyor tabii hemen olaya.

"Irmak sen daha neyine yiyon bırak Egoş yesin,valla evde kalcan bu gidişle haa"

Ters ters Deniz'e bakıyorum. Evde kalcakmışmışım, görürsünüz siz!
Ege sırıtarak kabı ortamıza koyuyor.

"Şaka yaptık ya hadi al ye sende"

Mısırdan bi avuç alıp yavaş yavaş yiyorum ama bir yandan nasıl da geriliyorum bilemezsin. Paranormal activity lan bu! Tamam bazılarınız korkmaya bilir ama ben American Horror story'nin sadece ilk 20 dakikasını izleyebilmiş biriyim. Elimi tekrar mısıra daldırıyorum ki elim Ege'nin eline değiyor!? Elimi hemen çekiyorum. Muzip bir tavırla bana bakıp gülüyor. Denizse filme konsantre olmuş izliyor. Bir daha elimi mısıra daldırıyorum ki yine Ege'nin eli. Tam elimi hızla çekiyorumki o elimi tutuyor!
Uflayarak elimi çekmeye çalışıyorum.Ege ise kulağıma doğru eğiliyor.

"Elini çekmeyi bırak, korktuğunu biliyorum ve böyle filmlerde birinin elini tutarsan kendini daha iyi hissedersin"

Yalana bak.

"Elimi bırak Ege, senden yeterince rahatsız oluyorum zaten"

Bu sefer elimi bırakıyor. Gerizekalı. Ne yapmaya çalışıyor yani? Ondan nefret ediyorum. Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu ama ışıkları kapattığımız için görünmüyordu en azından. Kafamı kaldırıp televizyona bakmaya devam ederken birden filmdeki kadın kameraya doğru gelip hırlamaya başladı.

"HOŞT LAN! GİT HOŞŞŞT! HOŞŞT!"

Filmdeki kadına bağıran Denizden başkası değildi.

"Anaaaa o ne lan öyle karı geldi havluyo, kesin kuduz"

Ege kendini tutamayıp gülmeye başlıyor.

***

"Hadiii kankacımm öpüyorum iyi geceleeeer!!!"

Saat gecenin 3.30 ve Deniz hala Egeye iyi geceler demek için bağırıyor

"Sanada Deniiizciiiim"

Bu ikisi kesin gey. Bu ne be öyle. Biz kızlarla birbirimize bu kadar tatlım canım demiyoruz.

Işığımı kapatıp, kapıyı iyice kapatıyorum. Ege denizin yatağının karşısındaki koltukta yatıyordu.

Kendimi yatağıma atıyorum. Acaba elimi neden tuttu? Neden böyle şeyler dedi kii? Off ege offf...

***

Sabah telefonumun alarmı ile uyanıyorum. Esneyerek yatağımdan kalkıyorum. Dolabımı açıp giysilerimi çıkarıyorum. Dişimi fırçalamak için odamdan çıkarken kapımın altında bir kağıt olduğunu farkediyorum. Kağıdı elime alıyorum.

Dün akşam ki saçmalık için özür dilerim.

-EGE

B.A.LWhere stories live. Discover now