23.Bölüm-part son

11.8K 681 89
                                    

Ne diyordu Mevlana;
"Aşk kalpten,dost sırttan vurur.
Kalbin iyileşir ama sırtın hep kambur kalır."

***

Kadın gittikten sonra Eyüp ayaklandı ve kapıya doğru adımladı.
Bende ayaklandım ve peşinden gittim.
Kapı kulpunu tutmuş açacakken beni arkasında fark ettiğinde kaşlarını çattı.
"Hayırdır?" Dedi kaşlarını havaya kaldırarak.

"Şey...yani bende aşağı..."dedim çekinircesine.

"Gelmeyeyim'mi?" Dedim bir anda.

O pür dikkat bana bakarken ben gözlerimi kaçırdım.Bu neydi şimdi?
Otur oturduğun yerde ne işin var adamın peşinde!

"Gelme." Dedi buz gibi bir sesle.

Gözlerimi gözlerine çıkarttığımda bana değişik duygularla bakıyordu.Verdiği cevaba karşı şaşkınlık ve utanç hissetmeye başlamıştım.
Gözlerimi hayalkırıklığı sarmaladı.
Öyle bir baktı ki sanki tükürdüğümü yalamışım gibi.

Bana ne olduğunu bende bilmiyorum.O evdeyken benimle konuşmuyordu veya daha da kötüsü beni görmezden geliyordu.

Ben...

Bilmiyorum,benimle ilgilendiğinde sanki kendimi gökkuşağında hissediyordum.Renkli diyarlarda geziniyormuşum gibi...
Kelebekler karnımdan uçuşuyormuş gibi...Eskiden böyle hissetmiyordum.

Ne değişti o halde?

İki ay.İki ay hiçbirşekilde benimle ne konuştu nede gözüme göründü.
Bu tavrı beni sinirlendiriyordu.Beni üzmüştü.Hazmedememiştim.

Yüzüme boca eden sıcaklık beni daha bir öfkelendiriyordu.

"İyi git ozaman!" Kaşlarımı çattım.
Arkamı dönmüş giderken beni durduran sert kapı sesiydi.Kapıyı çarpıp gitmişti.

Ne kadar da küstah!
Kendini beğenmiş ukala ne olsun!

Ben öfkeyle kendimi oturmaya zorladım.
Yüzümü ovaladım.Ne diye peşinden gidersin ki.

Bir süre sonra valizimi açıp üstümü değiştirdim.Saçımı da toplayıp topuz yaptım.
Ben kapıyı bir şekilde kilitlemeyi düşünüyorken kapının zaten kilitli olduğunu fark ettim.
Kulpu tutmuş çekerken bir tık oynamıyordu yerinden.Ağzım açıkta kapıya öyle baka kaldım.
Eyüp!

Odayı niye kilitliyorsun sen ya?

Yatağa doğru adımladım ve yavaşça çarşafı açtım.Çekinerek uzandım.

Etrafıma yayılan koku beni mayıştırmıştı.
Bu koku...Eyüp'ün kokusuydu.Başımı yastığa koydum ve derin bir nefes çektim içime.
Dudağımda beliren tebessüme içimden ayıplayıcı homurtular çıkardım.O na rağmen tebessümüm biraz daha belirginleşti.
Başımdaki topuzu fazla sıkı bağladığım için başım ağırmaya başlamıştı.
Saçımdaki tokayı çıkardım ve saçlarımı diğer yastığa değecek şekilde uzattım.
Dedim ya uzun saçlara sahiptim.

Gözlerimi kapattım ve kendimi derin bir uykuya teslim ettim.

***

-EYÜP-

"Dede?" Dedim kaşlarımı kaldırarak.

"Bu ziyaretini neye borçluyuz?"

Deri koltukta oturmuş sıkılmış bir halde etrafına bakıyordu.Beni gördüğünde değneğine tutunarak ayağa kalktı.
Yüzünde oluşan kısa bir tebessüme bende tebessüm ettim lakin dedemin buraya gelmesi hayra alamet değildi.

Gül DikeniWhere stories live. Discover now