GülDikeni-17 part 4

12.1K 698 49
                                    

Üç dört araba arkamızdan daha geliyordu. Niye her tarafta koruma var bilmiyorum.
20 dakika Sonra bir Cami nin önünde durduk.Aynı anda arkamızdaki arabalar da park ettiler.Ben elimi araba kulpuna koydum,tam açacakken bir ses buna mani oldu.
"Dur!" Dedi."Ne?" Diye sual ettim.
"Neyi anlamıyorsun? Sana dur dedim."

Gözlerimi devirdim.Ve ayrıca gözlerimi pörtletmem de bir oldu.Etrafımızda belki yüzlerce adamlar vardı.Ellerinde silahlarla beraber.
Aman Allahım....
"Şimdi...." buz gibi sese refleks olarak döndüm."inebilirsin."

Okadar şaşkındım ki.Ve ayrıca bana o değişik korkunç bakışı bırak,kafam allak bullak olmuştu.Neden ilk o inmiyor? Neden ben ilk iniyorum? Amacı ne?

Kalbimin hızla atmasından elimi kalbime koydum.
Beni öldürecekmi?

"Hayır,"dedim."inmeyeceğim!"

"Ne?"dedi yüzü anlamaz hale bürünürken.
"Ne saçmalıyorsun sen yine?"

"Beni bilerek ilk dışarı gönderiyorsun çünkü kötü amacın var!"

"Evet kötü bir amacım var.Seni dışarı gönderip liğme liğme doğratmayı düşünüyorum."
Dedi dalga geçerek.

"Beni öldüreceksin." Dedim düz.

Yüzünün kaskatı kesilmesi bir oldu.

Elini yumruk hale getirdi.Gözlerini kaçırdı.
"Öyle bir niyetim yok."dedi."farkındaysan imam nikahı için buradayız.Ve birdaha bukadar saçmalama!"

Sonrası o indi bende onun ardından indim.
Biraz saçmaladığımın farkındaydım.Ama yapacak başka çare yok,oldu birkere.
Etrafımızdaki yüzlerce adamların bakışları bize odaklandığında yüzüm kıp kırmızı oldu.
Ben hayatım boyunca bukadar erkeğin içinde bulunmamıştım.
Kas katı bir şekilde yere bakarak Eyüp'ü takip ettim.
Camii ye girdiğimizde pek adam olmadığını gördüm.Sacece iki üç tane falan.
Ama beni rahatsız eden şey o dört ukala adamlardı.Daha girer girmez gülüşme sesleri geliyordu.
Baktım da bir tanesi silahla oynuyor diğeri arkadaşıyla gülüşüyor diğeri de lelefonunu almış bir şeyler yazıp sırıtıp gülüyor aynı anda konuşmayı da eksik etmiyor tabi.

"Oğlum,kızın ağzı bi karış açıldı.Ben Cami deyim dediğimde tepkisini görsen..."
Deyip kahkaha attılar.Gözlerimi devirdim.
Ah,gerçekten mi? Bir insanın bu kadar cahil olduğunu ilk defa şahit oluyordum.
"Aynen bende fotoğraf çekip altına -"
Bizi görmeleriyle sustular ardından hepsi birden kalktılar Ve Eyüp'ün yanına gitip sarıldılar.Şaka manasında koluna yumruk atıp
İmalı imalı bir şeyler söyleyip yine kahkaha attılar.Kaçıncı göz devirişim bilmiyorum ama gerçekten bu adamlarda biraz da olsa utanma duygusu yoktu.
Ardından fısıldaşıp beni süzmeye başladılar.
Kan'ın yüzüme bocalması bir oldu.
Ah!
Neden imam nikahım kıyıldığında onlar da olmak zorunda olmasalar daha iyiydi.
Bakışlarımı yerden kaldırmamın sebebi birinin bana seslenmesi oldu.
"Yenge?" İlk başta bana seslenmediklerini düşünmek istedim ama ne yazıkki dördü bir den üst üste yenge diye bağırdıkları için başımı kaldırmak zorunda kaldım.
"Bana mı dediniz?" Dedim isteksiz.
"Yoo...sana demedik.Burdaki korumalara söyledik ne de olsa onlar bizim yengemzin değil mi?" Deyip kahkaha atmaya başladılar.Bu sefer gözlerinden yaş akmaya başlamıştı gülmekten.
Kaşlarımı çattım Ve ayrıca sinirlenmeye başladım. O sinirle Eyüp'e dönüp 'neden bir şey yapmıyorsun'bakışı attım.O ise sırıtıp başını çevirdi.
Neyse ki Eyüp bey onları uyardıktan sonra kendilerine geldiler.
Ve aynı anda odaya İmamın da girmesi bir oldu.
Oturmamızı söyledi ve başladı.
Biraz zaman Sonra bana onu eş olarak kabul ediyor musun?
Sorduğunda üç kere evet dedim. Eyüp de aynısı.
Mihir olarak ne istediğimi mi sordunuz?
Sadece bir yüzük.Onu da nikah kıyıldıktan sonra elime takmıştı.
O an aklıma geldiğinde kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyorum.
Elimi nazikçe tutup ellerimin titrediğini umursamadan elime takmıştı.
Sonra ise elimi bırakmadan yüzümü dikti gözlerini.
Ben gözlerimi yüzükten ayıramadım.
Ortasında büyük beyaz bir taş Ve etrafından renkli taşlar bezenmiş.
"Beğendin mi?" Dedi kısık bir sesle gözlerime bakarak.
Başımı sallamakla yetindim.Zira konuşursam ne diyeceğimi bilmiyordum.
Tam elini kaldırmış yanağıma dokunacakken arkadaşlarından biri buna mani oldu.
"Abi bekliyorlar."
"Tamam siz gidin.Biz arkadan geliriz."
Onlar çıkınca cami de kimse kalmadı.Ben hala yerde otururken o elini bana uzattı.Ben elini bön bön bakarken o elimi tutup beni kaldırdı.
Ve elimi bırakmadan Cami nin çıkışına yürüdük.
Yaklaşık On dakikalık yolculuktan sonra büyük bir evin önünde durduk.Etraf adamlarla doluydu.Bunu görünce moralim bozuldu.
Sıkıntıdan"Of...yine mi?" Dedim.
"Ne o beğenemedin mi?"dedi Eyüp alayla.

Gül DikeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin