-23- Yarış

2.8K 465 155
                                    




Arabanın hareket edip öne doğru atılmasıyla kalbim de yerinden çıkacakmış gibi oldu. İlerde görünmeyen yolu sadece bizim arabalarımızın farları aydınlatıyordu yaklaştıkça. Daha önce de Koray'la birlikte burada katılmıştım yarışa ve malum bir kaza geçirmiş, hastanelik olmuştum. Hatta o kaza yüzünden neredeyse babam Koray'la evlenmeme asla izin vermeyecek kadar öfkelenmişti. O yüzden Koray bu sefer beni getirmek istememiş ama ben çok ısrar edince dayanamamıştı. Arabada olduğum için de stresli olduğunun farkındaydım. Nitekim gelirken yolda,

''Lal geçen sefer olanlar yüzünden az daha baban evliliğimize asla izin vermeyecekti, ya yine bir şey olursa? İçim hiç istemiyor bu arabada yarışa katılacak olmanı.'' Dedi.

''Koray evde kalıp bekleyemezdim. Kötü şeyler olmasından korkuyorum evet ama Filiz'e bir şey olmasından inan daha çok korkuyorum şuan. Üstelik senin suçun değil tüm bu olanlar. İki hasta ruhlu insanı bilmeden hayatlarımıza kısa süreli olsa da dahil ederek suçlu olamayız, ancak onlar bizi kandırdığı ve bize bunları yaşattıkları için mağdur olabiliriz.'' Koray iç geçirdi,

''İşte ne kadar çalıyı dolaşırsan dolaş, it kuduzsa gelip sana sarıyor. Filiz'i bir kurtaralım, ikisinin de emdiği sütü burnundan getirtmezsem bana da Koray Saruhanlı demesinler.''

Gecenin karanlığı mı yoksa önümüzdeki belirsizlik mi daha iç daraltıcıydı emin değildim. Kah Ebru kah Koray öne geçiyordu ve sinirlerim gerildikçe geriliyordu.

''Serdar'a mesaj at, neler oluyor bilgi versin.'' Dedi Koray. Hemen dediğini yaptım ama parmaklarım yaşadığım gerginlik yüzünden bu kısa mesajı yazmakta epey zorlanmıştı.

''Her şey planlandığı gibi. Koray dikkatli sürsün yeter.'' diye cevap geldi Serdar'dan. Yazdıklarını okuduğumda Koray gülümsedi.

''Şimdi şu yarışı kaybedelim de Ebru'ya çifte sürpriz olsun.'' Deyip gaza yüklendi. Aracımız Ebru'nun aracını geçerken Ebru'ya tiksinerek baktım. Aracı karanlıktı ama siluetini görüyordum. Onun yarışı kazanıp Koray'ı kendisiyle yatmaya mecbur bıraktığını düşündüm ve midem bulandı. Buna dayanamazdım. Aracımız onu geride bırakırken Ebru da yarışa çok uygun görünen spor arabasıyla arayı kapatmaya başladı. İkisi de yarış yoluna aşinaydılar ve gece karanlığına rağmen gayet de iyi ilerliyorlardı son sürat. Turu bitirip başladığımız noktaya dönecektik. Çekişmeli yarışı kazanamama ihtimaliyle gerile gerile ve dua ede ede sonucu beklemekten başka çarem yoktu.

''Lal sıkı tutun. Bundan sonrası biraz daha sarsıcı olacak, virajlar çoğalıyor.''

''Tamam, tutunuyorum.''

''Seni seviyorum, biliyorsun değil mi?'' Beklemediğim bu soruyla sevdiğim adama döndüm. Gözünü yoldan ayırmasını istemiyordum ama yüreğim onun için deli gibi çarpıyordu sevgiyle.

''Biliyorum, hissediyorum ve tüm kalbimle inanıyorum. Çünkü ben de seni çok seviyorum Koray.'' Dedim sesim titreyerek. Duygularım çok karışıktı ve içinde olduğumuz durum da beni çok etkiliyordu.

Araçlar birbirini kah geçip kah gerileyerek bitişe yaklaşırken Serdar aradı beni. Hemen cevapladım.

'' Lal hoparlörü aç canım.'' Bir ağabey edasıyla söylediği şeyi yaptım hemen.

''Açtım.'' Dediğimde Serdar keyifli ve muzaffer birinin tavrıyla konuştu.

''Yerlerimizi aldık, yarış bittiğinde ve sen işaret verince harekete geçeceğiz. ''Harika iş! Birazdan oradayız, yaklaşıyoruz.''

GERÇEK MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin