-2- O Kadın Kim

19K 2.1K 225
                                    



Derin bir nefes alıp Koray'ı aradım. Telefon çalarken ben hala konuya nasıl gireceğimi planlıyordum ha gayret. Nihayet dördüncü çalıştan sonra cevap geldi.

''Fındık farem? Geçtin mi eve?'' Evet Koray son olarak bana, fındık farem, demeye başlamıştı. Tıpkı fındık fareleri gibi yaramaz ve sevimli olduğumu düşünmeye başlamış. Ne kadar hoş değil mi? Eh gizli gizli işler çevirdiğim ve her defasında yakalandığım için hak ettim galiba. Tabii yakalandığımda da oldukça sevimli görünüyordum galiba gözüne. Önce fare gibi sevilmek tuhaf gelse de şimdi hoşuma gidiyordu ne yalan söyleyeyim.

''Kim sevgilisini, pardon nişanlısını fareye benzetip sever ki? Ne kadar da size özel bir sevgi gösterisi.''

Araya girmeye can atan iç arkadaşım sen bir sus, ben seviyorum bunu tamam mı! Bu arada Koray'a eve geçince onu arayacağımı söylemiştim zaten ama tamamen unutmuşum bunu. Sesimi normal tutmaya çalıştım ve,

''Evet, az önce geldim.''

''Sesin çok bitkin geliyor Lal, iyi misin sen?'' Sebebini öğrenince anlarsın hasta mıyım, değil miyim?

''Değilim Koray. Yorgunum, uykusuzum ve bir de...'' Kısa bir an nasıl diyeceğimi düşünüp devam ettim, battı balık yan yatar diyerek. ''Sana sormam gereken bir şey var. Alacağım cevap çok önemli ve kendimi iyi hissedip hissetmemem de buna bağlı galiba.'' Oh be bir çırpıda söylemiştim işte. Hem Koray hep, ne hissediyor ve düşünüyorsam ona rahatça ifade etmemi söylemiyor muydu?

''Yoksa düğünle ilgili kafana takılan bir şey mi var? Her şeyin istediğin gibi olması için ne gerekirse yapacağım tanem, ne istiyorsan sor.''

''Düğünle ilgili değil Koray, daha doğrusu vereceğin cevap düğünü de etkileyecektir evet ama sorun başka bir şey.''

''Lal neyin var?'' Koray'ın sesi şüpheci bir tona bürünmüştü. Bu bir işaret miydi yoksa?

''Aslında telefonda konuşmak ne kadar doğru bilmiyorum ama emin olmak zorundayım. Bugün instagram hesabıma tanımadığım bir hesaptan bir mesaj geldiğini gördüm.''

''Tanımadığın birinden mi? Ne yazıyordu peki mesajda?''

''Hesap çakmaydı büyük ihtimalle. Kime ait olduğu belli değil çünkü. Bana bir fotoğraf göndermiş ve senin benim için doğru adam olduğundan emin olup olmadığımı sormuş.''

''Ne fotoğrafı? Benim doğru adam olup olmamam ne alaka anlayamadım. Yani kafanı karıştırmaya mı çalışıyor birisi? Bunu mu demek istiyorsun Lal?'' Sesi daha şüpheci hale gelmişti ama öfkeli değildi şükür ki.

''Koray fotoğrafta bir kadınla berabersin, yani siz öpüşmek üzere gibi görünüyorsunuz. Sarı saçlı güzel bir kadınla.'' Bir an susup söylediklerimin etkisini görmek için bekledim.

''Sarı saçlı bir kadınla, çok samimi bir fotoğrafım mı? Nerede çekildiğine dair bir not var mıydı Lal? Ya da başka bir şey?''

''Şey, hayır. Sadece bunu kim, neden bana gönderir ki? O kadın kim bilmek istiyorum Koray.''

''Yani seni aldatıp aldatmadığımı bilmek istiyorsun aslında?'' Tabii ki!

''Yerimde olsan sen ne düşünürdün?''

''Bana fotoğrafı gönderir misin Lal.''

''Bekle gönderiyorum.'' Aramayı bekletip telefonda fotoğrafı buldum ve gönderdim Koray'a.

''Gönderdim, bakabilirsin.''

''Bekle, bakıp kimmiş söyleyeyim.'' Dedi kendinden emin bir tonda. Koray'ın fotoğrafa bakıp bana geri dönme süresi belki sadece birkaç saniye sürmüştü ama nedense ben dakikalarca bekletilmiş gibi hissetmiştim. Parmaklarımı avucuma batırdığımı fark ettim stresten. Hattın diğer ucunda Koray'ın sesi yeniden belirdiğinde nefesimi de tutuyordum.

GERÇEK MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin