-17- Gerçekler -2-

9.3K 1.2K 168
                                    





Koray Ashley'in önüne geçti ve kanepeyi gösterdi oturması için. Ashley bir an afalladı ama sonra Koray'ın geçit vermeyeceğini anlayınca olduğu yere oturdu. Buna şapa oturmak da diyebilirdik aslında argoda. Ava giderken avlanmak da uygun düşüyordu tabii duruma, hatta Dimyat'a pirince giderken evdeki bulguru da kaybetmek üzere bile olabilirdi. Ay ne saçmalıyorum, özlü sözlere sardım meseleden uzaklaşıyorum. Tamam sustum!

''İki gece önce sana söylediğim gibi eve geldim Lal.'' Koray İngilizce anlatıyordu. Ashley'in de anlayıp yorum yapma hakkı olsun diyeydi sanırım. Ya da saklayacak bir şeyi olmadığını Ashley de anlasın diye de olabilirdi.

''Eve girdikten birkaç dakika sonra kapının zili çaldı. Duşa girmek üzere hazırlanıyordum tam da. Misafir gelebilecek bir saat değildi, bizimkilerden biri gelse haber verirdi. Merakla kapıya gidip baktım kapıdaki Ashley'di. Üstelik yalnızdı. Adresimi nasıl bulduğunu düşünürken açtım kapıyı. Ve zaten ona ilk sorduğum şey bu oldu, değil mi Ashley?'' Koray bu noktada onay beklercesine baktı Ashley'e. Ashley cevap vermedi. Suratından düşen bin parça derler ya o misal oturuyordu haspam!

''Ben şaşkınlığımı hala atlatamadan pat diye aradan içeri girdi. Sorularıma cevap vermemişti ama onun yerine patavatsız Amerikan rahatlığıyla uzak yoldan gelen eski sevgiliye bir içki ikram edip edemeyeceğimi soruyordu sırıtarak. Lal, o ülkede bazı şeyler daha farklı, yani...''

''Yani bunun gibi kadınlar daha rahatlar öyle mi?'' dedim. Bunun gibi, derken üstüne basmıştım, kadının rahatlığının utanmazlığından geldiğini ima edercesine.

''Tabii hepsi böyle değil, ama evet bazıları böyleler.'' Biz bu kısmı aramızda Türkçe konuşmuştuk.

''Devam et, öpüşme kısmını merakla bekliyorum.'' Dedim yine Türkçe ve soğuk şekilde.

''Çok geç olduğunu ve burada olmasının doğru olmadığını söyledim. Alınmış gibi görünmedi. Birkaç gün sonra zaten Amerika'ya geri döneceğini ve benimle biraz konuşabilmeyi çok istediğini söyledi. Evde içki olmadığını ve ikram edemeyeceğimi söyledim bu kez. Evimi nasıl bulduğunu, neden bu saatte geldiğini sordum. Tahmin ettiğim gibi Ebru getirmişti onu buraya kadar.'' Ebru deyince gözlerimi devirdim refleks olarak. Her taşın altından çıkan çiyan!

''Bunu söylediğinde öfkelendim. Ebru'nun artık çok ileri gittiğini söyledim ve gitmesini istedim kendisinden. Eklemek istediğin bir şey var mı Ashley?'' diye de ona sordu konuşma arasında.

''Ebru ile sorununu anlamıyorum. Onun yüzünden bana öfkelendin sen.'' Dedi alakasız bir şekilde kendini masum göstermek için.

''Ebru ile sorunum seni ilgilendirmez ama seni evime getiremez kafasına göre. Üstelik gecenin bir yarısı pat diye!'' Bana döndü ve ekledi. ''Ona kapıya kadar eşlik ettim ve kapıyı açmak için uzandım. O sırada koluma dokundu ve, Koray, dedi. Kapıyı açmadan ne diyecek diye bakmak için dönerken uzanıp öptü beni. Bir öpüşme değildi bu Lal. Bir kişinin diğerini isteği dışında aniden öpmesiydi. Ona karşılık vermedim. Geri çekilip kapıyı açtım ve çıkmasını istedim evden. Bak burada onun yanında diyorum, Ashley'e karşı hiçbir şey hissetmiyorum ve o gece olanlar bundan ibaretti. Eğer itirazı varsa söylesin!'' Dönüp sorgulayan gözlerle baktık Ashley'e. Ellerini iki yana açıp teslim oluyormuş gibi kaldırdı.

''Tamam siz kazandınız. Bana güzel bir oyun oynadın Laell.'' Bir de adımı doğru söyleyebilse yamuk ağızlı! Bir tane geçireceğim ağzına düzelecek ağzı dili!

GERÇEK MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin