FİNAL - Part1 : Üzücü Son

1.5K 94 60
                                    

                                ~ Final ~

-Nerde o lanet olası liman?!

Ağlamaya başlamıştı ve tepiniyordu. Boğazını daha sıkı kavradım ve onu kontrolüm altına aldım.

-Eğer ona bir şey olursa bil ki seni stiprizci yapıp bir parti düzenlerim. Tanıdığım tüm adamları çağırıp seni s*ktiririm Lucy! 

-Li-liman sadece 2 km il-lerde...

 Lucy'i hızla yere fırlatıp kapıyı kırarcasına açtım. Tek başıma buradan çıkamazdım. Çocukları bulmam lazımdı. Hızlıca ve dikkatlice odaların penceresinden bakarak çocukları bulmaya çalışıyordum. Binada neredeyse hiç adam yoktu. Hepsi patronlarıyla gitmiş olmalıydı. Bu da işimi kolaylaştırıyordu. Sonunda çocukları bulmuştum. Başlarında 5 adam vardı. Çocukların beni görmelerini sağladım.  Sadece elleri bağlıydı ve garip tarafı dövülmemişlerdi. İçeri girdiğimde adamlar bana döndü. Beni görüce ayağa kalktılar. Arkalarından çocuklar onları yere indirdi. Hemen onları çözdüm.

Liam: Mitchie nerde?! 

Niall: Limana gitmeliyiz! Çabuk!

Bunu dememle koşmaya başladım. Mitchie'yi çok geç olmadan kurtarmam lazımdı. Gücümün yettiği kadar koşuyordum. Çocuklar arkamda kalmışlardı. Mitchie'nin tehlikede olduğunu bilmiyorlardı. Ayaklarım giderek ısınıyordu. Bu da ayaklarımın acımasına ve o da yavaşlamamı sağlıyordu. Göğsüm hızla inip kalkarken kalbim dayanamıyordu. Deniz kenarını görünce limana yaklaştığımı anladım. Daha da hızlandım ve liman önüme geldi. İki siyah arabayı gördüğümde iskeleye doğru gittim. Aman Tanrım! Mitchie'yi gördüğümde iskelenin en sonundaydı. Beyaz içliği ile kalmıştı. Ağlıyordu ve bir yere bakıyordu. Biraz daha ilerlediğimde önünde ona silah doğrultmuş bir adam ve onun arkasında yönetici vardı. Beni gördüğünde ağlamasını kesti. Gülümsüyordu hatta. Bende ona gülümsedim. O anda duyduğum silah sesiyle gözümden bir damla yaş düştü ve bağırdım.

Niall: Mitchie!!!!!

Mitchie'nin Ağzından;

Uyanmaya başladığımda ne zaman bayıldığımı bile hatırlamıyordum. Üzerimde gelinliğim yoktu. İçliğim ile duruyordum. Kanamam durmuştu. Etrafıma baktığımda karanlıktı. Ardından biri beni kucağına aldı. Ellerim bağlıydı. Aydınlığa gözlerim alışırken  bir arabadan çıktığımızı anladım. Bir sahil kenarındaydık. Adam beni yere bırakıp belindeki silahı göstererek yürümemi emretti. Çıplak ayaklarıma batan taşlar acıtsada bir süre sonra tahta limana çıktım. Adam bana hala yürümemi emrediyordu. Limanın en sonuna geldiğimde adam belindeki silahı hazırladı. O anda öleceğimi anladım. Nedensiz bir ağlama isteği uyandı içimde. Nedensiz değildi aslında ölümden korkuyordum... 

Yavaşça adama döndüm. O iskelenin başındaydı ve yanında yöneticiden emir bekliyordu. Son bir kez etrafıma bakarken Niall'ı gördüm. O melek miydi yoksa? Onu görünce içimde oluşan güven hissi ağlamamı durdurdu ve gülümsememi sağladı. Onu incelerken silah sesi, karnımdaki acı ve onun tatlı sesiyle 'Mitchie' diye bağırması her şeyi bitirmişti. Kollarımı açıp gözlerimi kapadım ve suya düştüm. Gerisi karanlık...

Niall'ın Ağzından;

Mitchie diye bağırmamın iki saniye sonrası Mitchie suya düşmüştü. Arkamda çocuklar vardı ve onlarda bunu görmüştü. Siyah arabalar uzaklaşırken ben koşup Mitchie'nin arkasından suya atladım. O-onu göremiyordum... Dolandım dipte ama yoktu. Suyun üstüne çıkıp nefes aldım ve sonra tekrar daldım. İşte oradaydı. Sanki bir melek gibiydi. Suyun içinde olmasına rahmen güneş yüzünü parlatıyordu. Onu tutup hemen su üstüne çıkardım. Sahile çıktık hemen çocuklarda geldi. Liam hemen ilk yardım yapmaya başladı. O sırada Harry ambulansı arıyordu. Ben ise ne yapacağımı bilmiyordum. O ölüyordu... Sevdiğim kadın ölüyordu ve hiç bir şey yapamıyordum. Ağlamaya başladığımda her şeyin bittiğini anladım.

Over Again [ Niall Horan & Liam Payne Fanfic ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin