₪48₪İntikam Ateşi

1.1K 56 7
                                    

Merhaba! Nasılsınız? Umarım hepiniz iyidir, keyifler yerindedir.

Çok kısa bir açıklama yaparak sizi yeni bölümle baş başa bırakacağım. İlk önce bölüm neden bu kadar gecikti? Cevabım şu ki dört ay içinde hem dedemi hemde babaannemi kaybettim. Fark edersiniz ki ben dedemin cenazesi olduğunda bile yeni bölüm paylaştım ancak babaannemde paylaşamadım.

Bir diğer nedenim ise; kitabın finale gidiyor olması. Her şeyin tamamen oturması için bitirene kadar yayımlayamadım ama finalde dahil olmak üzere her şey hazır. Bu bölümde dahil son üç bölüm. Evet, 50. Bölüm Final. Final dendikçe kendimi kötü hissediyorum ama her güzel şeyin bir sonu vardır.

Sanırım fazla uzatmaya başladım. Neyse, şu son üç bölümde lütfen oylarınız ve yorumlarınız ile bana destek olun. Sizi seviyorum, kendinize dikkat edin🙏❤️.

On dört yaşımdan beri içinde olduğum hayat çok adaletsiz ve kötülük doluydu. Adamo... asla ölmeyi hak etmiyordu. Ric yüzünden ölmeyi hak etmiyordu. Şimdi küçücük kızı babasız kalmıştı. Kim sahip çıkacaktı ona? Annesi yetebilecek miydi? Eğer yetseydi benim annemde bana yetmez miydi? Yeterdi. Annem yanımda olduğu halde yine de babamı istemezdim. Onu bu kadar çok istemezdim. Yanıma gelmediği, bana sarılmadığı her an onu aramazdım. Benim için olanlar olmuştu ve masum bir küçük kız daha benim gibi babasız bir hayat yaşayacaktı. Tek farkımız vardı, onunkinin bir daha geri dönme olasılığı yoktu.

Leyna'ya Adamo'nun öldüğünü haber verdiğim de tahminimden daha çok üzülmüştü ve ağlamıştı. O sakinleşene kadar ve arkadaşı Luke gelene kadar yanından ayrılamamıştım. Şimdi ise İtalya'ya dönmüş sahilde oturuyordum. Gri bulutlarla kaplı gökyüzünün altındaki deniz de hırçındı. Akşam saatlerine doğru ilerlediği için hava yavaş yavaş iyice kararırken deri ceketimin aktına giydiğim kapüşonlu montumun kapüşonunu başıma geçirerek ellerimi ceplerine koydum.

"Niye telefonlarıma cevap vermiyorsun?" diye öfkeli bir şekilde biri yanıma otururken başımı çevirip bakmadım ama kim olduğunu sesinden tanımıştım.

"Ne oldu?" dedim ruhsuz bir şekilde.

"Seni çok merak ettim. Telefonlarıma cevap vermediğinde ne kadar endişelendim biliyor musun?"

"Yalnız kalmak istiyorum," derken dönüpte yüzüne bakmadım.

"Böyle saatlerce boş boş oturacak mısın?"

"Ric yüzünden biri daha ölmüşken ne yapabilirim? Sonuçta Ric'te şu an ortalarda yok o yüzden... Başka bir fikrin var mı?"

"Var! Git şu intikamı al." Sağ ayağımı sallamayı keserek yavaşça Esta'ya döndüm ve gözlerine baktım.

"Ne dedin?"

"Adamo'yu öldürten şu adam... Sean Grayson. Sende git onu öldür."

"Nerede olduğunu biliyor musunuz?"

"Theo buldu, bende seni oraya yollamak için elimden geleni yapmaya geldim." Yavaşça oturduğu yerden kalktı cebinden çıkardığı araba anahtarını bana uzattı. "Araba yolun karşı tarafında. İçinde işine yarayacak her şey var. Adres ise navigasyon cihazında kayıtlı." Anahtarı elinden alırken o devam etti. "Git ve hallet şunu. İşin bitince geleceğin yeri biliyorsun. Seni orada bekliyor olacağız." Daha sonra beklemeden gitti. Bir süre elimdeki anahtara baktım.

Elimde böyle bir fırsat varken geri tepemezdim, öyle değil mi? MI6 adına çalışması zerre umurumda değildi. İngiltere'den, peşime takacakları adamlar zerre umurumda değildi. Canımı yakanın, canı yanacaktı.

₪Ölümün Elçisi₪(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin