₪13₪Rusya✔️

5.1K 245 12
                                    

Bir yeni bölümden daha merhaba. Umarım iyisinizdir. Yeni bölümümüzde her zamanki gününde karşınızda. İnşallah bölümü beğenirsiniz.

Multimedia da hikaye için yaptığım video var. Üstü kapalı ve hızla yapılan bir şey olduğu için bir şey anlaşılmıyor olabilir ama yenisi yapılana kadar bununla idare etmek zorundayız.

Bölümü @SelinHazra adlı okuyucuma ithaf ediyorum

İnstagram; olumunelcisi

Önümdeki büyük silah kutusunun kapağını sağ elimle kapattığımda Adamo kapağın arkasında belirdi. Bir şey demeden masanın üzerinde duran diğer silah kutusunun önüne geçerek kapağını kaldırdım ve içindeki silahları kontrol etmeye başladım.

"Rusçan var mı?"

"Senden daha iyi konuştuğum kesindir."

"Sana bu kadar yabancı dil öğretmemeliydim. Nankörlük edeceğini tahmin etmem gerekiyordu."

"Ağlamam mı gerekiyor?" Elimdeki silahın horozunu çekerek solumda bulunan nişan yerine birkaç kere ateş ederek geri kutudaki yerine koydum. Kapağını kapattığımda silah kutularını kilitleyerek kapattım ve masadan indirerek kenara koydum. Sağ tarafta duvar dibinde kalan son silahımı alarak masaya koydum ve kilitlerini açarak kapağını kaldırdım. Gülümserken karşımdaki Lokken 2-12'lik silahıma baktım.

"Herhâlde, adamı uzaktan öldürmeyeceksin. Unutma ki bu bir infaz görevi değil, Belina. Adamımızı kendi tarafımıza çekmemiz gerekiyor, diğer tarafa yollamamız değil."

Yüzümdeki gülümsemeyi sonlandırarak tek kaşımı kaldırdım ve Adamo'ya düz bir ifade ile baktım. "Senin üzerinde denemeye ne dersin, alıştırma yapmış olurum?"

"Tamam," Geri geri giderken yüzündeki küçük tebessümü ile konuşmasına devam etti. "Sen son işlerini de hallet. Birazdan çıkarız."

Önümdeki silahıma dönerken Adamo çıkıp gitmişti. Bende son işlerimi de tamamlamak için daha hızlı hareket etmeye başladım. Ne kadar hızlı o kadar çabuk biter her şey.

Sırtımdaki çantayla yaslandığım ağacın arkasında durup beklerken avucumun arasındaki silahı daha iyi kavradım. Sıkıca bağladığım atkuyruğu saç diplerimde yaptığı çekmeden dolayı daha da gergin hissediyordum.

Gelen giden sesi olmadığında silahı tek elimde tutmaya devam ederek saklandığım ağaçtan çıkarak eve doğru tekrar harekete geçtim. Eve yakınlaşmak sandığımdan daha kolay olduğunu düşünürken duyduğum alarm sesi ile olduğum yerde durdum. Yanımdaki ağaçta kırmızı şekilde yanıp sönen ışıkla içimden lanet ederken bir adım geri giderek neye bastığıma baktım. Gergin bir ip olduğunu gördüğümde silahı belime koydum. Çantamı da bir tane kolumdan çıkararak içini açtım. Üzerimdeki ceketin yakasında bulunan hayvan tüyüne benzeyen tüyden birazcık kopararak ipin üzerine koyduğumda botumun içindeki bıçağı alarak elime kesik attım ve tüyü ipe yapıştırdım. Yaprakların ezilme sesi gittikçe yaklaşırken kulağımın içindeki küçücük kulaklıktan Adamo iletişime geçti.

"Belina, neler oluyor?"

Bir şey demeyerek çantamdan ip alarak çantayı kapattım. Koşarak beş altı ağaç geriye gittim ve bir tane ağaca tırmandım. Peşime de güvenlik görevlileri kontrole gelmişti. Sabırsızlıkla cevabımı bekleyen Adamo için kısık seste cevap verdim.

"Bekle bir dakika."

Deri ceketimin cebinden çıkardığım ayna ile dikkatlice arkamdakileri görebilmek için ayarlayarak bekledim. İlk etrafa baktılar sonrada ipe baktıklarında telsizden karşı tarafa Rusça bir sorun olmadığını söyleyerek geldikleri gibi geri gittiler. Aynayı kapatıp cebime koyarken tuttuğum nefesi bıraktım. "Ne kadar yolum kaldı?"

₪Ölümün Elçisi₪(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin