''Garip tesadüfler''

72.7K 2.2K 1.4K
                                    

Başıma değen soğuk bir şey ile derin bir nefes aldım. Bu soğukluğun acıya dönüşmesini hissettim. Gözlerimi araladığımda yatağımın kenarına oturmuş olan annemi gördüm.

''Anne saat kaç haberin var mı?'' Başımda hissettiğim bir acı ile daha iç çektim.

''Güneş kafanı sabit tut yaranı temizliyorum.'' Uyku sersemiyle annemi itmeye çalıştım. 

''Anne şimdiye kadar kafamı kesmedilerse şimdi de kesmezler temizleme boşver'' Annemi sabah sabah güldürmeyi başarmıştım. Saçımın arasında ellerini gezdirdi. Daha sonra da gittiğini tahmin ediyorum.

Bir süre uyanıklık ile uyku arasında gidip geldim. Uyuyordum evet ama etrafımda olan biteni ayırt edebiliyordum. Mesela Derin ile Miray'ın Lal ile konuştuğunun farkındayım. Bi saniye? Miray ile Derin burada ve ben horul horul uyuyor muyum? Kafamdan aşağı su boşalmış gibi yataktan sıçradım.

''Ooo bizim uykucu gözlerini açtı'' Derin'e benimle uğraşmaması anlamına gelen bir bakış attım. ''Kimse bana kalkmamı söylemedi bile'' Aralarında gülüşmeye başladılar. ''Okul yok şapşal annen seni kaldırmaya gelmez yani'' Aman ne kamik (!)

Somurtarak yatağımı toplamaya başladım. Aramızda kalsın hala 3. sınıfta aldığım Barbie'li yatak örtüsü kullanıyorum. (Aramızda kalsın mı dedim? Burada yatak örtümü çoktan farketmiş iki insan var.) 

''Güneş mızmızlanmayı kes bugün büyük gün'' Bu sefer gözlerim Miray'a çevrildi. ''Ne o bu sefer de perili köşke mi sokacaksınız beni?'' 

''Perili köşk vardı da biz mi seni sokmadık?'' İtiraf etmeliyim ki gülmemek için kendimi zor tuttum. Gülemezdim. Ciddi olmalıyım. ''Ama intikam alacağım sizden.'' Parmağımı Miray ve Derin'e doğrulttum. ''Hemde fena bir intikam olacak''

''Yeter, yeter! Bırak da Miray 'büyük gün' ü açıklasın. Bunu söyledikten sonra Lal'in şu büyük gün(!) ile ilgili bir fikri olmadığını düşünmeye başladım. Miray anlatırken bende giyinmekle meşguldüm.

''Bugün seni bir yere götürüyoruz! Bu bir galeri. Daha doğrusu senin gibi profesyonel olmayan kişiler tarafından çekilen fotoğrafların sergilendiği bir yer'' Duraksadı. ''Sadece bu da değil! Gidince bir sürpriz daha var.''

''Size kızgınlığım geçmedi. Ama yine de geliyorum.'' Bakalım güzel fotoğraflar var mı?

..

Galeriye geldiğimizde ayağımdaki mor botlar vurmaya başlamıştı bile. Yaz gününde neden bot giydiğimi merak ediyorsunuzdur. Belli bir amaç yok. Kendimi kapıdan nasıl attığımı bilemedim. Burası... çok çok güzeldi. Fotoğrafların hepsine güzel olup olmadığına bakmak için değil benimki mi daha iyi o mu diye baktım. Belki profesyonel değilim ama yine de iyi olduğumu düşünüyorum. 

''Asıl sürprize hazır mısın Güneş'' Şaşkın gözlerle Miray'a baktım. Çok heyecanlı bir şekilde 'evet' demem gerekirdi. Ama içimden gelen şey bu değildi. ''Şey... belki''

Derin beni kolumdan tutarak bir odaya soktu. Burası en güzel fotoğrafların sergilendiği oda olmalı. ''Neden buradayız Derin?'' Eliyle büyük çerçeveyi işaret etti. ''Ne düşünüyorsun Güneş! Dikkat et havalra uçma'' Neden uçacakmışım havaya. Evet güzel bir fotoğraftı ama uçmama neden olmaz.

''Gördüğün gibi uçmuyorum Derin. Uçma sorununu hallettiğimize göre asıl konuya gelelim. Uçmamı gerektirecek ne var?'' İkisinin de gözünden şaşkınlık okunuyordu. Sesleri çıkmayınca garip bir bakış attım. ''Ne var''

''Güneş ama o senin çektiğin fotoğraf'' Ben neden hatırlamıyorum acaba? ''Bu ev resmi..'' Bu o ev. Lanetli ev. Ama resmini çekmemiştim ki.

Kamera | WATR yaz '14 En Iyi Korku HikayesiWhere stories live. Discover now