12.Bölüm~CARL VE GÖZÜ

340 18 1
                                    

"İlk denemen için tabanca daha iyi olur."
Tabancanın bölümlerini ona göstermeye başladım.
"Şarjör çıkarıcı, sürgü tutucu ve emniyet mandalı. Şarjör yatağı şuanda boş."
Karşımızda ki duvarı göstererek
"Karşına silahlı biri çıktığında hiç düşünmeden vurman gerekiyor. Aksi takdirde onun yerinde olması gereken kişi sen olursun"
"Alabilir miyim?"
Silahı Ron'a verdim. Yanlış tuttuğu için parmağını alıp tetiğine yukarısına koydum.

"Hazır olana dek parmağın tetiğe değmeyecek. Duvara ateş ederken kolundan tutuyordum. Sadece silahın boş sesi çıkmıştı.
"Şimdilik sende kalsın"
"Peki ya ateş edebilir miyim?"
"Rick'in bundan hoşlanacağını sanmıyorum"
"Hey Eva"
Ona döndüm
"Enid duvarlardan kaçmış."
Ona anlamsız gözlerle bakınca
"Carl..... Onu aramak için benden yardım istedi"
"Nasıl yani şuanda dışarıda mı?"
"Hayır. Rick'e söyledim......Ayrıca Enid benim kız arkadaşımdı. Şuan muhtemelen ölmüştür"

Kız arkadaşı mı? Tamam şuanda şokta olabilirim. Ciddi anlamda hiçbir şey anlamıyordum. O zaman Carl ile Enid.... Artık ilgilenmek istemiyorum. Ne halt yiyeceksem yiyim artık.

"Senin için üzüldüm." arkamı döndüğümde yaralı kolumdan tuttu ve tişörtümü sıyırdı. O sırada gözü etrafa kayıp duruyordu. Ne tarafa baktığını görmek için kafamı çeviriyordum ki hızlıca bana
"Bandajını değiştirmen gerek" dedi.

Baktığımda kolumun kanadığını gördüm.
"Sağ ol, ama ben iyiyim" dedim ve kolumu çektim.

* * * *
Carl, babasıyla Enid konusunu konuştuktan sonra dışarıya çıkmıştı. Enid'a bir şey olmasını istemiyordu. Ama bu onun tercihiydi. Karşı çıkamazdı.

Michonne'nun yanına giderken, gözcü kulesinin yanında Eva ile Ron'u gördü. Eva, Ron'un kolunu tutmuş, duvara doğru Ron'un elinde ki silahı odaklama çalışıyordu. Ron ise silahla ilgilenmeden sadece hemen yanında olan Eva'yı izliyordu.

Carl'ı bu görüntü rahatsız etmişti. Zaten bugün Ron ile kavga ettiği için ona az da olsa sinirliydi.

Bir süre sonra Ron, Eva'nın bandajlı kolunu alıp tişörtünü sıyırdı. Bunu yaparken kendisine bakıyor ve hafif sırıtıyordu. Eva ise şaşkınlıkla Ron'a bakıyordu.

Carl, daha fazla bu görüntüye dayanamayıp, oradan ayrıldı.

* * * * *

Spencer, az önce aylaklara yem olmaktan son anda kurtuldu. Tara'nın sayesinde. Ben Tara'nın yanındayken havada yeşil balonlar gördük. Maggie koşarak
"Bu Glenn!"
Daha hiçbirimiz cevap vermeden duvarlardan sesler gelmeye başladı. Arkamı duvarlara döndüğümde gördüğüm görüntü ile şok olmuştum. Bir duvar yıkılıyordu.

İçeri aylaklar doluşmaya başlamıştı. Olayın şokuyla öylece oraya baktım. Rick'in bağırmasıyla kendime geldim ve koşmaya başladım.

Önümdeki ki aylakları öldürerek koşuyordum. Bir süre sonra Deanna'ya yardım eden Rick ve Michonne ile Carl'lara katıldım.

Aylaklar tarafından tam kapana kısılmıştık ki Jessie önümüzdekileri indirerek
"Gelin! Judith bizde"
Hepimiz eve koştuk.

Ben Carl ile birlikte Judith'i sakinleştirmeye çalışırken Rick ve Michonne, Deanna ile ilgileniyordu. O ısırılmıştı.

Salonda Judith ile birlikteyken önce Ron sonrada Carl karşımda ki odaya girdi. Pek takmadan Judith'in emziğini taktım.

Önce kapının kilitlendiğini sonra da kavga etme sesleri duydum. Judith'i bırakıp hemen kapıya koştum ve
"Carl?" diye bağırdım. Sesler artınca
"Kapıyı açın!"
Rick ve Jessie geldi. Baltayla kapıyı kırdılar. Hepsi direkten içeri girdi ve odayı aylaklar doldurdu. Neyse ki Rick son anda kapıyı kapattı.

Kapıyı tutmaya çalışırken yanımda ki Carl'a
"Ne halt yiyordunuz içerde be?"
"Kaza ile raflardan birini devirdik"
Jessie
"Bağırma sesleri duyduk ama"
"Ron rafları devirince hareketlendik işte"
"Kavga ediyor gibiydiniz"
"Evet. Aylaklarla kavga ediyorduk" dedi Ron.

Dedikleri tabikide mantıklı değildi ama o an kapıyı tutmakla mesguldüm. Ron yukarı bir şeyler almaya gidince Carl'da peşinden gidiyordu. Rick
"Carl sorun yok değil mi?"
"Yok" dedi Carl ve yukarı çıktı.

Artık pencerelerden de çıkmaya başlamışlardı. Michonne kılıcını çıkararak
"Herkes yukarı!"
Merdivenleri kapadık. Rick aralarında bir aylağı alıp içeri geldi. Bize onun kanını üstümüze sürersek eğer kolumuzu örtrbikeceğini ve yanlarından geçebileceğimizi söyledi. Gözümüzün önünde aylağı paramparça ediyordu. Ama alışık olduğum için sorun etmedim.

Rick, içeriden Judith'i getirdi. Ben de Carl'ın çarşafın kaldırdım. Judith'i Carl'a verdim ve çarşafı kapattım.

Rick kapıyı açtı. Önden o, arkasından Carl, ben ve diğerleri geliyordu. Aylakların arasında geçiyorduk. Onlara daha önce hiç bu kadar yakın olmamıştım.

Evden çıktığımızda çevreye bakındık. Sonra Carl ellerime bakarak dokundu. Bende hafif hareket ettirdim ve ellerimiz birleşti. Birbirimize baktık. Gözlerim hafif doluydu. Sonra Jessie'nin elini tuttum ve herkes birbirine bağlı şekilde yürümeye başladı.

Biraz yürüdükten sonra bir köşeye çekildik ve Rick konuşmaya başladı.
"Silah deposuna değil, taş ocağına gidip arabalarımızı alacağız"
Gabriel Judith'i alıp güvenli bir yere gitmeyi teklif etti. Carl onaylayınca Judith'i Gabriel'i verdi ve Gabriel bizden ayrıldı.

Hava kararmıştı ve Carl ile ellerimiz daha sıkıydı. Bunu söyleyeceğimi tahmin etmezdim fakat şuanda korkuyordum. Ama ölmekten değil. Her an birini kaybetmekten. O yüzden insanlara bağlanmaktan nefret ederdim.

Yürürken Sam bir anda durdu. Jessie
"Sam, hadi"
"Başarabilirsin"
"Sam anneme bak"
Sam ağlamaya başladı ve bir anda aylaklar üstüne yığıldı. Bunu gören Jessie de ağlamaya ve bağırmaya başladı. Carl Jessie'ye
"Jessie, Jessie gitmemiz gerek. Hadi Jessie."
Bende
"Jessie, hadi" dedim dolan gözlerimle
Önüme döndüm ve yeniden Jessie'ye baktığımda aylaklar tarafından yeniliyordu.

Jessie, Carl'ın elini bırakmıyordu. Carl Rick'e seslenmeye çalışsada şoka girmiş gibiydi. En sonunda ben seslendiğimde, Jessie'nin kolunu baltayla Carl'dan ayırdı ve Carl yere düştü.

Ayağa kalktığında arkamdan tetik çekilme sesi duydum. O tarafa baktığımda Ron, Carl ve Rick'e silah doğrultmuştu.
"Sen" dedi.
Daha o tetiğe basmadan cebimde ki bıçağı aldım ve Ron'un sırtından soktum. Tam yere düşerken tetiğe bastı.

Carl'ın
"Baba?" demesiyle ona baktım. Carl, gözünden vurulmuştu. Yere düştüğünde Rick onu kucağına aldı ve koşmaya başladı. Bende sinirle Michonne ile yolumuzu temizliyordum.

Revire vardığımızda Rick onu sedyeye bıraktı. Önce Dorothy şimdi de Carl.... Hayat bana daha ne kaybettirebilir diye soruyordum daha dün kendime.

Denise Carl ile ilgilenirken ellerimi saçlarıma daldırdım ve başımı yere eğdim. Gözyaşlarım gözlerimden süsüzlürken hareketsiz şekilde duruyordum. Rick dışarı çıkmış ve önüne çıkan aylakları öldürmeye başlamıştı. Ardından diğerleri de aynı şeyi yaptı. Ben ise sadece Carl'ı izliyordum.

Bir parçam onların yanına gitmemi söylüyordu ama hücrelerim ise Carl'ın yanında kalmamı söylüyordu. Bende burada kalmayı tercih ettim ve gözyaşlarımı sildim.

Denise bir şeyler yaparken dışarıdan patlama sesi geldi. Dışarı çıkıp baktığımda bütün aylakların patlama alanına gittiğini gördüm.

Hemen içeri girip üstümde ki aylak şeysini çıkardım ve elime bir pala alıp gruba destek çıkmaya başladım.

* * * * *

Sabaha karşı bütün aylakları bitirmiştik. Kolum ise çok daha kötü olmuştu. Denise'a dikiş attırıyordum. Acı hissetmem gerekirken sadece Carl için endişeleniyordum.

Dikiş bittiğinde yerimden kalktım ve Michonne bana Judith'i verdi. Rick, Carl'ın yanındaydı. Odanın kapısı aralık olduğu için kapıdan Judith ile birlikte baktım.

Rick ağlayarak Carl'a bir şeyler anlatıyordu. Bir süre sonra Carl, Rick'in elini sıktı. Tebessümüme engel olamadım o an. Carl yaşıyordu.

THE WALKİNG DEAD Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin