10.Bölüm~TOPLANTI

275 19 0
                                    

Sabah Tara'nın yanına uğradım. Durumu kritikti. Onu Pete'in iyileştirmesine katlanamıyordum. Zaten bu onu suçsuz bırakmaz.

Dün akşam uyumaya çalışırken penceremden Rick ve Carol'un konuşmalarını duydum. Bu adam daha fazla ileri giderse Jessica'nın sonunu getirebilirdi ve ben de buna izin vermeyecektim.

Bunun nedeni önceki dünyada avukat olmayı istememdi. Haksızlığa katlanamayan bir tiptim. Bu olayı Rick'e söyledim ama Gabriel olayını kendi yöntemlerimle halledecektim. Pete'den sonra sıra ona da gelecekti.

Sam, köpeği ile dışarıda dolaşırken bende evlerinin önüne gidiyordum.
Bir anda bağırma sesleri geldi ve camdan Rick ile Pete fırladı.

Birbirleriyle ölesiye dövüşüyorlardı. Carl ve Enid ormandan birlikte gelmişlerdi ve herkes etrafa toplanmaya başlamıştı. İlk hamleyi ben yaptım ve duvarda ki tahtalardan bir tane çıkarttım ve Rick'in üstünde olan Pete'in kafasına geçirdim.

Rick soluklanırken o da bana doğru gelmeye başlamıştı. Elini kaldırdığı an diz kapağına tekme atmıştım. Pete de beni itti. Rick'de daha sert yumruk atmaya başlamıştı.

Popomun üzerine düştüğümde, Carl Rick'i durdurmaya çalışırken Deanna geldi ve durmasını söyledi. Rick silahını Deannalar'a doğru tutarak
"Yoksa nolur?"
"Rick! Aptalca bir şey yapmadan indir şunu!" Diye bağırdım.
Ben Rick'in arkasındaydım. Beni takmadan
"Beni kovar mısınız? Hiçbiriniz anlamıyorsunuz! Biz hayatta kalıyoruz. Siz ise çekincelerinizle oturup plan kuruyorsunuz. Bilmediğiniz halde biliyormuş gibi davranıyorsunuz. Buranın hayatta kalmasını istiyorsanız değişmeniz gerek! Mücadele etmezseniz hepiniz ölürs-"

Dorothy gelip yapmak istediğimi yapıp Rick'in kafasına bir tane geçirdi ve Rick bayıldı. Glenn'ler Rick'i sağlık ocağına götürürken aramızda mesafe olan Carl'a bakarak
"Neredeydin?"
Cevap vermesine izin vermeden bana bakan Enid'a bakış attım ve yoluma devam ettim.

Olanların üzerinden tam olarak 2 gün geçmiş ve Rick yeni uyanmıştı. Bu akşam da bir toplantı olacaktı. Bu toplantı ile ilgili bildiğim tek bir şey vardı. O da Rick giderse silahlarımızla beraber bizde gidecektik.

Bugün hiçbir şey yapmak istemiyordum. Sadece etrafta boş boş geziniyordum. Dış kapıdan Gabriel'i gördüm. Deanna'nın oğlu ona kapıyı açıyordu.

Fırsat bu fırsat diye düşünüp hemen duvarlardan tırmanmaya başladım. Atlarken canım acımıştı ama umursamadan onu takip etmeye devam ettim.

Yanımda boş bir silah ve tabiki bıçağım vardı. Gabriel'in ise tek yaptığı yürümekti. Bir an ondan uzaklaştım ve koşarak önüne geçtim. Hala beni farketmemişti. Ormanın bittiği yere doğru ilerlediğimde bir ağacın arkasına saklandım.

Saklandığım ağaca doğru yaklaştığında hiç yerimi bozmadan bıçağımı çıkardım ve benim ağacını tam geçecekken boynuna bıçağımı dayadım.

"Napıyorsun?" dedi bana korkarak
"Gidip Deanna'ya sor istersen"
Dediğim gibi koşmaya başladı. Ormanın derinliklerine doğru koşarken bende hemen arkasındaydım. Bir an tökezlediği için yavaşladı. Sonra da düştü.

Ayağa kalktığında kaçmasına fırsat vermeden yakasından tutup onu ağaca yapıştırdım ve silahımı çıkarıp kafasına dayadım.
"Bizimle derdin ne? Senin hayatını biz kurtardık. Yaşamını bize borçlusun!"
"Siz şeytansınız. Hepiniz....Amacınız hayatta kalmak değil, öldürmek ve ben buna ortak olmayacağım."
"Bizim tek yaptığımız hayatta kalmak. Bizim tek yaptığımız kendimizi korumak."
"Siz canavarsınız. Hadi durma, öldür beni. Öldür ki yukarıdan iğrençliklerinizi izleyebiliyim."

Tam bir şey daha söyleyecektim ki bir şey beni engelledi. Kendimi bir anda yerde buldum. Carl üstümde elimde ki silahı almaya çalışıyordu.
"Napıyorsun!?"
"Asıl sen napıyorsun?"
Hareket etmemi engellemek için iki elimi de göğsümde birleştirmişti. O sırada Gabriel kaçmaya başlamıştı. İkimizde tepinmeyi bırakıp ona baktık.

Bir anda mücadeleyi bırakıp kaldırmaya çalışmaktan yorulduğum kafamı yere koydum.
"Harika, kaçtı işte" dedim.
"Ne yapmaya çalışıyorsun?"

O sırada Carl'ın boşluğuna denk getirip üstümden atmaya çalışırken onun üstüne çıkıp kollarını iki yanından tuttum ve çokta rahatsız etmeyen, önüme düşen saçlarımı umursamayarak
"Bizi Deanna'ya karşı uyarıyordu. Sanki..... Sanki bizden biz gibi bahsetmiyordu."

Üstünden kalktım ve geriye doğru doğruldum. Hala yerdeydim.
"Biz kötü insanlar mıyız?"
Carl yerinden doğrularak
"Hayır. Biz sadece kendimizi koruyoruz. Bunu göremeyenler onlar ama..... Kendimizi onları öldürerek gösteremeyiz." diyince içimde bir şeylerin tuhaflığını hissettim. Ne yani Gabriel'i öldüreceğimi mi sanmıştı?

Bir şey demeden yerde duran silahı aldım ve Carl'a doğrulttum. Hareketsiz şekilde durdu. Gözlerinde emin bir hal vardı. O an annemi öldürdüğüm an gözlerimin önüne geldi. Boş silahımın tetiğine bastım.

Silahı yere attım ve arkamı dönüp, yerden çantamı aldım.
"Onu öldüreceğimi mi sandın?"
Dedim ve oradan uzaklaşmaya başladım.
Yoldayken düşünüyordum. O kadar cani biri mi gözüküyordum. Tek amacım onu korkutmaktı.
Bilmiyorum..... Belki de yanlış yapıyoruzdur. Şu ana kadar yaptığım hiçbir şeyden pişman olmamıştım. Ama bu sefer o kadar emin değildim.

Duvardan çıktım ve aşağıya atladığımda Enid'ı gördüm. O daha beni görmeden arkasına bakıp durduğunu farkettim. Tabi peşinden Carl'ın gelmesini istiyordu. Ona bakmadan elimi saçlarıma daldırıp geriye attım. Arkamdan bana birkaç saniye öylece baktı.

Yoldan gelirken Rick'i gördüm. Endişeliydi ve koşuyordu. Yolda onu durdurup
"İyi misin Rick?"
"Evet, evet. Sadece bit şey kontrol etmem gerekiyor. Bu akşam Carl ile birlikte evde kalıyorsun" dedi nefes nefese. Ben daha cevap veremeden koşmaya devam etti.

İnsanlar fazlasıyla garipsemeye başlamıştım. Bunun nedeni galiba benim garip olmamdı.

Eve girdiğimde direkten kendimi yatağa attım. Carl daha gelmemişti. Bende salona geçip elime bir çizgi roman alıp okumaya başladım.

Bir süre sonra Judith ağlamaya başladı. Onu kucağıma alıp susturmaya çalıştım. Kapı çalınca açmaya gittiğimde Carl gelmişti. Kapıdan içeri geçtiğinde elimde olan Judith'i ona verdim. Ona gülümsüyordu. Salona geçip oturduğunda çantasından müzik kutusunu çıkarıp Judith ile oynamaya başladı. Konuşmuyorduk. Sadece ben çizgi roman okuyor, o da Judith ile ilgileniyordu.

Aramızdaki sessizliği bir silah sesi bozmuştu. Ben tam ayaklanırken bana
"Judith ile kal. Ben bakarım."
Kafamı onaylarcasına salladım ve Carl Judith'i bana verdi. Cebindeki bıçağı çıkarttıp önce pencereye sonra da kapıyı açıp dışarıya bakındı. Daha sonra içeriye girip paltosunu eline aldı ve
"Hemen döneceğim" dedi.
"Burada kalman gerekiyor Carl. Rick bir şey demeden çıkmayız."
"Dışarıda ne oluyor öğrenmemiz lazım"
"Tek el ateş edildi. Ters bir şey olsaydı anlardık."

O daha cevap vermeden karşı evimizde oturan Jessie ve Ron'lar içeri girerken Ron, cama bakarken yanıma yaklaşan Carl'a ölümcül bakışlar atıyordu. Bunun nedenini tam kavrayamamışken bizim gruptan Pete'in ölüm haberini aldık. Bildiğim kadarıyla Deanna'nın kocasını öldürdüğü için Rick de Pete'i öldürmüştü. Bu gece olanlar, hiç kimsenin unutamayacağı şeylerdi. Ayrıca yeni bir başlangıç....

THE WALKİNG DEAD Where stories live. Discover now