[18]

3.9K 280 263
                                    

Eren’in tişörtünü belinin iki yanından kavrayıp onu yatağa doğru çekti. Geri geri giden ayakları yatağa değdiğinde yavaşça uzanırken genç adamı da tişörtünden kavrayıp üzerine çekti.

Eren ve Levi göğüsleri birbirine bitişik halde sessizce uzanıyorlardı. Levi yeşile bakakalmış cesaretini toplamaya çalışırken Eren yeni kendine gelmiş gibi silkinip ellerini yatağa bastırarak kalkmaya yeltendi. Ancak altındaki genç adam daha atikti ve uyuşukluğundan sıyrılarak ensesinden kendisine çekip dudaklarını sertçe Eren’in dudaklarına bastırdı.

 Levi gözleri kapalı, Eren’in öpücüğüne karşılık vermesi için dua ediyordu. 
Tanrı aşkına onu öpüyordu! Bir yandan ensesinden onu kendisine bastırırken bir yandan da kaçmasından korktuğu için diğer eliyle belinden tutuyordu. Bir süre, umutsuzca çırpındığını düşündürecek bir süre cevap alamadı ama hemen arkasından Eren eliyle başının üzerindeki saçları sertçe kavrayıp Levi’in dudaklarına saldırdı. Kulakları uğuldamaya başlayan Levi nefes sinyalleri veren ciğerlerini hiçe sayıp onun sıcaklığına bıraktı kendini. Aklı nasıl oluyorsa çalışmaya devam ediyordu. Birden dudaklarını çekip onun kapalı göz kapaklarının doyulmaz görsel zevkini bir kenara itip “Gitme” diye fısıldadı. Nefesinin onun dudaklarına çarptığına emindi. Dudaklarını yalayıp onu tekrar öpmesi için yalvaran dürtülere karşı gelerek onun cevabını bekledi.

Eren nihayet gözlerini açıp “Gideceğim” dediğinde yeşile sapladığı buz mavisi titredi. Vazgeçip onu üzerinden atmak istedi bir an süren kırgınlıkla. Belki de Eren haklıydı. Belki de Erwin ile gitmesi gerekiyordu. Kalbi bu kararda payı olduğunu hatırlatırcasına sızladığında anladı ki bu yapabileceği son şeydi. Eren onundu ve sonsuza kadar onun kalmalıydı. Tenine tekrar bu kadar yakın olabilmişken dokunabileceği bir başkası susuzluğunu çayla gidermeye çalışmaktan farksız ve mantıksızdı. Yapabileceği son hamleye odaklandı.

“Sigara içmeyi hiç sevmiyordum.”

Eren Levi’in saçındaki parmaklarını çekmek için beyninin yitirmek üzere olduğu mantıklı kısmıyla savaşıyordu ancak yine de cümlenin anlamsızlığını algılamakta zorlanmadı.

“Anlamadım?”

Levi üzerindeki adamı belinden sabitlemeye devam ederken diğer eliyle ensesini sıktı yavaşça. “Seninle tanışmamızdan önce. Grubumla çaldığımız barın önünde. Her akşam sigara içmeye çıkıyordum.”

Eren hala bir şey anlayamamış halde ona bakmaya devam ederken öpücüğün zihninde yarattığı bulanıklıktan sıyrılır gibi olduğunda bile cümleler anlamsız gelmeye devam ettiler. Genç adam doğrulmaya yeltendi. Tek kelimeyle dağılmıştı.

Levi onun düşüncelerini okumakta ustalaşmış olduğunu fark ederken sırıtmasını engellemek zorunda kaldı. Beraber geçmiş 5 yıldan sonra bu adam vücudunun bir parçası gibiydi. Mükemmel çalıştığı için orada olduğunu unuttuğu ancak kendisinden kopmak istediğinde hayatiliğini idrak edebildiği bir organ. Lakin onu tanıyordu ve şu anda şapşal bir ifadeyle suratına bakarken aklından neler geçtiğini görebiliyordu.

“Senin geçme saatini bekliyordum ve sen geçerken kendi kendime “Ne zarif biri, böyle güzel olmayı nasıl beceriyor?” ve “Yürümekten oldukça zevk alıyor olmalı, yüzündeki ifade ne kadar mutlu” diye düşünüp duruyordum. Seni izlemek ben de alışkanlık olmaya başlamıştı ve senden hoşlanıyor olabileceğim asla aklımdan geçmemişti.”

Eren onu şokla dinlerken Levi ensesindeki elini indirip onun dudaklarını okşadı. “Sana saldırdıklarında çılgına döndüm Eren. O hayvanları parçalamadığım için şanslılar.” Ellerini çekmeden hafifçe güldü. “Yıllarca kız arkadaş bulmak ve ayrılmak için bahaneler yaratıp durdum aslında tek istediğim senin onları kıskandığını görmekmiş.” Yüz ifadesi tekrar ciddileşirken uzanıp burnunu genç adamın burnuna sürttü. Hemen ardından geri çekilerek gözlerinin içine ne hissettiğini anlamaya çalışan bir dikkatle baktı. “Petra kadar kimseyi kıskanmadığın için onunla ilişkimi bir türlü bitiremediğimi şimdi anlıyorum. Onu her gördüğünde suratının aldığı ifade her şeye bedeldi.” Tekrar uzanıp yavaşça üzerindeki adamın yanağına değdirdi dudaklarını. “Aşık olduğumu göremeyecek kadar aptaldım Eren. Seni böylesine yakınımda istememin normal olmadığını anlamalıydım.”

Denizde Kaybolmuş Orman | RiRenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin