Onuncu Bölüm.

1K 121 354
                                    

Sehun ile birlikte, dışarıya çıkmıştık. Bu gecenin, bize ait olmasını istiyordu. Gecenin karanlığına tezat beyaz sokak ışıkları bizim tek aydınlığımızdı.

Sehun'un,  beni aydınlatışını saymazsak eğer. 

Elimi tutup beni sokaklarda gezdirirken komik bir şeyler fısıldıyordu. Tenlerimizin birbirine yakın olması, beni başka bir gezegene sürüklüyordu sanki.

Kulaklarıma büyük bir ziyafet yaşatan eşsiz bir tınısı vardı. Tüylerimin diken diken olduğunu, vücudumun kasıldığını hissedebiliyordum. Saçları yüzüne geldiğinde, inatla ellerini o eşsiz doku üzerinde gezdiriyordu.

Dikilen tüm kıyafetler, sanki onun için yapılmış gibiydi. Her kıyafeti, kusursuz bir şekilde üzerine yakışıyordu.

Gülüşü, beni kendisine doğru çekerken hissettiğim tek şey korkuydu. Kimsesiz dünyamı açtığım bu adam, beni bitirebilirdi.

Ondan ve ona karşı oluşmaya başlayan hislerimden korkuyordum. 

Şimdi o bileğimden tutup beni sürüklerken, sanki zaman durmuştu ve ben kendi kendime onu izliyordum. 

'' Beni dinlemiyorsun. ''

Sanki bir rüyadan uyanır gibi sıçradığımda gülümsemişti.

'' S-seni d-dinliyorum! ''

Yalandı.

Dinlememiştim.

'' Öyleyse, hadi bu geceyi unutulmaz yapalım! ''

-

Hasır dükkanlarını sever misiniz? Küçüklükten beri çeşit çeşit hasırlar hep benim dikkatimi çekerdi. Şimdi, bu eski hasır dükkanında çeşitli sepetleri ve hasır eşyaları izlerken büyülenmiş gözüküyordum.

Alabilecek kadar param olmadığı için, küflenmiş bir peynir rengine boyalı bu dükkanda sadece fotoğraf çekebiliyordum.

Bir iki kere de Sehun benim fotoğrafımı çekmişti. Hasırların elimde bıraktığı o dokunuş, beni özel hissettiriyordu işte.

'' Bu şeyleri gerçekten bu kadar çok mu seviyorsun? ''

Sehun, ona gayet sıradan gelen hasır bir çantanın üzerinde elini gezdirirken sormuştu. Dudaklarını büküyor, beğenmediğini açıkça ortaya koyuyordu.

''  Babam, anneme hasır şapkasının içinde hep gül getirirmiş. Babam hasır şapkaları severmiş annem de hasır şapkalarıyla kendisine gelen gülü. ''

Gözlerim, buğulandığı için Sehun'un tarafına dönmemiştim bile. Elimde tuttuğum şapkayı yavaşça yerine bıraktım ve çıkışa doğru adımladım.

Sehun'un adım seslerini duyabiliyordum. En sonunda, şu sıralar çok gördüğüm ayakkabısı görüş açıma girmişti.

'' Özür dilerim. ''

Yere çevirdiğim bakışlarımı onunla buluşturdum ve gülümsedim. Onun suçu değildi.

'' Özür dilenecek bir şey yapmadın ki. ''

Sadece omuz silkmiştim.

'' Bazen, basit sandığımız çoğu şeyin diğerleri için çok değerli olduğunu unutabiliyorum, affet beni. ''

Belki onu susturmak belki de ona dokunmak için... Kollarına girdim ve konuyu değiştirdim.

''  Daha önce hiç içki içmedim. Bu yüzden içmek istiyorum! ''

Sehun OC - 30 Saniye.  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin