Beşinci Bölüm☎

Start from the beginning
                                    

 Bugün Ezgi'ye sinirim devam ederek geçerken yalnızlığın çok kötü olduğunu anladım. Tamam benim de çok çevrem yoktu ama Ezgi yetiyordu bana. Ha bir de Talha. Seviyordum eniştemi.

 Bindiğim otobüsün sabah okula geldiğim otobüs olduğunu görünce tereddüt içinde bindim. Sabah oturduğum yere göz devirerek başka bir yere oturdum. Yine cam kenarı seçtiğim için mutluydum. Dışarıyı izlemek güzeldi. Her yeri bilmeme rağmen bir başka oluyordu otobüsten izlemek. Araba yolcu almak için durduğunda kafamı kapıya çevirdim. 25-30 yaşlarında bir kadın ve 2-3 yaşlarında bebeğiyle yanıma oturmuştu. Bebek çok sevimliydi. Ancak hep ağlıyordu. Çocuk sesine alışkın olmadığım için kafam davul gibi olmuştu. Annesi ne kadar susturmaya çalışsa da sonuç başarısızlıkla son buluyordu. Hayır yani çocuğun susmuyorsa toplu taşıtlara binmeyin canım! Bu da kafa yani. Eve 1 durak kala inmek istiyordum. Bu sese daha fazla katlanamazdım. 'Müsait bir yerde!' diye şoföre bağırdığımda yanımdaki kadın ayağa kalktı geçmem için. Otobüsün kapısından ineceğim sırada kimse görmeden küçük çocuğa dilimi çıkarttım. Artık karar vermiştim. Çocukları sevmiyordum.

 Kulağımda kulaklıkla eve doğru ilerlerken aynı zamanda müziğe eşlik ediyordum. Eve geldiğimde babamın arabasının olduğunu gördüm. Bu saatte babamın evde olması değişikti. Bir şey mi oldu acaba diye kapıyı öküz gibi açtım. Gayet sakin bir şekilde babam televizyon izliyor annem de mutfakta bir şeyler hazırlıyordu. Kendi kendime gelin güvey olduğumdan gözlerimi devirdim. "Hey ahali! Ben geldim." dedim babama koşarak. Kollarını açıp o da "Hoş geldin biricik kuzum." dedi. Babam bana hep biricik kuzum derdi. Sanırım tek çocuğu olduğum için. Tek çocuk olmayı gerçekten seviyordum.

 Babamın kollarından çıkıp öpücük kondurdum ponçik yanaklarına. Sonra anneme gittim. Bulaşıkları makineye koyuyordu. Arkasından sarılıp yanağına sulu öpücük kondurdum. Sanki ilk defa sarılmışım gibi "Aa kız ne oluyor sana? Kocaya mı kaçacaksın da bize böyle sarılıyorsun?" Dedi kahkaha atarken. Normal zamanda böyle bir şeye sinirlenirdim. Ama bu sefer bende anneme katılmıştım gülme konusunda. Babamın sesini işittiğimde o tarafa doğru baktım.

 "Bu akşam patron yemek veriyor. Ona gideceğiz. Malum siz kızsınız geç hazırlanırsınız, o yüzden şimdiden başlayın hazırlanmaya." babamın dediğiyle yüzüm asıldı. Sevmiyordum insanların içine çıkmaya. "Ben gelmesem?" dedim yavru köpek bakışlarıyla. "Olmaz hanımefendi geçen sefer gelmedin Ahmet Efendi senin kızın vardı, en son onu 3 yaşında falan görmüştük, nerede o? dediler utandım kızım ya." dedi gülerek beni kolunun altına alırken. Oflayarak "Ben odama çıkıyorum." dedim.

 Of! Bir de şimdi şu yemek için kıyafet seçecektim. Acaba ne giysem? Dolabı karman çorman yapmak istemiyordum. Bir de onun toplanmasıyla hiç ama hiç uğraşamazdım. Dolaba özenle bakarken annem odama girdi.

 "Şık bir yerde olmayacakmış yemek o yüzden giyimini abartma kızım." dedi. Sanki o kadar çok abartan bir kızdım ya. Gözümü devirerek "Ne zaman abarttığımı gördün Serap Sultan?" dedim. Omuz silkerek kapıyı kapattı.

 Siyah dar paça pantolon elimde öylece duruyordu. Üstüne ne giyeceğim konusunda hâlâ bir fikrim yoktu. Ellerimle askıları ayırıp dururken alındığından beri giymediğim yarım gömleğime baktım siyah-kırmızı kareleri vardı. Bunun olabileceğini düşündüm ama göbeğimin açıkta kalmasından da rahatsız olur muydum acaba? Bu gömleği annem almıştı. Doğum günü hediyesi olarak. Aslında giysem hoşuna giderdi. O yüzden üstümdeki T-shirt'ü çıkartıp gömleği giydim. Pantolonu da altıma geçirdikten sonra gömleğin önündeki bağlanmak için uzun tutulan parçaları bağladım. Aynanın karşısına geçtim. Güzel duruyordum. Açık kahverengi saçlarımı da tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptım. Makyaj yapsam mı? Yapmasam mı? diye aklımdan geçirdim. Bence bir kalem, rimel ve dudak balmı fazla kaçmazdı. Malzemeleri alıp aynaya yaklaştım. İlk önce kalemi sürdüm. Kalem, bence herkese yakışabilecek bir makyaj malzemesiydi. Rimeli de sürerek açık kahverengi gözlerimin daha güzel gözükmesini sağladım. Çilekli dudak balmımı da dudaklarıma sürdüğümde işte hazırdım. Bu kombinimin altına siyah spor ayakkabı güzel giderdi. Öyle yapmalıydım. Salona geçtiğimde annem babamın kravatını yapıyordu. Çok romantik olduklarını görürken aklıma telefonum geldi. Odama koşup aldım ve yanlarına gidip bu romantik anlarını ölümsüzleştirdim. Şarjım %71'di. Bu şarj bana yeter de artar olduğu için tınlamadan telefonu arka cebime koydum.

Yanlış Numara?Where stories live. Discover now