treasure | taehyung

final

Koridor duyduğu şeylerin üzerine bir bana, bir de heiye bakıyordu. 

'' Sana güvenmiştim. '' dedim, hala ona bakarken. '' Seni dostum sanıyordum ki, taehyung' a aşık olmama rağmen senin için ondan vazgeçmeyi deniyordum. 

Ardından yenilgiyi kabul edercesine son kez konuşmuştum. 

'' Yanılmışım. '' 

Sınıftan çantamı aldıktan sonra adımlarımı okul çıkışına doğru yönlendirdim. Sanırım artık buradaki insanlarla aynı havayı solumak istemiyordum.

...

Yattığım yatakta yanımda duran bedene biraz daha sarıldığımda, o da benim gibi tavanı seyrediyordu.

'' Ne yapacağız? '' diye sorduğumda, onun da bir fikri olmadığını düşünüyordum. 

Okulda olanlardan onun da haberi vardı. Bir köşede öylece beni dinlediğini söylemişti, sanırım bu yüzleşme gibi bir şeydi.

'' Ne yapmamızı istiyorsun, Choon-Hee? '' 

'' Bilmiyorum, Taehyung. '' diye konuştum, iç çekerek. Okuldakiler benim bir sürtük olduğumu düşünüyordu ve açıkçası bunu umursamadığımı söyleyemezdim. Gayet de, umurumdaydı. 

'' İnsanlar benim sürtük olduğumu söyleyecek, biliyorsun. '' diye konuştuğumda gözlerinin benim olduğum tarafa çevrildiğini hissedebiliyordum, fakat ona bakacak gücüm yoktu. 

''  Okula her gittiğimde bu sözleri ve o bakışlarını görmek, duymak istemiyorum. '' dedikten sonra gözlerimi yumdum, istemsizce. '' Bugün her şeyi anlattım evet, ama hei durmayacak ve bunu sen de biliyorsun. '' 

O ise, hiç ses çıkartmadan beni dinliyordu.

'' Shin Woo ve Hei' nin bizimle uğraşmaya devam edeceğini biliyorum ve benim artık buna yetecek gücüm yok. Üstelik, bütün okul artık tüm hikayeyi biliyor. '' dedim, sitem dolu bir sesle. '' Onlarla aynı havayı solumak istemiyorum. '' 

Bu cümlelerime cevap verip beni rahatlatmak yerine, ağzından bambaşka bir cümle çıkmıştı. 

'' Gidelim buradan. '' 

Gözlerimi ona diktiğimde, gülümseyerek bana bakıyordu.

'' Anlayamadım? '' diye sorduğumda gülümsemesi genişledi. 

'' Gidelim. '' dedi, elleri saçlarımda gezinmeye başlarken. '' Busana taşınabiliriz mesela. '' 

'' Busanda ne yapacağız? '' 

'' Çok güzel bir şehir. '' diye konuştu, gülümserken. '' Bir ev tutarız. Okulumuzun bitmesine az kaldı ve orada bir okula devam ederiz. Aynı zamanda çalışır, birlikte geçiniriz. '' dediğinde fikir içimde kelebeklerin harekete geçmesine neden olmuştu.

'' Evleniriz. '' dediğinde, kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissetmiştim. Gerçekten, ciddi miydi?

'' Gerçekten, evlenir miyiz? '' diye şaşkınca sorduğumda o bedenini bana yaklaştırarak yanağıma dudaklarını bastırdı.

'' Evleniriz. '' dedi, dudakları yanağımdayken. '' Hatta hemen evleniriz. Her şeyi yoluna koyabiliriz. '' 

Yanağımda gezinen dudakları dudağıma yerleşti ve yavaşça hareket etmeye başladı. Vücudunu vücudumun üzerine yerleştiğinde ağzımdan kesik bir nefes çıkmasına engel olamadım.

Beni şiddetle öperken bir eli de saçlarımın arasında geziniyordu. Ben de beceriksizce ellerimi onun vücudunda dolaştırıyordum. 

'' Seni çok mutlu edeceğim, Choon-Hee. '' dedi, kesik nefesleri arasından. '' Hei olmayacak. Shin Woo olmayacak, veya okuldaki diğer aptal koyun sürüsü. '' Hevesle alt dudağını dudaklarımın arasına alıp uzun süre öptüm.