altı

251 42 56
                                    

"Luke, lütfen, açıklamama izin ver." Michael elindeki boş milkshake kutusunu yanından geçtiği çöp kutusuna fırlattı ve aralarındaki mesafeyi hızlı adımları ve uzun bacaklarıyla açmakta olan Luke'un peşinden koştu. "Luke!"

Luke suni deri ceketinin iç cebinden araba anahtarını çıkardı ve bir düğmeyle aracının kilidini açarken arabanın yanında babalarını bekleyen çocuklara seslendi. "İçeri geçin. Geliyorum."

Kyle ve Clarie üzgün suratlarla arka koltuklara geçtiklerinde Luke da hızla şoför koltuğuna doğru ilerledi. Michael, onu ön kapıyı açtığı an kolunu tutarak durdurmuştu. Luke bileğindeki kısa parmaklardan kendisini geri çekerek kurtuldu ve kapıyı sertçe kapatıp Michael'a döndü. "Bir dakikan var."

"Oh, güzel, Tanrı'ya şükür." Michael derin bir nefes aldı. Luke'un öfkeli bakışları kendisini baskı altında hissetmesine sebep oluyordu. "O, çalıştığım şirketin yakınlarındaki bir pastanede çalışıyor. Öğle molalarında atıştırmak için bazen oraya gittiğimde benimle flört eden biri ama gerçekten aramızda hiçbir şey olmadı."

Luke güldü. "Evet, biz biletleri alırken seni tuvalette yemesi dışında."

"Ne yapacağımı şaşırmıştım! Seni görünce onu ittim zaten."

"Ah, öpüşmenizi böldüğüm için üzgünüm." Luke ardında öfke bulunduran bir alayla söyledikten sonra elini kapı koluna koysa da Michael açmaması için elini onun eli üzerine yerleştirdi, sarışın oğlan ise sakinleşmek için derin bir nefes almak zorunda kalmıştı.

Hâlâ sizi sevdiğini söyleyen eski eşinizi başkası ile görmek katlanılmaz olabiliyordu.

Tekrar Michael'ın güzel yüzüne baktı. Gözlerindeki pişmanlığı görebiliyordu, gerçekten affedilmek istiyordu fakat Luke'un o an Michael hakkında iyi şeyler düşünmesi imkansız gibiydi, öfkesi bunu engelliyordu.

"Gerçekten, senden başka birini sevmediğime emin olabilirsin" dedi Michael net bir ses tonuyla. Bakışları Luke'un gözlerine kenetlenmişti ve Luke bu konuda zaten ona güveniyordu. Michael Clifford asla onu sevmediğine dair bir ithamda bulunmamıştı, gitmesini söylerken bile.

"Sadece biraz düşünmek istiyorum." Luke iç geçirmesinin ardından söylediğinde Michael duraksadı, onun tekrar bir suçlamada bulunacağını düşünerek kendini hazırlamıştı fakat sarışın oğlan geri adım atıyordu; Luke Hemmings'ten beklenmeyecek bir hareket.

"Tabi." Michael bir adım geri çekildi, böylelikle Luke'a kapıyı açacak kadar mesafe bırakmıştı. Tek elini kırmızı saçları arasından geçirerek alnındaki tutamlardan kurtuldu. "Sonra uğrayabilir miyim?"

"Belki." Luke kapıyı açtı, Michael'a tekrar bakmadan içeri girdi ve en hızlı şekilde arabayı çalıştırıp park alanından çıktı. Babasının neden gelmediğini soran Clarie'ye küçük bir işi çıktığını söylerken sesinin titrememesi için tüm enerjisini kullandığını hissediyordu. Üzgün hissediyordu, rahatlıkla belli olacak şekilde Michael Clifford yüzünden. Genellikle duygularını ele geçiren kişi de ondan başkası olmazdı.


şu bölümü bir türlü yazamadım

from the dining table || mukeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin