bir

670 55 129
                                    

"Hoş geldiniz, Bay Hemmings." Sarı saçları özenle taranmış bayan, yüzünde samimi bir gülümsemeyle  ilk kez görüşeceği müşterisi için ayağa kalktı ve elini uzatırken söyledi. "Ben Susan Walls."

Luke Hemmings de ona gülümseyerek karşılık verip, uzattığı eli sıktıktan sonra günün yorgunluğu ile kendisini deri koltuğa bırakmıştı; kadının ismini ve kim olduğunu uzun araştırmaları sonucu öğrenmişti. Önceki müşterilerinin görüşlerini okumuş, birçok bilgi sahibi olmuştu ve bu bilgiler zihninde dolanıyordu. Genç kadın gülümsemeye devam ederek ahşap masasının altında kalan çekmecesinden bir dosya çıkardı. "Yorgun görünüyorsunuz."

"Kyle uyutmadı" diye açıkladı Luke, ellerini yıpranmış saçlarından geçirirken. Onlara şekil vermeye zaman bulamadığı belli oluyordu. Bakışlarını anlayışla kafasını sallayan danışmana çevirdi ve önceden kendi kendine kararlaştırdığı şekilde, dürüstçe konuştu. "Aslında bakarsanız, daha önce bir terapiste gitmedim. Anlarsınız ya, bu işler nasıl oluyor bilmiyorum."

Kadın kafasını dosyadan kaldırdı ve  kafasını eğdiğinden dolayı aşağı inen, kemikli gözlüklerini gözlerine yaklaştırdı; gülümsedi. Bunu yapınca yüzü tombul olmasa bile gözleri kısılıyor, onu daha genç bir kız gibi gösteriyordu. "Sorun değil, bahsedildiği kadar karmaşık bir şey yok."

Luke rahatlıkla iç geçirdi. "Tanrım, ciddi misiniz? Abilerim sürekli bunun yorucu bir süreç olduğunu söylüyorlardı." Koltuğa yaslandı, bu sırada danışman kadın da gülerek tekrar dosyadaki kağıtları incelemeye koyulmuştu. Luke rahatsızlıkla boğazını temizledi. "Acaba Michael-"

Çalınan kapı, ardından aralanarak Luke'un sözünü kesmişti ve Michael Clifford önce kafasını içeri uzatarak kırmızı saçlarını gözler önüne serdi, ardından kendi seansları olduğunu anlayarak bedenini odaya aldı. Kapıyı arkasından kapattıktan sonra genç kadın ve adamın bakışlarına maruz kalmış, kadına odaklanmayı seçmişti. Yüzüne yarım bir gülümseme yerleştirdi. "Geç mi kaldım?"

Luke bakışlarını ondan çekerken gözlerini devirmiş, Michael bunu fark etmişti. Yine de danışmanın gülerek "Hayır, Bay Clifford, oturun lütfen" demesiyle kendisini Luke'un karşısındaki deri koltuğa bıraktı, kaldırdığı bacağını dizine yaslayarak kendisine rahat bir pozisyon yarattığında Luke göz ucuyla onu süzüyordu. Michael da ona baktığında ve göz göze geldiklerinde, Luke tekrar bakışlarını çekti fakat Michael onun gözlerindeki onaylamaz ifadeyi görmüştü; bundan dolayı bacağını indirdi ve koltukta dikleşerek daha resmi bir şekle büründü.

"Pekala" dedi danışmanları, bir iç geçirme eşliğinde. Dosyayı kapattıktan sonra masanın kenarına itmiş, gözlüğünü de çıkararak onun üzerine koymuştu. Ellerini masada birleştirdi ve önce Michael'a döndüğünde Luke kaşlarını çattı. Susan Walls kendisini Michael'a da tanıttıktan sonra onun nasıl olduğunu sormuş, Michael ise sadece omuz silkmişti. "İyiyim. İyiyiz."

"İkiniz de hazırsanız, buraya gelme sebebinize geçebiliriz" dedi Bayan Walls, Luke ile Michael arasında belirli zaman aralıklarıyla göz teması kurarak. "Şiddetli geçimsizlikten kaynaklanan bir boşanma söz konusu, değil mi?"

İkisi de kafalarını sallayarak danışmanlarını onayladıklarında, kadın devam etti. "Peki, bana bu geçimsizliğin nedenini söyleyebilir misiniz? Neden kavga ediyorsunuz?"

"Çünkü o, çok sorumsuz." Luke hemen söyledi, Michael'a bakmıyordu bile. Parmakları ile birkaç neden daha saydı. "Yemek yapamıyor. Bez değiştiremiyor. Ev temizleyemiyor. Çocuklar ile arası kötü ve onlarla vakit geçirmiyor-"

"Onlarla gayet iyi vakit geçiriyorum" diyerek araya girdi Michael. Sesi, Luke'un öfkeli tonuna kıyasla daha sakindi; yine de ikisi de kızgındı. Luke ona döndüğünde, Michael danışmanlarına bakıyordu. "Sadece onlarla eğitici şeyler yapmadığım için bunu söylüyor."

Luke alayla güldü. "Çocukları parka götürüp telefonunla uğraşmak, onlarla ilgilenmek olmuyor."

Michael iç geçirdi ve dikleştirdiği omuzlarını rahat bıraktı; Luke ile tekrar tartışmak istemiyordu ama sarışın oğlan her zaman kavga etmeye hazır bir yapıya sahipti, bunu biliyordu. Ayrıca bahsettiği 'telefonuyla uğraşma' olayını sadece bir kez, geçici işiyle ilgili önemli bir durum olduğu için yapmıştı sonuç olarak iki çocuğu da kaybolduğunda -ve onları polis eşliğinde, yaklaşık altı saat sonra bulduklarında- dersini almıştı.

"Eşinize hâlâ öfkelisiniz sanırım" dedi Susan Walls, sağ tarafta oturan Luke'a dönerek. Luke kaşlarını çattı. "Michael benim eşim değil."

"Uhm, ben lavaboya gidebilir miyim?" Michael koltuğundan yavaşça kalkarken söylediğinde, Susan "Tabii" derken Luke ona bakmıyordu. Çatık kaşlarını bozmadan kucağındaki ellerine odaklandı.

Terapist, edindiği tecrübelere dayanarak, Michael Clifford'un bu boşanmaya karşı olduğunu söyleyebilirdi. Hâlâ Luke'u sevdiği, gözlerinden rahatlıkla okunuyordu ve büyük ihtimalle kendisini sakinleştirmek için elini yüzünü yıkamaya gidiyordu, ağlamak üzereydi.

klişeler klişesi bir kurguyla geldim çünkü luke

2 1 Y A Ş I N A G İ R İ Y O R

2 1

hepsini nasıl yazacağım bilmiyorum ama olsun

bu ne amk demeye hazırlanın

diva hemmings karşınızda

ve EVLİ-YDİ

from the dining table || mukeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin