seven

292 39 22
                                    


hepinizden çok özür dilerim bu bölümü aslında yazmışım ama haberim yoktu, şu sıralar biraz mental problemlerim vardı pek hikaye ile ilgilenemedim ama söz yeni bölümler daha erken gelecek

bu arada chaelisa+blackpink videoları yaptığım kanalıma abone olabilirsiniz linkini buraya yazıyorum yoruma da ekleyeceğim zaten: youtube.com/c/Chaelice97

Lalisa bir an Rosè'yi öpmeyi hiç bırakmak istemedi çünkü Chaeyoung'ın yumuşak, kırmızı dudakları çok öpülesiydi. Karşı koymak mümkün değildi. Ama bir yanı neden Chaeyoung'ın kendisini öptüğünü hala anlamlandıramıyordu. Dudaklarını çekip sebebini sormayı da istiyordu ama bu anı mahvedeceğinden emindi.

O dudaklarını çekmek istemezken bunu yerine Rosè'nin yapması nedense kalbini kırmıştı. Yine de bunu belli etmemeyi umuyordu.

Rosè dudaklarını çektikten sonra yaptığı ilk şey utançtan kafasını eğmek olmuştu. Onu neden öptüğünü kendisi de bilmiyordu ama bir yanı bunu yapması için onu zorlamıştı sanki.

Bir süre sessiz kaldılar. Lalisa mutluydu. Chaeyoung da öyle ama daha çok utanıyor gibiydi. İkisi de ne diyeceğini bilmiyordu. İkisi de birinin söze girmesini bekliyordu. Ama konuşmak yerine filmi izlemeye devam ettiler. Fakat ara sıra birbirlerine bakıyorlar ve bakıştıkları anda gözlerini kaçırıyorlardı.

"Lisa-ah..." dedi Rosè nihayet. Cümleye başlamıştı ama nasıl devam ettireceğine dair en ufak bir fikri bile yoktu. Sonrasında ağzından çıkan ilk şey "Özür dilerim." olmuştu.

Lisa bunu duyunca biraz tuhaf hissetti. Çünkü itiraf edemese bile Rosè'nin de bundan zevk aldığı belliydi. Yine de onu daha fazla utandırmamak için söylemek istediklerini içinde biriktirdi.

"Ben bundan hoşlandım." dedi Lalisa dürüstçe. Ardından Rosè iyi hissetsin diye kıkırdadı. Çünkü ikisinin de zevk aldığı bir şeyden dolayı daha fazla utanç duymasını, kendini kötü hissetmesini istemiyordu.

"Aslında bakarsan..." dedi Chaeyoung, saçını kulağının arkasına doğru atarken. Biraz sonra ağzından çıkacak kelimeyi Lalisa'nın tahmin etmemesi mümkün değildi. "Ben de öyle." Ardından Chaeyoung'ın yüzünde utangaç bir gülümseme belirdi.

Gerçekten o da bundan hoşlanmıştı ama söylemeye bir türlü dili varamamıştı. Ona bu öpücüğün açıklamasını yapmak istiyordu, çünkü Lalisa'nın kafasının etrafında soru işaretlerinin dolandığını biliyordu ama neyi açıklayacağını bilmiyordu. Ve bu onu gittikçe kaygılandırıyordu.

"Bak, Lisa..." dedi Rosè, nihayet kafasını yukarıya doğru kaldırırken. Ardından ona biraz daha yanaşıp saçlarını okşadı. "Üzülmeni istemiyorum." Bu cümle Lisa'nın gülümsemesine sebep olmuştu. Kendisini gerçekten değerli hissediyordu.

"Seni öptüm. Çünkü..." cümleyi nasıl devam ettireceğinden emin değildi ama ne derse desin Lisa'yı kendine inandırmak istiyordu. "Daha fazla üzülmeni istemediğimden."

Lisa'nın yanakları, Rosè'nin de kulakları kızarmıştı. Lisa kızardığını belli etmemek için onun da kızarmasına sebep olacak şeyler söyledi. "Çok hoşsun Rosè. Yani... Her şeyin öyle." Ve elbette Rosè'nin bu sözler karşısında utancından kızarmaması mümkün değildi.

Y/N Lisa biraz piçlik yapmadı mı sixödüöxğsçxksşxldşç

Rosè kimseye hissedemediği şeyleri ona hissettiğinden emindi. Ama bunu anlamdıramıyordu. Kendisini muhtemelen Lisa arkadaşım diyerek kandırıyordu ama hislerine karşı da koyamıyordu. Onu düşündükçe kalp atışları değişiyordu. Ve onu gördüğünde... Gerçekten karnında tuhaf şeyler oluyordu. Ara sıra da eli ayağı birbirine dolanıyordu. Rosè bunların ne anlama geldiğini az çok tahmin edebilse de kendine itiraf edemiyordu.

"Şey..." dedi Rosè, ellerini Lisa'nın saçlarından çekerken. "Burada kalmak isteyip istemeyeceğini merak ediyordum da."

Rosè bunu söylerken yine utanmıştı. Onun her utandığı anı yakalamak Lisa'nın çok hoşuna gidiyordu. Tahmin ettiğinden daha masumdu ve kalbi de daha temizdi. Birdenbire Lisa'nın içinde onu kalbine saklayıp bütün kötülüklerden koruma hissi oluştu.

"Aslında... Çok isterdim fakat evde yarım kalmış bir şiirim var. Onu tamamlamam gerekiyor. Yarın kurstan sonra bir şeyler yapabiliriz belki." Rosé kalbinde hafif bir kırgınlık hissetti ama yine de gitmesine izin verdi. Onu başıyla onayladıktan biraz sonra Lisa evden ayrıldı.

~

Lalisa tedirgin adımlarla kürsüye doğru ilerledi. Dün, Rosé'ye yarım bıraktığı bir şiiri olduğu konusunda yalan söylemişti. Aslında bu şiiri eve dönerken kafasında kurgulamış ve eve vardığında kaleme almıştı. Derin bir nefes aldıktan sonra şiirini okumaya başladı:

"Yine o gecelerden biri;

Buruk, solmuş ama nedense değerli,

Gözlerin tıpkı bir yıldızdan gibi,

Düşündükçe parıldatıyor içimi.

Tenine dokundukça,

Cennette hissediyorum kendimi.

Ve dudaklarımız buluştuğunda,

Durduramıyorum kalbimin ritmini.

Sürekli tekrarlamak istiyorum,

Dudaklarımızın birleşimini.''

Ve Rosé, nedense şiiri üzerine alınmıştı.




umarım beğenmişsinizdir diğer bölümü bekleyin;)))

bu arada herkes şiirlerin alıntı olup olmadığını soruyor, bütün şiirleri kendim yazıyorum maymuşlarım ilginiz için çok teşekkür ederim

scars in our poems 》chaelisaWhere stories live. Discover now