Herkes için tehlikeli görülen bu yaratığın kalbine dokunan tek kişi Jimin iken onsuz ne yapacaktı? O tamamiyle gitse insanlığından çıkacak boyuta ne zaman gelmişti? Kalbine bu kadar derinden dokunulmasına izin verdiği için Dracula kendini suçladı. İzin vermeseydi şu an bu halde olmayacaktı da.

Masanın üzerindeki telefondan yükselen melodi duyulunca Jungkook elini atıp telefonu alarak numaraya bakmadan yanıtladı. "Efendim?"

"Merhaba, Jeon Jungkook." Günler sonra yine onun sesi duyulmuştu. Hangi yüzle arıyordu? "Sevgilinizin bu akşam bulunduğu yerde olduğum için çok şanslıyım, böyle bir güzelliği evinizde saklamanız bence de mantıklıydı. Haksızsın diyemem."

Jungkook'un kalbinden bütün damarlarına yollanan sinir kötü şeylere işaret etmeye başlamıştı bile. "Song Minho seni gördüğüm yerde geberteceğim!"

"Sen onu yapana kadar senin pamuk şeker kafalına ne olacak dersin? Acaba kalbine bir hançer mi saplasam? Bekle, yoksa seni bulmak için ailesine yaptığı işkenceleri mi yapsam?" Minho'nun attığı kalın kahkaha Jungkook'un sinirden başını döndürecek boyuta ulaştırdı.

"Sen... Sen bittin!" Dracula sinirinden vampir görünümü kazanıp adeta kükremişti. Keskin dişleri ve kırmızı gözleri açığa çıkmış, en tehlikeli varlık olarak görünümüne bürünmüştü. "Neredesin? Söyle seni nerede öldürmemi istiyorsun?"

Minho tekrardan kıkırdadı. "Evinin yakınlarındaki eski depoya gel."

Jungkook telefonu fırlattığı gibi vampir hızıyla rüzgar gibi deponunun kapısından içeriye girmişti. Siniri yüzünden hâlâ vampir görünümündeydi.

"Bakın kimler gelmiş. Kont Dracula benim davetimi kabul edip teşrif etmiş." Minho bir ayağını arkada tutup bi kolunu da beline koyarak önünde alaylı biçimde eğildi.

Dracula geldiği gibi etrafa bakındı ama Jimin'i göremedi. "Ne istiyorsun? Derdin ne senin? Jimin nerede?"

"Öncelikle sakin olalım ve soruları tek tek soralım olur mu?" Gülümsemesi soldu birden. "Derdim sensin Kont Dracula, sen ve senin türün. Sizin olmamanız gerek anlıyor musun? Sizin gibi farklıların olamaması gerek. İğrenç, pislik birer yaratıktan başka bir şey değilsiniz! Ölmeniz gerekiyor." Bu sözleri Jungkook insan olduğu zamanlarda da duymuştu.

900'ü aşkın sene geçmesine rağmen insanoğlu hiç mi değişmemişti?

"Senin olmamanız gerek dediğin cümlen yüzünden kaç kişi sırf cadı diye suçlanıp gözlerimin önünde yakıldı haberin var mı? Sırf öyle doğdu, diğerlerinden farklı diye kaç kişi öldü! Ben vampir olmak istemediğim halde bu hale geldim, benim ölümüm de kendi seçimim olmadığı için mi olacak yani?"

Dracula'nın ölmesi için mühürlendiği kişinin ölmesi gerek ve Jungkook'a göre bu gerçek bilinmediği için Minho istese de Jungkook'u öldüremezdi.

"Ölecek olmanın saçma olduğunu mu düşünüyorsun Jungkook?" Öne adım atıp kollarını göğsünde bağlayarak alaycı görünüşüne devam etti.

"Bende insandım Minho. Bu hale gelmeyi bende istemedim. Şimdi söyle, Jimin nerede?" Jungkook her ne kadar sakin kalmaya çalışsada vampir görünümü geçmiyordu, hâlâ sakin olamıyordu.

"Ne yazık ki pamuk şeker kafalın bilincini yitireli yaklaşık beş dakikayı geçti, küçük bir yalan söylemiş olabilirim. Jimin'in bileklerini keseli bayağı oldu da." Minho'nun kalın kahkahası depoyu doldurdu.

Dracula |Jikook| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin