Bu düşünceler arasında öyle daldı ki yanına oturan Yorgo'yu fark etmedi bile. Yorgo, Leon'un şu sıralar iyiden köşeye sıkışmış olduğunu hissediyordu. Konuşursa iyi geleceklerdi birbirlerine, okuldaki matrak grup yüzünden uzak kalmışlardı şu sıralar. Leon'un da kendini iyiden geriye çekmesiyle, Yorgo buluverdi kendini bu bankta.

'''Bırak beni yaralıyım' desen de boşa
Görevden dönülmez, yalnızca ertelenir''**dedi Yorgo, Leon'un dikkatini çekmek istercesine. Dostlarsa eğer, elbet Leon'u iyi etmekti görevi. Ertelemeye de niyeti yoktu bu sefer Yorgo'nun, ısrar edecekti Leon'a her şeyi tek tek anlatması için.

''Yorgo...'' Dalgın halinden sıyrılıp, titrek bir nefes verdi denize doğru ve döndü arkadaşına gülümseyerek.

''Sen burada mıydın?''

''Evde değilmişsin, Kyria hiç uğramadığını söyledi. E hava da karardı, Leon yine dertli anlaşılan.'' Leon, çökmüş omuzlarını dikleştirdi, gerinip kendince iyi gözükmeye çalıştı.

''Dert mi?'' Dalga geçer gibi güldü Leon. ''Benim tek derdim kızlar, bilmiyor sanki.'' Gözlerini kaçırdı arkadaşından, kendince bulduğu savunmasını sundu yine.

''Bilmez miyim o dert dalga konusu yaptı seni.'' Leon'un kendisini oyaladığının farkındaydı Yorgo, onun suyuna gidip konuşturacaktı Leon'u, biliyordu arkadaşının savunma yalanlarını.

Leon hayatında duyduğu en komik şey buymuş gibi güldü uzun uzun.

''Yaktı beni Çiçek Kız.'' Dedi gülmesinin arasında. Yorgo arkadaşını öylece izliyordu, tanımasa delirdiğini bile düşünürdü ama Leon'un genel tavrıydı kaçmaya çalışırken. Gülüp, geçiştirmeye çalışacaktı.

''Ayağını denk al, kül olma sonra.'' Leon'un yüzü düştü aniden, halet-i ruhu iyiden sapıtmıştı. Duygu geçişleri o kadar hızlı oluyordu ki Leon bile anlayamıyordu kendini.

''Külüm zaten, ayağıma denk almama ne gerek var?''

''Mühim olan zorda ayakta kalmak, nedir seni kül eden?'' Leon sıkıntıyla baktı Yorgo'ya. Anlamsızca bir şeyler mırıldandı, anlatıp rahatlamayı seçerek başladı konuşmaya.

''Savaş yaklaşıyor Yorgo.'' Bu sefer sıkıntıyla nefes verme sırası Yorgo'daydı. Leon'un canını ne sıkıyorsa, aynıları Yorgo'nun da boğazına urgan olmuştu.

''Bu topraklar bizim hakkımız Leon ve biz hürriyeti getirebiliriz buraya.''

''Masumların kanını dökerek mi?'' Yorgo cevap vermedi bu dediğine Leon'un. Kendisinin de en çok korktuğu şey bu değil miydi? Masum insanları hiç etmek, hangi davaya yakışırdı?

Uzunca bir müddet sessiz kaldı ikisi de, sonra bozdu Yorgo bu durumu.

''Ne dedin sen? Çiçek kız mı? Adı kızın Çiçek miymiş?'' Gülümsedi Leon Yorgo'ya, zaten iki gündür, bu konu onu hep gülümsetiyordu.

''Hayır, adını henüz öğrenemedim.'' Kahkaha attı Leon'un bu dediğine Yorgo.

''Hayret, nasıl oldu o iş?''

''Hırçın biri galiba. O gün elime de vurmuştu zaten. '' İkisi birden güldüler Leon konuştuktan sonra.

''Neden çiçek kız o zaman?'' Yorgo konuşana kadar birbirlerine bakıp gülerlerken, konuştuktan sonra gözlerini kaçırdı Leon.

''Bilmem, sureti çiçeğe benziyor, ondan galiba.'' Leon'un dediğine Yorgo ıslık öttürdü, ardından karnına doğru vurdu Leon'un.

''Defteri de ona mı aldın yoksa?'' Leon elleri önünde, onlara bakarken kafasını kaldırdı hafifçe, baktı arkadaşına gülerek.

Ahuzarजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें