14

479 43 10
                                    

-Denial! Çabuk çıkar beni buradan!

- İsmimi bir türlü öğrenemedin prenses.

-Sende! Benim isimim Caroline. Prenses değil!

- Ah, üzgünüm prenses.

- Denial ben karanlıktan korkarım. Çıkar beni buradan.

-Dean. Ve hayır. Çünkü ne zaman numaralarına inansam kaçmaya çalışıyorsun.

- Denial, Klaus seni bulup beni kaçırdığını zannedip kemiklerini milyon parcaya ayirabilir. Ayrıca bu sırada Elijah mükemmel asil sözleriyle kulaklarını tırmalar. Ayrıca Stefan, Bonnie ve Tyler seni öldürür. Elena'yı saymıyorum tabi o insan. Ha bide görsel ikiz Katherine var. Onun da ilginç işkence yöntemleri var haberin olsun. Kısacası kendi mezarını kazma ve çıkar beni buradan!

- 1. Si prenses, burayı bulamazlar. 2.si onlardan kaçtığın için seni bulmak istemetebilirler. 3.sü, cadı olduğuna inanmıyorsun bu yüzden orada elementlerden yardım alarak güçlerini ortaya çıkarıcaksın yoksa seni orada aç bırakırım.

-Burdan bir çıkayım Denial...

- ilk önce ismi mi öğrenirsin.

Ayak sesleriyle Dean'ın uzaklaştığını fark ettim. Tabi ki de ismini biliyorum. Sadece çok gıcik, egolu, kendini beğenmiş, egolu, kibirli, egolu... egolu demiş miydim? Ve şimdide 2 kere kaçmayı denedim diye beni mağaraya kapattı. Mağara adamı, odun.. hangi çağda yaşıyoruz biz.. bir saniye, hangi yıldayız biz.

Ciddi ciddi hangi yılda olduğumuzu unutmuştum. Cidden salağım, bu durumda bunu mu düşünüyorum. Seriously Caroline, seriously?

Birde element ve cadı zırvalıkları çıktı.  Neymiş, cadılar elementlere hükmedermiş. Özellikle ilk cadılar. Hayır ben cadı değilim elementleri napıcam.

Ayrıca burası kokuyo. Dean iyilik yapıp bana kıyafet vermişti. Iyilik meleği (!). Ama bunlar kız kıyafetleriydi. Acaba sevgilisinin miydi?

Ama sevgilisi olsa beni buraya getirmezdi. Gerçi getirirdi. Sonuçta sevgilisi dağda yaşamıyo değil mi? Mağara adamı!

Sıkıntıyla yere oturdum. Napıcaktım ben burada.

Burası kapısında demir parmakalıklar olan normal bir dağdi. Dağ. Bildiğin dağ! Ay burda böcek vardır şimdi!!!

Bu durumda böcekleri düşünmem ayrı ironiydi. Ya ayı varsa!?

Of Caroline of. Yine neler açtın başına!?

Sinirle yere yumruk attım. Ama çok sert değil, el bu sonuçta.

Ve zeminde ufak bir delik açıldı.

Bi saniye, delik mi?!

Zemin betondu. Ben bu halimle küçük bile olsa betona nasıl delip acabilmistim?

Bir daha vurdum. Ve bir delik daha. Bir daha.  Bir daha. Ve bir daha da.

En sonunda bir boşluk olusana kadar vurdum. Işin garip yanı, elim acimiyordu.

Elime tekrar baktım ama hiçbir Şey yoktu. Hiçbir şey.

Ayağa kalkıp son bir ayak darbesiyle zeminin çökmesini sağladım. Aşağıya doğru kafamı uzatınca gördüğüm tek şey yemyeşil agaclardi.

Atlayarak ağacın dalına düştüm. Ama bu sert bir düşüsten çok rahat bir düşüş olmuştu. O nasıl oluyorsa.

Ağaçtan aşağı inip ilerlemeye başladım. Önümü bile göremeyeceğim kadar ağaç vardı. Yoksa amozanlara mı kaçirmısti bu mağara adamı beni?

Umutlar Başka Bahara ( Kalijah-Klaroline )Where stories live. Discover now