09

645 55 13
                                    

-Klaus bak..

Sözümü keserek konuştu.

- Klaus sandığın gibi değil, öyle olmadığını biliyorum. Abim hayatta ki değer verdiğim tek kişiyle birlikte olmaz. Bunu zaten biliyorum. Ama Caroline, - sesi kısılarak- niye bana gelmedin ki?

- Klaus..

- Elijah bizi yanlız bırakır mısın? Yeter zaten bu kadar dövüşmeniz.

Elijah bana bakarak hafifçe gülümsedi ve kapıdan çıktı. Klaus'la bas basa kalmıştık.

- Klaus ben çok..

- Benden özür dileme Caroline! Benden özür dileme sadece neden benim yerime Elijah ile dövüştüğünü açıkla bana.

- Bak Klaus eğer sana sorsaydım..

- Ne yapardım? Sana bunu yapmamanı söyler ve yapmaman için tehtid mi ederdim!

- Eğer senden isteseydim benim canım yanmasın diye benimle gerçek anlamda dövüşmezdin! Çünkü benim canımı kendi canından daha çok önemsiyorsun! Çünkü beni kendinden daha çok seviyorsun! Çünkü lanet olsun ki benim için ölmeye bile hazırsın!..

Sözlerim dudaklarıma kapanan dudakları ile son buldu. Şoka girmiş gibiydim. Ne yapacağımı bile bilmiyordum.

Kendimi yeni doğmuş bir bebek gibi hissediyordum. Ne yapacağını bilmeyen yeni doğmuş bir bebek..

Tam öpüşüne karşılık verirken kendini geri çekti ve konuştu.

- Şimdi neler yapabildiğini bir görelim.

- Ne?

- Bir anda bana attığı yumruktan eğilerek kurtuldum. Yoksa o yumruk beynimi patlatabilirdi.

- Klaus ne yapıyorsun?!

- Dövüşmek istemiyor muydun? Al sana dövüş!

Bir anda attığı ikinci yumrukla beraber odanın diğer köşesine kaçtım.

- Klaus sakin ol! Klaus lütfen dur.

- Ben sakinim Caroline, sen dövüşmek istiyordun. Ben de senin dövüseceğin kişiyi çaldım. Telafi etmek istiyorum.

- Ama.. peki, sen bilirsin Klaus. Bu küçük vampirin neler yapabileceğini gör.

Klaus'a doğru bir yumruk attım. Yumruğumu o sinsi gülüşüyle beraber tuttu. Tekme atınca ise ayağımdan tutarak yere düşürdü.

Ona karşı kaybetmek istemiyordum. Hemen kendimi toparladım ve ayağa kalktım. Klaus'a bir kez daha yumruk attım ve beni ters dondurup tuttu. Elijah ile de buna benzer bir durumda olmuştum ama suan..

Arkamda olduğunu biliyordum. Nefesini boynumda hissediyordum. Elini yavaşça belime surterek konuştu.

- suan elini tutuyorum. Ama bıraksam bile sen hiçbir şey yapamadan elimi - elini yavaşça kalbime yaklastirarak- göğüs kafesine sokabilir ve kalbinin elimin içinde atmasina izin verebilirim. Ama kalbin zaten benim. buna ihtiyacım yok.

Resmen fısıldayarak konuşuyordu ve bu.. bu çok tuhaf hissettiriyordu.. Elini sporcu atletimin dekolte kısmından içeri soktu ve sırtıma dokunmaya başladı.

Tenim alev alev yanıyordu ve Klaus bir anda beni kendine çevirdi. Tek eliyle saçımı kulağımın arkasına atti ve konuştu

- Sen herşeyinle benimsin.

!!!

Bir anda Klaus'un dudaklarına yapıştım. O da hızla bana karşılık verdi. Daha fazla beklemeden bacaklarımı beline dolayarak kucağına çıktım. Bana bakarak gülümsedi ve beni duvar ile kendi arasına aldı. Boynumu hızlı bir şekilde öpmeye başladı. Daha sonra vampir hızı ile beni odasına çıkardı. Beni yatağa yatırıp dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan ustumdekileri yırttı. Bende tişörtünü üzerinden çıkartıp attım...

◇◇◇

- Katherine'den..

Üzerime siyah elbisemi gitmiştim. Saçlarımı salinik birakip makyajımı da yapmıştım. Herzaman ki Katherine Pierce'tim işte. Tek eksik Elijah'tı.

Bana akşam konuşuruz diyince tabi ki de mutfağa girip yemek yapmamıştım. Ben o tarz kızlardan değildim.

Elijah terlemiş bir şekilde gelmişti. Neler oluyordu?

- Elijah, iyi misin?

- Evet şey ben bir dusa girsem iyi olacak.

- Ama biz..

Beni arkasında bırakarak duşa girdi. Sinirlerim bozuluyordu. Eski Katherine olsa bunu takmazdı. Eski Katherine olsa kimseyi takmazsı. Belki de eski Katherine olmalıydım..

Evett. Bu bölüm biraz kısa oldu ama bir sonraki bölüm daha uzun olacak. Bölüm hakkında ki görüşlerinizi bırakmayı unutmayın..♡

Umutlar Başka Bahara ( Kalijah-Klaroline )Where stories live. Discover now