8.BÖLÜM 2.PART (BIRAKMA BİZİ)

Start from the beginning
                                    

"Seni..Sizi çok özledim abicim!dedim ağlayarak.

"Biliyorum bizde..Bende çok özledim canım..Üzülme artık!Hiç birşey senin suçun değildi.Seni koruyamadığım için beni affet mavimm!"

"Asıl sen beni affet..Ben sizi koruyamadım..kurtaramadım...İzin ver geleyim yanına toprak!.."

"Dayan mavimm..Buraya gelemezsin,geri dönmelisin!O seni bekliyor.Benim gibi toprağın olmaya sana can olmaya geldi.Git ona,senin gibi yaralı oda.."

"Kim abi?Kim bekliyor beni.Nasıl tanıyacağım onu?.."

"Görünce anlayacaksın..Artık gitmelisin!"

"Sensiz gidemem.."dedim ona sitemle.

"Ben hep senin yanındayım mavimm!Ayağını bastığın her yerde..Kalbinde.."

"Seni çok seviyorum toprağımm!" dedim son kez.Bir parçamı orada bırakıyordum.

"Bende seni çok seviyorum mavimm!"
dedi gülerek.Sonrada sesi kayboldu.
Birden bir kuvvet beni geriye doğru çekmeye başladı.Gitmek istemiyordum.Ondan bir kez daha ayrılmak istemiyorum.
Bir ses duyuyorum yakınımda.
Sesinden şefkât ve sevgi akıyor..
Kalbim onun sesine karşılık verir gibi çırpınıyor..Acaba abimin bahsettiği bu sesin sahibi miydi?Peki beni bu karanlıktan  çıkarabilir miydi?..

************************************

Kan almak için çıkan hemşire içeri gireli yarım saat olmuştu..Eli göğsün de,sırtı duvara dayalı kapının önünde yerde oturuyordu.Yine bir çok duygu hücum etmişti bir anda..
O yanında değil diye yanlız hissediyordu bir yandanda onu bulduğu için seviniyordu.Başka bir tarafıda kırgın,kızgın ve öfkeliydi.Onu görmemiş ve tanımamış olsa da kalbi onu çoktandır tanıyordu sanki..Şimdi onun içeride canının yanıyor olduğunu bilmek kendisini perişan etmişti.

Baha ve Çağan'ı hem kendisini böyle görüp daha da kötü olmasınlar diye
Cansu'nun arkadaşları ile birlikte kafeteryaya göndermişti.
Kardeşleri şuan anlamasalar bile yanında olmak istiyorlardı biliyordu.
Bu hep böyleydi.Sorgusuz sualsiz yanında oluyorlardı dostları..
Çocuklar gelip hem Cansu'nun arkadaşlarına hemde kendisine kahve almışlardı.Ama ne kendisi ne de onların içecek gibi hali vardı.

"Abi biraz çay iç!..Sana birşeyler olacak diye ödümüz kopuyor artık."diyerek yanına oturdu Baha.

"Hadi abi nolur yapma..Sen böyle yıkılırsan biz de toparlanamayız..."
dedi Çağan'da Baha gibi diğer yanına geçip oturken..Biliyordu..Daha önce birlikte çok zor zamanlar atlatmışlardı.Ama bu sefer ki farklıydı kalp işin içindeydi ve o ne yapacağını bilmiyordu.

Onlar konuşmaya dalmışken bir anda ameliyathanenin kapısı açıldı ve içeriden bir sedye üstünde bir peri çıkarıldı.
Savaş kapı açıldığı anda oturduğu yerden hızla ayağa kalktı.Gördüğü manzara karşısında taş kesmişti o an..
Onu gördüğü gibi de kalbi ısınmıştı.
Ama o bembeyaz sedyenin üzerinde solgun bir tenle bir melek gibi duruyordu.Cansu'yu hızla götürüyorlardı.

Dolmuş gözlerinin kırpıştırarak hızla doktorun koluna yapıştı.

"Onu nereye götürüyorsunuz?.."diye sordu titrek bir sesle.

"Lütfen sakin olun!Şimdilik yoğun bakıma alıyoruz.."

"Neden?"diye sordu Sinan."Ameliyat kötü mü geçti yoksa?"diye sorarken bile kızlar için dik durmaya çalışıyordu.

"Hayır,ameliyat gayet başarılıydı.Bir kez kalbi durdu ama döndü ve başarıyla bitirdik..Sadece kontrol altında tutmalıyız.Bu önümüzdeki 48 saat çok kritik.Ağır bir ameliyat geçirdi ve bir tane daha geçirmek zorunda kalabilir!.."

"Peki onu görebilirsiniz?"diye sordu Savaş.

Cansu'nun arkadaşlarının bakışlarını üzerinde hissetsede onlara aldırmadan doktorun yanıtını bekledi.

"Şu kritik saatlerde hayır!Geçmiş olsun!.."diyerek yanlarından uzaklaştı.

Savaş doktorun ardından çocuklara döndü.Onun bu yaptıklarını anlamlandıramıyorlardı belli ki ama onlara nasıl açıklayacaktı ki?..
Derin bir nefes aldı.

"Bakın biliyorum bir yabancıyım sizin için ve sizden daha yakın olmadığım için içeriye girmemi istemiyorsunuz..
Anlıyorum!Ama onun yoksa bile benim ona ihtiyacım var..Çünkü nefes alamıyorum."diye açıkladı.

"Tabi ki de bizden daha yakın değilsin,olamazsın!"dedi Erem..

"Kim olduğunu bilmiyoruz..Bize sadece adını söyledin!Ve onun yanına girmenize izin vermiyoruz!.."

"Cansu uyandığında size nedenini açıklarım ama şimdi onu görmeliyim
anlıyormusunuz?"

Ortamın daha da gerilmesinden korkan Gökçe hemen aralarına girdi.
Zaten saatlerdir canı burnundaydı.
Birde bu çocukların tartışmalarını çekiyorlardı.İkisinede sinirle bakarak söylendi.

"Şimdi değil..Önce kardeşimiz bir çıksın oradan da ondan sonra tartışırsınız yeter!.."

################################

Biraz kısa olsa da sonunda yetiştirdim..
Biliyorum Aslında dün gelecekti bölüm ama elimde olmayan sebeplerle planlarım aksadı..

Umarım telafi etmişimdir..

Keyifli okumalar!.
Bol bol yorum bekliyorum canlarım...

AŞKIN İZLERİWhere stories live. Discover now