9.BÖLÜM

729 30 2
                                    

Ayseren doğalı tam bir ay olmuştu. Günler hızla geçip gidiyordu ve her zamanki gibi o akşam yemeği Nehir hariç herkes için harika geçmişti. Özellikle Hakan oldukça eğlenmiş görünüyordu ancak Nehir adamın kendisine her yaklaşmasında ne yapacağını şaşırıyordu ve eli ayağına dolaşıyordu. Güç bela yemeğini bitiren kız, yorgun olduğu bahanesiyle odasına kaçtığında derin bir nefes aldı. Odadaki gardıroba yönelip kendisine bir atlet ve şort takımı aldı. Üzerini değiştirdikten sonra bebeğini doyurup tekrar uyuttu ve kendisi de uyumak üzere yatağa geçti. Ne kadar çabuk değişmişti hayatı böyle... Üniversiteyi bırakması, hamileliğini öğrenmesi, Hakan'dan kaçışı, karnındaki bebekle bir başına İstanbul'da ayakta kalabilme çabası... Hepsi yalnızca birkaç ayda gerçekleşmişti fakat Nehir'i oldukça yıpratmıştı. Kız bu zor dönemleri düşünürken odanın kapısı açılmış, Hakan sessizce içeri süzülmüştü. Adamı gördüğünde derin bir nefes çeki içine Nehir. Evet, zor zamanlar geçirmişti ama Hakan'ın mavilerine baktığında içinden bir ses o günlerin geride kaldığını bu adamın her ne pahasına olursa olsun Nehir'i ve bebeğini koruyacağını fısıldıyordu. İşe bak dedi kız, Hakan'dan kaçabilmek için; onunla evlenmemek için bir sürü zorluk çektim şimdi ise onunla evliyim ve ölümüne güvende hissediyorum.

"Uyumamışsın."

Nehir, kendisine şefkatle bakarak konuşan bu adamla ne yapacağını bilemiyordu. Hakan, kıza hastanede oldukça soğuk davranıyordu ama eve geldiklerinden beri garip bir sıcaklık vardı hareketlerinde. Sıcak olması mı yoksa soğuk davranması mı? Hangisinin daha iyi olduğunu düşünürken cevapladı adamı Nehir,

"Seni bekledim."

Aman Tanrım! Aman Tanrım! Ne demişti? Seni bekledim demişti. Lanet olsun niye böyle bir şey demişti? Nehir ağzından çıkanlarla şok olmuştu. İç sesi sinyal vermeye başladı, beyninde acil durum ışıkları yanıp sönüyordu. İçten içe söylendi, Ahh kesinlikle soğuk davranması, kesinlikle ama kesinlikle soğuk davranması daha iyi kızım. Fazla sıcaklık sana yaramıyor, beyin hücrelerin yanıyor saçmalıyorsun! Seni bekledim de ne demekti ama yaa? Hakan kim bilir hakkında ne düşünüyordu şimdi? Off yine kaşları havalanmış, dudağının sağ ucu hafifçe yukarı kalkmıştı ve gözlerindeki ifade... Lanet olsun resmen hoşuna gitmişti söylediği cümle. Yanakları utançla kızarırken gözlerini kaçırdı Hakan'dan. Kafasını yorganın altına gömmek ve bir daha da çıkarmamak istiyordu. Neyse ki Hakan herhangi bir cevap vermeden, dudaklarındaki ufak tebessümle dolabının karşısına geçmişti.

Bakışları Hakan'ı takip ederken, adamın gömleğinin düğmelerini açışını ağır çekimde izleyen kız, karın kaslarını gördüğünde vücudunda bir sıcaklık hissetti. Lanet olası acil durum sinyalleri beynini terk etmişti fakat şimdi de kalbinde ötüyorlardı. İkinci kez rezil olmamak adına sırtını Hakan'a doğru döndü ve uyumaya çalıştı. Ne yazık ki gözlerini kapatır kapatmaz her yer Hakan'ın üzerini değiştirirken ki o etkileyici haliyle dolmuştu. Bu da yetmezmiş gibi Ayseren'e hamile kaldığı geceye dair bazı görüntüler de film şeridi formunda gözlerinin önünden geçmeye başlamıştı. Derin nefesler alarak kendisini sakinleştirmeyi denedi... Neredeyse başarmıştı da ta ki Hakan yatağa yerleşene kadar...

Üst kısmına bir şey giymeyen, altına da dizlerinin hizasında biten bol bir şort geçiren adam yatağın diğer ucuna uzandığında, keyfi yerindeydi. Yorganın altına girdikten sonra yaptığı ilk iş Nehir'e yaklaşmak olmuştu. Kızı kendisine doğru çekti, sırtını göğsüne yasladıktan sonra kollarıyla sardı son olarak bacaklarından birini de Nehir'in bacaklarının üzerinden geçirdiğinde uyumak için hazırdı. Kollarında heyecanla hızlı hızlı nefesler alan karısının ne dediği bile anlaşılmayan itiraz mırıltılarıyla kollarından çıkmak için ki çırpınmalarını ise umursamadı. Başını Nehir'in boynuna gömüp birkaç derin nefes aldı, kızın kokusunu içine çekti. Ardından yüzündeki muzır tebessümle, sıcak nefesini kızın kulağına üfledi ve fısıldadı,

GEÇMİŞTEN GELENWo Geschichten leben. Entdecke jetzt