Başımı sallayarak ceketimi hızlıca üzerime geçirdim ve aynı şekilde hızlıca odadan çıkıp merdivenleri indim.

"Hadi gidelim."

"Olur."

* * * * *

Bir banka oturmuş öylece manzarayı izliyorduk. Daha doğrusu o manzarayı izliyordu, bense onu...

Kafasını gülümseyerek bana çevirdi.

"Neyse. Ben sana soruları soracaktım. Bekle bir saniye."

Elini cebine attı ve telefonunu çıkardı. Ardından not yerine girdi ve okumaya başladı.

"Soru 1 : Jungkook ağlıyor mu?"

"Evet. Hem de sürekli."

Cevabımı da kaydedip diğer soruya geçti.

"Soru 2 : Yoongi hyunga çok kırılmış mı?"

"Fazlasıyla."

"Soru 3 : Evde ne yapıyor?"

"Pek bir şey yaptığı yok. Olanları anlatarak ağlayıp duruyor."

Bu cevabım üzerine dudak büzdü ve cevabımı kaydetti.

"Soru 4 : Yemesinde içmesinde sorun var mı?"

"İştahım yok deyip duruyor."

"Soru 5 : Uyku problemi yaşadı mı?"

"4 gün içinde sadece 6 saat uyudu. Zombi gibi dolaşıyor ortalıkta."

"Yani bu durumda göz altları da şişti, değil mi?"

Kafamı sallayarak onu onayladım.

"Son soruuu! Yoongi hyung ne yapsa onu affeder?"

"O kolay. Ama önce benim birkaç şeyin cevabını almam lazım."

Gözlerini şaşkınlıkla aralayıp bana baktı.

"Jungkook da mı Yoongi hyung hakkında soru sordu?"

"Hayır bunları ben soracağım."

"Oh... Anladım. Peki sor."

"Soru 1 : Yoongi hyungun neden bunları sordu?"

"Aynı şeyi ben sorunca sen karışma velet dedi..."

"Peki... Soru 2 : Onları söylerken Jungkook'un kırılacağını düşünmedi mi?"

"Bunu da sordum. Sen sus bücür dedi."

"Soru 3 : Neden kendi gelmeyip seni yolluyor?"

"Bunu sormadım. Ama sanırım utanıyor."

Utanıyor derken tatlı bir şekilde kıkırdadı.

Tanrım... İçimden bir fanboy çıkıp çıldıracak diye çok korkuyorum...

"Vee son soru. Sevgilin var mı?"

"İyi de bunun konumuzla ne alakası var?"

"Son sorunun cevabını almadın hatırlatırım. Buna cevap ver söyleyeceğim."

"Yok... Sapım ben..."

İstemsizce hoşuma gitmişti bu cevap.

"Hadi sen de söyle. Yoongi hyung ne yapmalı?"

"Jungkook'a büyük boy Adventure Time ve Phineas and Ferb posteri göndersin. Bir de Gumball tişörtü Jungkook'un hoşuna gider. Sonra da yumuşayıp affeder."

"Hmm... Kolaymış! Teşekkür ederim!"

Sevinçle ayaklandığında şaşkınca sordum.

"Nereye?"

"Yoongi hyungun yanına."

"Oh... Son bir şey sormama izin ver."

"Peki."

"Popon için ayrı bir çalışma yapıyor musun? Pek bir güzel de."

Gözlerini sonuna kadar açıp bana baktı.

"S-sen... Bana...!! Görürsün sen!"

Sinirle ceketinin iç gözünden bir şey çıkarıp bana sıkmaya başladı.

Bu şey... Biber gazı!

"A-ah gözlerim!!!"

"Pislik! Hayvan!!!"

Bana hakaretler yağdırarak biber gazını sıkmaya devam ediyordu.

Sonunda biber gazını ceketinin içine soktuğunda derin bir nefes al--BU DA NE?!!

Etraftaki insanlar neden buraya koşuyor?!!

"Tacizci mi bu herif?!"

Bir tanesi tükürük saçarak sinirle konuştuğunda Jimin'e döndüm. Jimin de bana bakarak konuştu.

"Evet. Lütfen yardım edin!"

Siktir...

- - - - -

Bu fotoğraftaki Hope=Ben dndjfnxbsnsbd

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu fotoğraftaki Hope=Ben dndjfnxbsnsbd

Bu fotoğraftaki Hope=Ben dndjfnxbsnsbd

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ingenuous | YoonKook & VMinWhere stories live. Discover now