10-Kardeşim Gibi

375 68 19
                                    

Multimedya: Feyyaz Tuğlu

"Ben seni sevmesine severim. Ama toplum buna hazır değil!"

*

"Orta okul son sınıftaydım. Ders matematik. Canım nasıl sıkılıyor anlatamam. Tam o sırada sınıfa bir kız girdi. Buraya yeni taşınmışlar. Geçti oturdu yerine. Okuduğum yer bizim semtin tek okuluydu o zamanlar. Bir sırada üç kişi oturuyorduk. Kızla aramızda tam tamına on iki kişi var. Eh, birazda gözümü ondan alamıyorum. İlk hafta şöyle yanından geçip omuzuna çarpmakla geçti. Ardından saç çekmeler ve kalemlerini çalmalar. Ve bir ay sonra anladım ki ondan hoşlanıyorum. Sevdiğimi defalarca söylemek istedim lakin nasıl oldu bilmiyorum, kanka olduk. Ona karşı sevgim gittikçe arttı."

Çağrı, baktığı gölden bakışlarını ayırarak bana döndü. "Ceylan'a olan sevgimi anladın mı ?"

"Anladım."

"Peki... Neden Ceylan'ı benden alıyorsun ? Sen onu benden çekip abine yönelttikçe canımın yandığını görmüyor musun ?"

Kafamı sallamakla yetindim. Başka yapacak bir şeyim yoktu. Çünkü ben aşk neydi bilmiyordum.

"Canın yanabilir, Çağrı. Fakat ben acı tatlı bu duyguların hiçbirini tatmadım. Nasıl davranacağım konusunda pek emin de değilim."

"Feyyaz.. Yani Feyyaz abiden hoşlanıyorsun değil mi ?"

Bakışlarımı ona kaldırdım. "Galiba."

"Onu bir kızla görsen nasıl hissedersin."

Görmüştüm bile. Üzüldüm, biraz kırıldım. "Bu hiçbir şeyi değiştirmez, Çağrı. O, ondan hoşlandığımı bilmiyor. Ne bileyim bana o gözle bakmıyor. İkimiz sadece arkadaşız."

"O arkadaşlıkları bilirim ben." Dedi. "Kalbinin sesini dinle, Yağmur. Yoksa benim gibi senelerce bekler ardından başka biriyle mutlu olduğunu görürsün. Aşk acısı dünyanın en boktan şeyidir. Ne demişler, Ya öp ya da öldür."

Gülümsedim. "Ya da evlen."

Biriyle dertleşmek gerçekten güzeldi. En azından içindekilerini bir köşeye atıyor fikir sahibi oluyordun. Kalbimin sesini dinleyecektim.

Ayağa kalkarak motosikletin yanına ilerlemeye başladım. "Gidelim mi ? Geç oldu."

"Gidelim."
--

Yatağıma oturmuş camdan dışarıyı seyrederken fark ettim ki, o fırlattığım plağın parçaları karın erimesiyle gün yüzüne çıkmıştı.

Bu bana bir mesaj mıydı ? Sen ne kadar Feyyaz'dan kopmak istesen de bir parçası seninle kalır.

Saçmala Yağmur ! Şimdi in aşağı ve o parçayı al. Kalbinin sesini dinle. İnşallah beni yanıltmaz.

Alt kata inerek sessizce botlarımı ve montumu giydim.

"Nereye, küçük Hanım ?"

İhtiyacınız olduğunda karşınıza çıkmayan bu abiler neden hep bu zamanlarda dimdik ayakta olurlardı ?

"Şey... Okula gidiyordum."

Kollarını göğsünde birleştirip hafifçe sırıttı. "Bu saatte ne okulu ? Hem senin çantan nerede ? Elini kolunu sallayarak mı gidiyorsun ?"

"Ah, uyur gezerim herhalde. Merdivenden ne zaman indim hatırlamıyorum. Neyse, ben odama çıkayım."

Şu an bir yalan bulamadım. El mahkum odama çıkıp uykuma devam etmeliydim.

Odama girdikten sonra tekrar camın önüne oturarak düşünmeye başladım. Acaba çarşafları uç uca birleştirip camdan mı atlasam ?
Yine Onur'un beni yakalama ihtilami fazlaydı.

Martı OlsaydıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin