3-FBI Ajanı

536 112 22
                                    

[Düzenlenmiş Bölüm]

Tüm kelimeler harfiyen düzeltilmiştir. Eski bölümle yakından uzaktan alakası yoktur !

"Sorun değil başkasının olman. Başkasıyla olup intikamda almam. Beklerim, evet sonuna dek beklerim. Gelmesen dahi ben bir başkasıyla olmam."

-Yeis Sensura

*

Tekneye geldiğimde, gülümseyerek bana bakan Feyyaz ile karşılaştım. Elini uzattı. "Tekneye binmene yardım edeyim."

Bir süre öylesine yüzüne baktım. Dün tanımıyormuş gibi davranırken, şimdi gülümsemesi tuhaf değil miydi ?

"Gerek yok, kendim binebilirim." Girişteki demirlere tutunarak adım attım. O da binerek yanıma geldi.

"Biliyorum kızgınsın ama yanında biri varken seni zor duruma sokmak istemedim. Bu arada çok teşekkür ederim."

İnsanların kendi hatalarını anlaması ne güzel şeydi. "Önemli değil. Bu arada o senin kız kardeşin mi ? Hiç benzemiyorsunuz."

Gülümsedi. "Babama çekmiş, sarı kafa."

Ben de gülümsemeye çalıştım fakat daha mühim meselelerim vardı. Abimi o kafe de yalnız başına bırakmamalıydım.

"Senden bir şey isteyebilir miyim ?" Dünyanın en iyi gülümsemesini takındım yüzüme. Tamam normal bir gülüş olabilirdi ama o benim için dünyanın en iyi gülümsemesiydi.

"Tabii," dedi. "Ne istersen."

"Benim bugün işi kaytarmam lazım. Bana birkaç saatliğine yardım eder misin ?" Elimi koluna koyarak gülümsemeye devam ettim. "Lütfen ! Ne istersen yapabilirim. Hatta dümen bile sürerim ama benim bugün gerçekten gitmem gerekiyor."

Uzun süre kolunda ki elime baktı. Rahatsız olabileceğini düşünerek geri çektim. Bir şey söylemedi. Eh, babama karşı küçük düşmek istemiyordu belki de. Onun kızına yardım edecek kadar aptal gibi de durmuyordu.

Dudağımı büktüm. "Peki, öyle olsun." Yağmurluğu giyinmek üzere arkamı dönerken arkamdan seslendi. "Bu önemli işin ne ?"

Tekrar geri dönerek yanında durdum. Bir şansım vardı bence. "Kız meselesi diyelim olsun bitsin. Yardım ediyor musun ?"

Kolunda ki saati gösterdi. "Bir saate kadar burada ol. Eğer geç kalacak olursan peşine düşerim haberin olsun."

Dünyanın en iyi abisi olabilirdi Feyyaz. Sanki bende hiç abi yokmuş gibi onu dördüncü olarak evimize almak istiyordum.

Okeye dördüncü aramıyorum arkadaşlar, abim olarak gelsin kalsın. Onur, Bora ve Barış ondan örnek alıp uslu çocuklar olabilirdi.

"Teşekkür ederim." Boyum ondan kısa olduğu için beline sarılabildim. "Sen dünyanın en iyi adamısın."

Kollarını iki yana açmış, çekilmemi ister gibi geri adım atmıştı. Koala gibi yapışırsan olacağı buydu.

Geri çekilerek saçımın bir tutamını kulağımın arkasına ittim. "Özür dilerim."

Ve hızla tekneden atlayarak sahilde ki kafenin yerini tuttum. Feyyaz, kardeşi Ceylan'ı abime ayarladığımı bilseydi eğer dümen odasına kilitler, akşama kadar çıkmama izin vermezdi.

Kafeye geldiğimde abim bir masaya oturmuş Ceylan'ı uzaktan süzüyordu. Siyah gözlüğümü takarak etrafı süzdüm. Şu an kendimi FBI ajanı gibi hissetmem doğal mıydı ? Onur beni görünce şaşkınlıkla ayağa kalktı. "Sana gelmeyeceksin demedim mi ? Hemen tekneye geri dönüyorsun."

Duymamazlığa geldim. "Sen Ceylan'dan ikimize çay iste. Ben de lavaboya gideyim." Sırt çantamı sandalyeye bırakarak lavabo tarafına yöneldim. İçeri de o kadar çok çalışan vardı ki, Çağrı'yı bulmam biraz zaman alacak gibiydi.

Önümden geçen bir çalışanı durdurdum. "Merhaba ! Ben Çağrı Yurt'a bakmıştım ama onu göremedim. Şu an nerede olabilir ?"

Eliyle arka bahçeyi işaret etti. "İleriden az sağa dön. Orada servis yapıyor."

Teşekkür ettikten sonra dediği yere doğru yöneldim. İlk bakışta tanımıştım çocuğu. Hem esmer hem yeşil gözlü bir çocuğu kim fark etmezdi ki ?

Birkaç tabağı masaya yerleştirirken kolundan tuttum. Hızla bir elime bir bana bakmaya başladı. "Buyrun ?"

"Kimseye belli etmeden beni takip et !" Ben köşeye geçtiğimde o da kaşlarını çatmış bir şekilde yanıma gelmişti. "Kimi takip ediyorsunuz hanımefendi ? Yardımcı olayım."

Gözlüğümü biraz indirerek ona baktım. "Ben kimseyi takip etmiyorum. Konuşacaklarım seninle." İşaret parmağım ile gözlüğü geri ittim. "Şimdi sana soracağım soruları iyi cevapla;

Ceylan kim ?

Onunla yakınlık derecen ne ?

Sevgilin var mı ?

Ceylan ile sevgili olma ihtimaliniz yüzde kaç ?"

Hızıma yetişemeyen Çağrı baygınlık geçirerek hastaneye kaldırıldı demek çok isterdim fakat alayla gülmekten başka bir şey yapmıyordu. "Sen önce şu gözlüklerini çıkar. Ben güneşin olduğunu göremiyorum çünkü."

Güneş'in kendisi bendim ama gözlüğümü çıkartarak gülümsedim. "Evet, soruları cevaplaman için on saniyen var."

Gerçekten on saniye kadar bekledi. "Süre bitti. İşlerim var tutma beni."

Tam gidecekken kolundan tuttum. "Ceylan senin neyin oluyor ?"

"Cevaplarsam gidecek misin ?"

"Doğru cevaplarsan giderim."

Kolunu benden çekti ve biraz eğildi. Fısıltıyla, "Ceylan benim arkadaşım fakat onu çok seviyorum." Diyerek yanımdan ayrıldı.

Demek onu seviyor ama açılamıyordu.

Gözlüğümü tekrar takarak masaya ilerledim ve yerime oturdum.

"Yıllık tuvaletini yaptın herhalde. Durum ne ?"

"Çağrı, Ceylan'a aşıkmış !"

"Ne !? Böyle bir şey imkansız. Ben daha yakışıklıyım."

Ego bizde aile mirasımızdı. Bu yüzden yadırgamamak gerekir.

"Yani sen bir Karadeniz'li olarak
uşaklığını ortaya koyuyorsun ama esmer ten ve yeşil gözlü bir uşakta her zaman bulunmuyor abiciğim."

Masada bulunan kesme şekeri kafama fırlattı. "Şu an sen benim tarafımı tutman lazım."

O sıra da annemin aramasıyla kafeden erken ayrıldım. Eve acilen gelmemi istiyordu. Ne olduğunu sorsam da 'gelince görürsün.' Diyerek geçiştirmişti.

Eve vardığımda odama çıkarak kapımı açtım fakat bilgisayarda açık olarak duran Beyaz üniformalı Feyyaz karşılamıştı beni.

Annemin yanlışlıkla kasaya basması sonucu bu fotoğraf çıkmıştı ve şimdi benden açıklama bekliyordu.

Ama benim yapacak bir açıklamam yoktu.

..

Bölüm nasıldı ?





*

Sizce hikaye nasıl gidiyor ?

Martı OlsaydıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin