İncibus, mitolojide şehvetle beslenen erkeğe denirdi. Bir şekilde seksle beslenir ve kadınları baştan çıkarırlardı. Janet, saçmalığa karşı durdu. "Tanrı aşkına bu da neydi? beslenmek için beni mi seçtin?"

Erkek kıkırdadı. "Beslenmedim ki" dedi. Ardından durdu. "Üzgünüm" diye tekrarladı. "Ama çok tuhaftın. Yani tuhaf bir şekilde çok üzgün ve mahvolmuş görünüyordun. Bir incibus, duygularla oynayabilir. Bu yüzden sana biraz mutluluk vermek istedim."

Janet, durdu ve kızgınlığının azaldığını hissetti. "şey" dedi sessizce. "Teşekkür ederim" dedi.

"Adım Tyson" dedi erkek elini ona uzatarak.

"Janet" dedi genç kız ve onun elini tutup sıktı. "Bence bir daha ki sefere o şekilde yaklaşmaktansa önce kendini tanıt. Belki daha az bağırırım"

Tyson, tek kaşını kaldırdı. "Demek gelecek sefere iznim var" dedi alaycı bir şekilde.

Janet, geri adım attı ani bir şekilde ama erkek güldü. "Şaka yapıyordum sadece" dedi. "Ben bu okula yeni geldim" dedi. "Bu yüzden kendime uygun bir arkadaş arıyordum"

Janet, başını salladı. "İnsanlara çok tuhaf yaklaşıyorsun" dedi. "Sana arkadaş bulmada bol şans." Arkasını döndü ama erkek ona izin vermedi. Janet, arkasını döndü. "Yine ne var?"

Tyson, omuz silkti. "Şey," dedi sıkkın bir şekilde. "Şu an herkes bize bakıyor"

Janet, başını kaldırdı ve etraflarındaki insanlara baktı. Onlara tuhaf bir şekilde bakıyorlar ve fısıldaşıyorlardı. Janet, tısladı. "Ne bekliyordun ki?" dedi içinden lanet ederek. "Biz okulun ortasında tanımadığımız kızları öpmeyiz"

"Sadece iyilik yapmak istemiştim"

Janet, onun oyuncu gözlerine baktı. Bir köpeğinki gibi boncuk gözlerle ona bakmaya başladı. Janet, derin bir nefes aldı. İşe yaramıştı hiç şüphesiz. "Pekâlâ" dedi. "Senin için ne yapabilirim, Tyson?"

Tyson, gülümsedi ve onun elini tuttu yanında yürümeye başladı. "Bu ders programım" dedi eline kâğıdı tutuşturarak. Janet, kaşlarını çattı ve ona baktı. "Tanrım, her dersimiz aynı neredeyse"

Tyson, şaşırmış gibi ona baktı. "Ciddi misin? Tanrılar aşkına şanslı günümse olmalıyım."

Yeni sınıfa gidene kadar, Tyson ve Janet, sohbet etmeye devam ettiler. Birden bire Janet, gününün nasıl böyle değiştiğine şaşırmıştı ama Tyson çok sevimliydi. Birlikte sınıfa girdiklerinde Janet, gülümsüyordu. Bugün için bir mucizeydi bu.

Ders, tanrılar tarihiydi ve sözel ders oldukça sıkıcı olurdu. Janet ve Tyson, arkalarda bir sıraya yerleşti. Rin ve Jase, ortalarda büyük bir grupla birlikteydiler. Janet, Rin' e ya da Jase' e bakmamaya dikkat etti özellikle.

Tyson, onun yanındaydı ve sıkıcı bir dersi nasıl eğlenceli bir hale getireceğini biliyor gibi duruyordu. Öğretmenler Bay Lagley, dersi mırıldanarak anlattıkça Tyson, konular hakkında yorum yapıyor ve Janet’ i güldürüyordu. Birkaç dakika sonra Suni’ de katıldı onlara.

Janet, ağzını eliyle kapadı ve kıkırtısını bastırmaya çalıştı. Gözlerinden yaş gelmişti. Tyson, yanında rahat bir şekilde oturmuş ve bacak bacak üstüne atmıştı. Bir eli Janet’ in kıvırcık saçlarıyla oynuyordu. Suni’nin yüzü kızarmıştı ve gözlerinden yaş geliyordu.

Genç kızlar birbirine baktılar ve aynı anda Tyson bir şeyler mırıldandı. Janet, gülüşleri arasından gözlerini açtı ve bir anda Jase’ in delici bakışlarıyla karşı karşıya geldi.

Rin, onun omzuna koydu elini ve Janet’ e baktı. “Sinirlenmene gerek yok, aşkım” diye söylendi sesli bir şekilde. “Herkesin gözü önünde yiyişmekten çekinmeyen insanların derse saygı göstermeleri de beklenmez elbette”

Janet, gözlerini kocaman açtı ve gülüşü boğazında kaldı. Tam yorum yapmak için ağzını açacaktı ki durdu. Babasının sözleri aklına geldi ve geri çekilmek zorunda kaldı. Ancak Tyson’ un böyle bir niyeti olmadığı belliydi. “Size kesinlikle katılıyorum, matmazel” dedi sakin bir sesle. “Ama şu da söz konusu ki biz işimizi kendimiz yapıyoruz en azından. Merak ediyorum sevgilinle sen yerine baban mı sevişiyor acaba? Sonuçta ağlayarak babasına koşan sensin”

Janet, kocaman açılmış gözlerini ona çevirdi. Ancak Tyson son derece kendinden emin ve rahat görünüyordu. Rin’in sesi kesilmişti. Herkes şok olmuş bir biçimde onlara bakıyordu ama öğretmenleri bunu anlamamış gibiydi.

Jase, bir süre daha ikisine baktı. Janet, onun gözlerinde hapsolmayı bekledi ama olmadı. Altın rengi gözleri onu tutmadı bu sefer orada kaybolmadı. Jase, kaşlarını kaldırdı. “Belki de girmemen gereken yerlere giriyorsundur, incibus” dedi sakin bir sesle.

Janet, o zaman Jase’in ilk kez konuştuğunu fark etti ama erkek önüne döndü. Yine de ardında bıraktığı şey tam bir tehditti.

Rin ise hala onlara bakıyordu. Zil çaldığı andaysa rahatlayan tek kişi Suni olmuştu.

Tanrılar Okulu #1Where stories live. Discover now